Habertürk'ün usta ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım, bugünkü köşesinde markette gördüğü bir ürünün fiyatındaki değişim karşısında nasıl şaşırdığını açıkladı.

Yıldırım'ın "Piyasayı bozduk, sütten ağzımız yandı!" başlıklı yazısı şöyle:

Markette günlük sütün fiyatını 35 lira görünce şaşırdım. Ben son olarak 20-22 lirada kalmışım. Ne ara bu fiyata geldi? Sonra diğer marketlere de baktım. Farklı markalara göre 20 liraya kadar inen sütler de var. Ama farklı marka ve yağ içeriğinde. Süt fiyatlarda bir çeşitlenme dikkat çekici.

Sonra TÜİK ekim ayı süt üretimi ve Tarım ÜFE verilerini açıklayınca markette sütün fiyatının niye 35 liraya çıktığını anladım.

Sütün tonu dünya borsalarında 500 doların altında. Tüketiciye litresi yaklaşık 1 dolar civarında ulaştırılabiliyor. Bizde ise 1.5 dolara çıkmış. İlginç bir durum.

Çünkü inek sütü üretimi ekim ayında yüzde 10 düşmüş. İçme sütü üretimi ise yüzde 25 gerilemiş. Yılın 10 aylık döneminde ise azalma yüzde 3.3 ile daha ılımlı.

Üretimdeki bu kayıp yanında nüfus artışını ve turist artışını ilave edince arz-talep dengesi bozuluyor.

Nüfus artıyor, gelen turist sayısı artıyor ama süt üretimi düşüyor, doğal biçimde fiyatı yükseliyor. Fiyat üreticiden yükselmeye başlıyor. Tarım ÜFE’ye göre işlenmemiş inek sütünün fiyat artışı bir yılda yüzde 159’a ulaştı.

Rekor fiyat yükselişine neden olarak tarım üretiminin ithalata bağımlılığı, yükselen döviz kurlarını, yükselen gübre fiyatlarını, enerji fiyatlarındaki yüksekliği gösterebiliriz.

Pandemi sürecinde başlayan sonra da döviz kuru artışı ile ivmelenen yem fiyatları karşısında, süt fiyatları baskı altında tutulunca üreticileri üretimden vazgeçmeye başladı. Süt ineklerini kesime verdiler.

Bu durum et fiyatları üzerindeki baskıyı bir süredir hafifletiyor.

Ama şimdi üretim kaybı nedeniyle süt ve süt ürünleri aldı başını gitti. Kasım ayında yüzde 15-17 arasında fiyatı en yüksek artan gruptu.

Ekim ve kasım ayı ilginçtir, ineklerin yaylalardan, meralardan indiği ve yemle beslemeye geçildiği aylardır. Çifti de şartlara bakıyor ve bütün kış boyunca besleyeyim mi, beslemeyeyim minin kararını ekim ve kasımda veriyor.

Maliyet artışlarının zamanında süt satış fiyatlarına yansıtılmaması büyük hata olmuş.

Şimdi sağılacak inek sayısı azaldı. Hemen bu sayı çoğaltılamaz. Kaldı ki bunun için uygun bir yapının kurulması lazım artık.

Belli bir hacme ulaşmış tarım ürünlerinin kendine has piyasası vardır. Süt piyasası bunlardan biri. Sorunun bu aşamaya gelmesinde süt piyasasına aşırı müdahalenin etkisi var. Fiyatları baskı altında tutayım derken ölçü kaçtı, üretici ineklerini kesime verdi.

Piyasayı bozunca başımıza gelenleri gördük. Artık süt de, peynir de yüksek gelirli kesimin tüketebileceği bir ürün haline geldi. Şimdi ise yoğurdu üfleyerek yeme zamanı.

Editör: Haber Merkezi