TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Kişi başı su tüketimimiz dünya ortalamasının neredeyse iki katı. Oysa ülkemiz dört tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen tatlı su bakımından yetersiz. Önümüzdeki yıllarda su kıtlığı yaşamamak için, su kaynaklarımızı doğru kullanmak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için yeni stratejiler geliştirmeliyiz. İlkokul sıralarından itibaren çocuklarımıza bilinçli su tüketimini öğretmeliyiz” dedi. 

Su tasarrufu konusunda ülke olarak harekete geçmemiz gerektiğini belirten Palandöken, "Ülkemizin dört tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen, aldığı yağış miktarı bakımından dünya ortalamasının oldukça altında. Avrupa’daki ve dünyadaki diğer ülkelere göre, kişi başına kullanılabilir su miktarı bakımından su sıkıntısı çeken ülkeler arasındayız. Ancak buna rağmen kişi başı günlük su tüketiminde dünya ortalamasının oldukça üzerindeyiz. Dünyada kişi başı günlük 80 litre su tüketilirken Türkiye’de bunun iki katından bile fazla, 190 litre su tüketiliyor. Eğer böyle giderse çok yakın bir gelecekte ülkemiz su fakiri bir ülke haline gelebilir. Hem ülkemizin geleceği hem de çocuklarımızın geleceği için su tüketimi alışkanlıklarımızı bir an önce değiştirmeliyiz. Küçük büyük demeden, toplumun tüm kesimleri bir araya gelerek su konusunda toplumsal duyarlılık ve sorumluluk üstlenmelidir” diye konuştu.

"KÜÇÜK ÇAPLI TASARRUFLAR SU İSRAFINI BÜYÜK ÖLÇÜDE ENGELLER”

Çok basit çözümler ve kolay tasarruflarla su tüketiminin büyük ölçüde azaltılabileceğine dikkati çeken Palandöken, “Evimizde, iş yerlerimizde, okullarda ve tüm kamusal alanlarda rutin olarak yaptığımız alışkanlıklarımızı değiştirmek bile su israfını önlemede büyük önem taşıyor. Bu kapsamda herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli. Su tasarrufu, ödediğimiz su faturalarını azaltmak için değil, kıt su kaynaklarını daha verimli ve israf etmeden kullanabilmek için yapılmalıdır. Buradaki sorun, su faturasından tasarruf edilen birkaç TL değil, ülkemizin ve dünyanın geleceğidir. Su kaynaklarımız tükendiğinde zengin fakir demeden herkes bundan etkilenecek. Suyun adeta milli servetimiz olduğu ve israf edilmemesi gerektiğini unutmamalıyız. Çocuklarımızı bir damla suyun kıymetini bilerek yetiştirmeliyiz. Okullarda su tasarrufu konusunda eğitimler ve konferanslar vererek su duyarlılığı oluşturmalıyız. Su kaynaklarının doğru kullanımı ve suyun geri dönüşümü konusunda ise ülke olarak yeni stratejiler belirlemeliyiz. Özellikle zaten son derece azalmış olan yer altı su kaynaklarını korumak için her türlü çalışmayı yapmalıyız. Kamu spotlarıyla halkı bilinçlendirmeliyiz. Ayrıca tatlı su kaynaklarını kirleten tüm faaliyetleri de bir an önce yasaklamalıyız” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi