Dünya ve içindeki her şey gelip geçicidir, her şeyin bir sonu vardır.
Dünyadaki bu vazgeçilmez kanuna, her canlı gibi Ademoğlu da tabidir. 
Öyle ki insan, anne karnındaki halinden başlayarak ihtiyarlığına kadar, hayatı boyunca geçirdiği evreleri gözlemlediğinde, ömrü uzadıkça yaratılışının tersine çevirildiğini ve böylece gücünü kaybettiğini, nihayetinde her canlı gibi ölümü tadacağını düşündüğünde şunu yakinen idrak eder. 
Her türlü eksiklikten ve kusurdan münezzeh tek mükemmel varlık,
Baki olan Yüce Allah’tır.
Dünya hayatının geçiciliği ve aldatıcılığı Kur'anı Kerim'de şöyle bir benzetmeyle ifade edilir:
''Gökten yağmur iner ve onun sayesinde yeryüzündeki bitkiler boy verip birbirine karışır. Nihayet yeryüzü ziynetini takınıp rengarenk süslenir.
Sahipleri tam da onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları zaman ansızın bir aft, rüzgar geliverir ve onları sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi kökünden yolunmuş bir hale getirir.''
(Yunus; 10/24)

BİR AYET:

Göklerde bulunanlar da yerde bulunanlar da Allah'ı tesbih ediyor. Egemenlik O'nundur ve hamd O'na mahsustur.
O'nun her şeye gücü yeter. (Teğabun; 64/1)

BİR HADİS:

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (SAV) Efendimiz şöyle buyurdu: 
İnsanlar arasında şeref, mal iledir. Allah katında itibar, takva iledir. (İbn. Mace)
Bizi yediren, içiren, başkasına muhtaç kılmayan ve barındıran Allah'a hamdolsun. (Müslim)