''MİLLİYETÇİLİK onların zannettiği gibi sadece demir dövme, poşu bağlama değildir. Milliyetçilik, milletine kara sevda ile bağlanmaktır. Milliyetçilik, binlerce yıllık mirası yüreklerde taşımaktır. Milliyetçilik, yok olduğu sanılan bir coğrafyadan yeniden doğmaktır. Ve ihtiyaç olduğunda da ölüm karşısında imtihan olmaktır. Milliyetçilik, Orta Asya bozkırlarına kadar uzanan ulu bir çınardır, Milliyetçilik, Mete'dir, Selçuk Bey'dir, Yavuz'dur, Atatürk'tür. Sabırdır, çiledir, inançtır, çelikten bir yürektir. Milliyetçilik, Ziya Gökalp'tir, Atsız'dır, Türkeş'tir. Nene Hatun, Antepli Şahin, Sütçü İmam'dır. Milliyetçilik, Köroğlu'dur, Pir Sultan'dır, Baki'dir. Yesevi'dir, Yunus'tur, Hacı Bektaş'tır. Milliyetçilik Malazgirt'tir, Mohaç'tır, Sakarya'dır, Osman Bey'dir, Yıldırım'dır, Fatih'tir. Milliyetçilik, gurbetteki Çolpan'dır, Vahapzade'dir. Milliyetçilik, semahtır, halaydır, horondur, bardır, zeybektir, seymendir, yiğit Dadaş'tır. ''

Bunlar Sayın Devlet Bahçeli'nin 19 Kasım 2006'daki MHP 8. Büyük Kurultayı'ndaki sözleridir.

Taksim'e 10 bin genci yığma tehdidine MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin verdiği cevap karşısında panikleyen Erdoğan'ın, Türk tarihinin vazgeçilmez sembolü Bozkurt'a saldırarak haklı çıkmaya çalışmasını görünce yukarıdaki sözleri bir kez daha hatırladım.

Evet... Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı; Bozkurt'un ne olduğunu bilmiyor ama her olayda olduğu gibi demir dövüp göz boyamayı çok iyi biliyor.

KOLTUK İÇİN HER YOL MÜBAH...

İŞİNE geldiği zaman milliyetçilikten bahsedenler, sadece koltuklarını düşünürler.

Ama halkı kandırmakta da çok mahirdirler...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 9 yıldır milliyetçilik söylemleri de böyledir.

Her seçim dönemi milliyetçi söylemlere sarılmaya başlar...

Yıllardır yaptığı gayrimilli icraatları bir seçim sürecinde unutturmaya çalışıp, milliyetçi duyguları sömürebildiği kadar sömürür...

İdam edilen Ülkücüler'in mektuplarını okuyup timsah gözyaşları döker.

Duyguları sömürme konusunda uzmanlaşmış kişilerin partisi olan AKP'nin de, Erdoğan'ın da siyaseten en büyük silahı budur.

Ancak bu kadroların milliyetçilikle uzaktan yakından alakaları yoktur.

Çünkü onlar koltukta kalmak; halkı aldatmak için her yolu kullanırlar.

CEVAP BEKLEYEN SORULAR...

ÖRSE çekiç vurup çıkan sese kapılıp kendisini milliyetçi sanan Erdoğan'a soruyoruz:

ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde parmağını sallaya sallaya ''Ermeniler ile aranızı düzeltin'' minvalinde konuşması sonrasında Ermenistan açılımını başlatarak mı?

40 bin kişinin katili ile müzakereler yaparak mı?

PKK'nın temsilcilerini Meclis'e sokarak mı?

Hocalı Katliamı'nın olduğu gün TRT-1'de ''Türk-Ermeni Dostluğu'' konulu programın yayınlanmasıyla mı?

Türkiye-Ermenistan futbol maçında Azerbaycan bayrağının yasaklanmasıyla mı?

Bizans hayallerini gerçekleştirmek isteyen Papaz'ın her isteğini yerine getirerek mi?

Peygamberimize hakaret eden karikatüristi savunan Anders Fogh Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ne onay vererek mi?

Telafer'de ve tüm Kuzey Irak'ta Türkmenler katledilirken ses çıkarılmayarak mı?

Kerkük'e uğramadan PKK'nın hamisi Barzani'nin ayağına gidip beraber Yemen türküsü söyleyerek mi?

Güzel halkım... Gör bunları... Tanı bunları...

ATATÜRK DİYOR Kİ...

BAKIN Türk'e kefen biçmeye çalışanlara Ulu Önder Atatürk ne cevap veriyor:

"Bu memleket, tarihte Türktü; hâlde de Türk'tür ve ebediyen Türk kalacaktır.''

''Biz, doğrudan doğruya milletperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa, o topluluğa dayanan Cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.''

''Milletim Türk, Vatanım Türkiye, Ülküm Türklüktür...''