HEP söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Türk ekonomisindeki bozulmaların temel sebeplerinden bazıları, tutumsuzluk, har vurup harman savurma, toprağa biraz fazla para gömme, Suriyelilere harcanan milyar dolarlar ve ABD’dir. Ve de ABD güdümünde, batı güdümünde hareket eden, sadece emperyalistlerin dümen suyu ile işleyen bazı kredi ve derecelendirme kuruluşlarıdır.

Borsa üç bin puan düştü

Cumhurbaşkanının ABD seyahati öncesinde, para piyasaları, borsa faizler dengeye girmişti. Bir tek dolar direniyordu. Onun da temel sebebi Türkiye’de parasını dolara yatıran, doları bir yatırım aracı olarak, güvenli bir liman olarak görenlerin çokluğu. Diyeceğim odur ki, ABD seyahati öncesinde Cari açık yıllardır ilk defa, 2.6 milyar dolarlık bir fazla vermiş ve bu da yüzümüzü güldürmüştü. Öte yandan turizmde 45 milyona yakın turisti ağırlamış, 30 milyar dolara yakın bir girdi yakalamış bir ülkeyiz. Bu veriler hem psikolojimizi hem de morallerimizi düzeltmişti. Bu beklentiler ile yabancılar borsamızda hisse senedi almaya başlamış, özellikle banka kâğıtlarında yoğunlaşmıştı. Yani görüntü iyimser bir düzlemdeydi. Bu iyimserliğin tabii ki ABD gezisi ile de bir alakası vardı. Trump ile Erdoğan’ın, S-400 ile F-35 meselesine baş başa görüşmelerde bir çözüm bulunacağına inanılıyordu. Hatta yaptırımların örseleneceği, Trump’un bunun önüne geçebileceği dillendiriliyordu. Ve de en önemlisi 100 milyar dolarlık bir ABD, Türkiye ticaret hedefi sanal da olsa gönüllerdeydi. Bu beklentiler borsayı yükseltti, bankalarda faiz indirimleri ard arda geldi. Faizler aşağı doğru evrildi.

ABD ekonomi cellâdı

Ama kötü olan bir şey var. Birisi o birisi, Demekles’in kılıcı gibi hep tepemizde. Bir tweetle ekonomimizi bozuyor. Ahlaksızca mektuplarla hakaret ediyor. Garip söylemlerle ekonomimizin dengesini altüst ediyor. Bunları hep gördük. PKK sevici Rahip olayında. Afrin, Cerablus operasyonlarında, PKK’lı katilleri yok etme süpürme operasyonlarında. Karşımızda bize karşı olan, bizi tehdit eden, Bizi düşman olarak gören bir ülke vardı; “ABD ve yönetenleri”. ABD, terörist işbirlikçisi Pentagon ve onun yarı deli yalancı başkanı. Asla yanımızda olmadılar. Hep karşımızda, hep düşmanca tavır. Hep göz boyama, oyalama ve de kandırma. Büyük beklentilerle gerçekleşen ABD seyahatinde de değişen bir şey olmadı. Herkes kendine oynadı. ABD teröristleri korumaya devam etti. ABD tehditlerine devam etti. ABD düşmanca tasarılarının arkasında durmaya devam etti. Bizim söylediklerimizi önlerine koyduklarımızı ise kör gözüme misali, duymadı, görmedi, anlamadı veya anlamak istemedi. Sonuçta ne oldu? Yine para piyasalarımız borsamız bu şer görüntüden etkiledi. İstanbul menkul Kıymetler Borsası, bir günde 3 bin puana yakın düştü. Borsa ekranları kızardı. Adeta psikolojimiz bozuldu, aslında gönül isterdi ki! ABD’ye inat borsalarımız 3 bin puan yükselsin. Ama öyle olmadı. Olamazdı da. Çünkü borsamızın hâkimi 60 milyar dolarlık yatırım portföyleri ile maalesef yabancılar. Onlar satınca engellemek bu satışların önünde durmak maalesef mümkün olmuyor. Sonuç olarak yine ABD yine Trump, yine çöken bir borsa ve para piyasaları. Böyle stratejik dostun varsa, inanın düşmana hiç ama hiç ihtiyacın olmaz.