Demokrasi ile cumhuriyetle yönetilen ülkelerde,
En önemli meselelerden biri VERGİ toplama üzerinedir.
Vergi vermek bir VATANDAŞLIK görevidir ve de kutsaldır.
Her Türkiye vatandaşı ekonomik gücü nispetinde,
Vergisini vermek zorundadır.
Vergimizi vereceğiz ki!
Devletimiz güçlü olsun.
Bize hizmet getirsin bu vergi ile devleti daha iyi idare etsin.
Tabii bu vergiyi verirken gözetilmesi gereken bazı kriterler de vardır.
Öncelikle VERGİDE ADALET çok önemlidir.
Kazandığının devletle uygun oranda konulan vergisini ödemek
Bir vatandaş olarak yapılması gerekendir.
Ancak ülkemizden bu vergi adalet sistemi,
Maalesef hem devlet açısından,
Hem de vergi veren vatandaş açısından istismar edilmektedir.
Önce devletin adaletsiz diyebileceğimiz,
Vergi sistemine bir bakalım, birkaç örnek gösterelim.
İçkiyi sevmek ağzıma da koymam onu belirteyim.
Alkollü bir içki aldığınızda normal fiyatı bir ise,
Vergili fiyatı 4 katıdır.
Burada olaya rakı şarap olarak bakmıyoruz.
Bunun toplum için ne melanet bir şey olduğunu da zaten biliyoruz.
Ancak o ürünün üretiminin arka planında vardır.
Bu sektörde çalışanlar, o üzümü üretenler yine bizim vatandaşlarımızdır.

Bu sayede onlar da evlerine ekmek götürmektedirler.
Ancak bir liralık mala 4 liralık vergi adaletsizdir.
Bunu içiminden nefret etsem de sigara için de söyleyebiliriz.
İşi genele yayarsak,
Benzin alıyorsunuz ülkeyle giriş fiyatı bir lira,
Vatandaşa satış fiyatı iki katının üzerinde.
Araba alıyorsunuz ülkeye giriş fiyatı bir lira,
Vatandaşa satış fiyatı iki katının üzerinde.
Hal böyle olunca vergide adaletten söz edebilir miyiz?
Ama maalesef bütçe açığı yıllardır hep ekside olan ülkemizde,
siyasetçilerimiz ülkeyi idare etmenin yolunu,
Yüksek vergiler koyarak kolayından bulmuşlardır.
PEKİ, VATANDAŞ VERGİSİNE SADIK MI?
İşe bir de vatandaşımız yönünden bir bakalım.
Vergimizi hakikaten düzgün şekilde veriyor muyuz?
Bu da incelenmesi gereken ayrı bir kondur.
Bir zamanlar bir fiş toplama furyası cardı.
Her alışverişimize fiş istiyorduk.
Bu fişler karşılığında harcamamız oranında,
Vergi iadesi alıp aile bütçemize ek bir gelir temin ediyorduk.
Alınan o fişlerden de devlet yüzdesi oranında kendi vergi payını alıyordu.
Peki, şimdilerde FİŞ durumumuz ne?
İnanın büyük market ve müessesler haricinde,
Kimse artık fiş vermiyor.
Bakkal, kasap, eczane, pastane, küçük esnaftan fiş almak, deveye hendek atlatmak gibi bir şey.
Size sadece yaptığınız harcamanın kredi kart slipini veriyorlar.
Fiş istediğinizde ise ya nazlanıyorlar,

Ya da kasanın bir yerleri bozuk diyorlar.
Bunu tapuda da görüyoruz.
Adamın dairesi 1 milyon dolar,
Tapuda rayiç bedelini 500 bin TL olarak gösterip vergi kaçırıyor.
Adamın 10 tane evi var, normalde kira vergisi ödemesi gerekiyor,
Ama ödemiyor.
Bunun kontrol edilip tespit edilmesi ve de bu tür insanların cezalandırılması gerekiyor.
Ancak maliyenin yeterince elamanı olmayınca bu vergi de açıkgöz vatandaşın cebinde kalıyor.
Hükümet Diyanet İşleri Başkanlığına verdiği sınırsız elaman desteğini,
Vergi denetim elemanlarına da verse,
Bu işten inanın çok karlı çıkar.
Özetle dostlar örnekleri çoğaltmak mümkün.
Yukarıda anlattığımız göz önünde ki basit örnekler,
Devletin vergi hedeflerine de saptırıyor
756 milyar liralık vergi toplama hedefi koyan devlet,
500 milyarlık vergi bile toplayamamıştır.