05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi GENEL Ali Erbaş'tan fitre açıklaması: Altına düşmemesi lazım

Ali Erbaş'tan fitre açıklaması: Altına düşmemesi lazım

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Kur'an-ı Kerim'in de en önemli ilkelerinden birisi, iyiliği emretmek, kötülükten men etmektir. Doğruluk iyiliğe, yalan kötülüğe götürüyor. Müslüman da iyilikle meşgul olmalı, kötülükten uzak durmalı" dedi

İSTANBUL (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kur'an-ı Kerim'in en önemli ilkelerinden birinin iyiliği emretmek, kötülükten men etmek olduğunu belirterek, "Doğruluk iyiliğe, yalan kötülüğe götürüyor. Müslüman da iyilikle meşgul olmalı, kötülükten uzak durmalı." dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Erbaş, ramazan ayının ilk iftarında, TRT 1 ekranlarında Serdar Tuncer'in sunuculuğunu yaptığı "Ramazan Sevinci" programının konuğu oldu.

Programda ramazan ayına ve Diyanet İşleri Başkanlığının bu ayda yürüttüğü hizmetlere dair değerlendirmelerde bulunan Erbaş, ramazanın hediyelerinden birinin oruç olduğunu ifade etti.

Erbaş, "Oruç, müminler için bir kalkandır. Oruç kötülüklere, günahlara karşı kalkan. Oruç aynı zamanda, 'İslam beş şey üzerine bina edilmiş' hadis-i şerifinde sayılan ibadetlerden birisidir. Bu ibadeti bize getiren ramazan ayıdır." ifadelerini kullandı.

Ramazan ayının öncüsünün teravih namazı olduğunu belirten Erbaş, "Ramazan ayının en büyük hediyelerinden biri, 2 yıldır hasret kalmış olduğumuz teravih namazlarıdır. Dün gece büyük bir coşku ile bütün camilerimizde teravih namazı ile ramazan ayını karşıladık. Dün gece biz de Ayasofya'daydık. Ayasofya'da 88 yıl sonra teravih namazı kıldık. Biz esasında başka camilerimizde 2 yıllık hasreti giderdik ama Ayasofya 88 yıllık hasretini gidermiş oldu elhamdülillah. Buradan milletimize çağrım, davetim teravih namazlarını çocuklarımızla, gençlerimizle şenlendirelim." diye konuştu.

Sahur ve iftar sofralarında aile fertlerinin bir araya gelmesinin aile birliğine katkı sağladığını dile getiren Erbaş, iftar sofralarının mütevazı olması yönünde uyarılarda bulundu.

Erbaş, fitreyle ilgili olarak Din İşleri Yüksek Kurulunun belirlediği miktarın asgari miktar olduğunun altını çizerek, "Herkes kendi imkanına göre fitresini belirleyebilir ama asgari bu sene 40 lira olarak belirledik. 40 liranın altına düşmemesi lazım. Dolayısıyla üst sınırı yok. Varlıklı insanlarımız, zengin insanlarımız ne kadar çok verebilirse o kadar çok sevap alacaklardır." değerlendirmesinde bulundu.

Ali Erbaş, Türkiye'nin 81 ilinde Türkiye Diyanet Vakfının imkanları ile mağdur, mazlum ve ihtiyaç sahibi insanlara ulaşmaya çalıştıklarını aktardı.

Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ramazan ayı için "Ramazan ve Doğruluk" temasını belirlediklerini dile getiren Erbaş, şunları kaydetti:

"Peygamber Efendimize ashaptan birisi geliyor diyor ki 'Ya Resulallah bana öyle bir tavsiyede bulun ki başka bir şeye ihtiyacım kalmasın.' Efendimiz, 'Allah'a inandım de ve dosdoğru ol.' diyor. Bir gün Efendimiz, 'Hud Suresi beni ihtiyarlattı' dediğinde Ashab-ı Kiram, 'Ya Resulallah, nedir Hud Suresi'ndeki sizin ihtiyarlamanıza sebep olan o emir?', 'Emrolunduğun gibi dosdoğru ol' ayet-i kerimesi. Biz Fatiha suresinde günde 40 defa, teravih namazını da üzerine koyarsanız 60 defa ne diyoruz? 'Ya Rabbi bizi sırat-ı müstakime ulaştır.' Yani en dosdoğru yol demektir. Efendimiz, bir gün ashabına yine tavsiyelerde bulunurken, tabii onların şahsında bütün insanlara tavsiyelerde bulunuyor, buyuruyor ki; 'Doğruluktan ayrılmayınız. Doğruluk iyiliğe götürür, iyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye doğru söylemeye alışır ve Allah indinde doğrulardan yazılır. Yalandan sakınınız, aman ha yanına yaklaşmayın. Çünkü yalan kötülüğe götürür. Kötülük cehenneme götürür. Kişi yalan söyledikçe yalana alışır ve Allah indinde yalancılardan yazılır.' buyuruyor. İslam'ın en büyük hedeflerinden biri, yeryüzünde iyiliği yaymak, kötülükten insanları alıkoymaktır. Kur'an-ı Kerim'in de en önemli ilkelerinden biri, iyiliği emretmek, kötülükten men etmektir. Doğruluk iyiliğe, yalan kötülüğe götürüyor. Müslüman da iyilikle meşgul olmalı, kötülükten uzak durmalı."

Erbaş, Kur'an-ı Kerim'de Hazreti Peygamber için, "Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik" buyurulduğunu hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Peygamberimizin insanlık için getirmiş olduğu bütün değerler bir rahmettir. Dolayısıyla Peygamber Efendimizi iyi tanımaya çalışalım. O insanlık için en güzel örnektir. Doğruluk, Peygamber Efendimizin insanlığa kazandırdığı ve ısrarla tavsiye ettiği hasletlerden biridir. Müminlerin alametinin doğruluk, münafıkların alametinin de yalan olduğunu söylüyor. Konuştuğu zaman yalan söyler münafıklar, söz verdiği zaman sözünde durmazlar, kendisine bir şey emanet edildiği zaman emanete ihanet ederler. Dolayısıyla Müslümanlar, münafıklık alameti olan yalandan, emanete ihanetten ve sözünde durmamaktan uzak olmalılar." 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *