Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da 'Uluslararası Demokratlar Birliği Kapasite Geliştirme ve Eğitim Çalıştayı'nda katılımcılarına hitap etti.

Erdoğan, Amerika'da İsrail'i protesto edenlere yönelik şiddet uygulanmasına tepki göstererek "Bazı prestijli marka üniversitelerinde vicdanlı öğrenciler ve akademisyenler katliama tepki gösteriyor. Şiddete, işkenceye maruz kalıyorlar. Rektörler, akademisyenler işten atılıyor, linç ediliyorlar. Kimsenin bu hadiseler karşısında gıkı dahi çıkmıyor. Batı'nın Gazze konusunda takındığı iki yüzlü politikaları ibretle takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.

ABD'nin New York kentinde başlayan Filistin yanlısı protestolar, ülkenin prestijli üniversitelerine yayıldı. Üniversite yönetimleri ile öğrenciler karşı karşıya gelirken, yüzlerce öğrenci gözaltına alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerika'da dalga dalga yayılan protestolardaki polis şiddetine tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı;  "Bazı prestijli marka üniversitelerinde vicdanlı öğrenciler ve akademisyenler katliama tepki gösteriyor. Şiddete, işkenceye maruz kalıyorlar. Rektörler, akademisyenler işten atılıyor, linç ediliyorlar. Kimsenin bu hadiseler karşısında gıkı dahi çıkmıyor. Olayların yatışmasını bekliyorlar. Çünkü batı demokrasisinin sınırlarını İsrail'in çıkarları çizmekte. Bizi ve ülkemizi hedef alanlar Türkiye'yi düşmanlaştırarak hiçbir yere varamazsınız. Ne yaparsanız yapın antisemittik lekesi bize yapışmaz. Yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa nasıl karşıysak antisemitizmi de reddediyoruz. Amacımız Gazze'de kalıcı ateşkesin tesisi ve iki devletli çözüme giden yolun açılmasıdır. Ne yapıyorsak böyle bir barış ikliminin bölgemizde sağlanması için yapıyoruz.

Hak verilmez alınır şiarıyla mücadele tempomuzu biraz daha arttırmalıyız. Her zamankinden daha dinamik bir anlayışla hareket etmeliyiz. Her zaman söylüyorum; biz nerede yaşarsak yaşayalım, milletçe güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Bugün yaklaşık 7 milyon insanımız Avrupa'da yaşıyor.

Avrupalı Türklerin neredeyse yarısı Almanya'da ikamet ediyor. Vatandaşlarımız uzun yıllar haklarını kullanma noktasında sıkıntı çektiler. Hakkaniyetli olmayan tercihe zorlandılar. Alman makamlarıyla olan görüşmelerimizde yaşanan sıkıntıları pek çok kez gündeme taşıdık. Almanya'nın uzun yıllar direndikten sonra çifte vatandaşlığı kolaylaştıran düzenlemeleri kabul etmesini olumlu karşılıyoruz. Bu imkandan yararlanmanız, mücadelenizde sizlere kuşkusuz fayda sağlayacaktır. Bu konudaki yaklaşımımızı geçen hafta Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'e de ifade ettim.

 Solingen faciasından 31 yıl sonra 25 Mart'ta yine aynı yerde 2'si çocuk 4 kardeşimize yönelik düzenlenen ırkçı saldırıyı gündeme getirdim. Bu saldırının tamamen aydınlatılması ve sorumluların da mutlaka cezalandırılması gerektiğini kendisine söyledim. Onlarca vatandaşını ırkçı teröre kurban vermiş bir ülke olarak bu hadiseler karşısında sessiz kalamayız. Vatandaşlarımızla birlikte, soydaşlarımızın haklarını da korumak devletimizin asli görevlerinden biridir." söyleminde bulunarak  Türk vatandaşlarının haklarının korunacağını vurguladı.

Kamuda çalışmak isteyenlere kötü haber! Sınırlama getirildi Kamuda çalışmak isteyenlere kötü haber! Sınırlama getirildi


Erdoğan, nefret suçlarıyla mücadele noktasında Avrupa'da bir ayrımın söz konusu olduğunu belirterek;"Bu tür olaylarda suçun kendisinden ziyade mağdurun kimliği daha fazla ön plana çıkıyor. Müslümanlara ve göçmenlere yönelik düzenlenen ırkçı saldırıların çoğunun daha soruşturma aşamasında örtbas edildiğini hepimiz biliyoruz. Avrupa'daki gelişmeleri takip eden herkesin kabul edeceği gerçek şudur; bugün Türk ve Müslüman nefretinden beslenen Neo-Nazi terörü, insanlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Aşırı sağcı akımların kimi Avrupa ülkelerinde bizzat devlet tarafından himaye edilmesi, batı demokrasileri adına tam bir faciadır, utançtır, skandaldır. Türk ve Türkiye karşıtlığının son yıllarda bazı siyasetçiler ve medya eliyle körüklenmesi, vatandaşlarımızın hedef tahtasına konulmasıdır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında şunları aktardı; "Şahsımızı ve ülkemizi hedef alan kampanyaların son dönemde artması tesadüf değil. Bu kampanyaların tek bir hedefi var, o da bizi ve Türkiye'yi susturmak. Çünkü Türkiye 7 aydır devam eden Gazze krizinde dirayetli ve cesur bir duruş sergilemiştir. Yaklaşık 50 bin tonla Gazze'ye en fazla insani yardım yapan ülkeyiz. İsrail'in soykırımını daima gündemde tuttuk. Filistin davasına güçlü desteğimizi açıkça ifade ettik. Siyonist lobinin tüm baskılarına rağmen bu tavrımızı koruyoruz." 
 

Editör: Nehir Durdağı