Halk TV’de yayınlanan bilirkişi görüşmesi nedeniyle gazeteciler Suat Toktaş, Barış Pehlivan, Kürşad Oğuz, Seda Selek ve Serhan Asker hakkında açılan davanın ilk duruşmasında karar verildi. Mahkeme, sanıkların gazetecilik faaliyeti kapsamında hareket ettiklerini belirterek tüm gazetecilerin beraatine hükmetti. Tutuklu bulunan Suat Toktaş için tahliye kararı verilirken, savcılık bu karara itiraz edeceğini duyurdu.
Bilirkişi Görüşmesi Yayınlandı, Dava Açıldı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun basın toplantısının ardından, Halk TV yayınında bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin izinsiz kaydedilip yayınlanması üzerine soruşturma başlatmıştı.
Soruşturma kapsamında Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklanırken, program koordinatörü Kürşad Oğuz, gazeteciler Barış Pehlivan ve Seda Selek adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Davanın ilk duruşması bugün İstanbul 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya Seda Selek, Barış Pehlivan, Kürşad Oğuz, Serhan Asker ve sanık avukatları katılırken, tutuklu bulunan Suat Toktaş cezaevinden mahkeme salonuna getirildi.
"Canlı yayına verilecek haberin ne olduğunu bilmiyordum"
Tutuksuz sanık Seda Selek savunmasında, yayın sırasında gelişen olaylardan haberdar olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Ben 23 yıldır gazetecilik yapıyorum, son 4 yıldır da Halk TV'de çalışıyorum. Suçlamaya dayanak gösterilen iddia hakkında şunları söyleyebilirim: Ani gelişmelerde, son dakika bilgisine göre konularımız değişebilir. Ekrem İmamoğlu'nun basın açıklaması o gün 11'e sarktı, biz de canlı yayında verdik. Açıklamadan sonra bize yarım saat süre kaldı, biz de bu konuyu konuşmaya devam ettik. Program akışımız bir gün önceden planlanıyor ama canlı yayında son dakika gelişen bir olay olduğunda, sıcak gelişme olduğunda canlı yayına verilir. O gün Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısı vardı, biz de bunu ekranlara getirdik. Basın toplantısı bittikten sonra programda konuklarla bu konuyu konuşmaya devam ettik. İlerleyen dakikalarda benim kulağıma rejiden önemli bir konu olduğu ve ekrana verileceği söylendi. Barış Pehlivan'ın haberi olduğunu biliyordum, içeriğinin ne olduğunu bilmiyordum, ben de o an öğrendim. Ekrana getirdiğimiz şey, bilirkişiyle olan ses kaydıydı. Biz sadece bunu ekrana getirdik, daha sonra Ekrem İmamoğlu'yla ilgili konuşmaya devam ettik. Yayın sırasında ani gelişen bir olaydı. Bizim yaptığımız bir gazetecilik faaliyetiydi. Olaydan bilgim olmadığı ve yayın sırasında gelişen bir olay olduğu açıktır; bu tamamen gazetecilik faaliyetidir."
"Gazetecilik refleksiyle yaptım"
Tutuksuz sanık Kürşad Oğuz, yaptığı eylemin gazetecilik kapsamında olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
"30 yıllık gazeteciyim, hep daha iyisini yapmak için uğraştım. Gelecek kuşaklar için, çocuklarım için endişeli ve üzgünüm. Ekrem İmamoğlu o gün bilirkişinin isminin geçtiği bir basın toplantısındaydı. Herkes 'Kim bu bilirkişi?' diye merak ediyordu. Bir gazetecinin de merak etmesi çok doğal. Ben, gazeteci Barış Pehlivan'ın bir telefon konuşması yaptığını gördüm ve gazetecilik refleksiyle Barış ve bilirkişinin konuşmasını kayda almak istedim. Kayda almak, ileride bir olayda yanlış olmaması adına bana doğru geldi. Bilirkişi, konuşmasının bir gazeteciyle yapıldığını biliyordu, hatta 'Yüz yüze konuşalım' dedi. Biz de kaydı yaptık ve gönderdik. Amacımız, haber açısından bakıp objektif bir şekilde gazetecilik yapmaktı. Biz bu ses kaydını yayınlamasak bile bunun haberi yapılacaktı. Kaydı sadece gazetecilik refleksiyle yaptığımı belirtmek istiyorum. Aynı şekilde, Suat Toktaş'ın da bu refleksle yayınladığını biliyorum. Bilirkişi üzerinden yargıyı etkileme kısmına gelirsek, bunun nasıl olduğunu bile anlamadım. Böyle bir suçun maddi temeli bile yok, hayatın doğal akışına aykırı. Bugün yargılamaya konu olan suçlama, gazeteciliğin temel prensibine bağlı olması dışında hiçbir şey değil."
"Konuşmak istemese espri yapar mı?"
Tutuksuz sanık Barış Pehlivan ise yaptığı telefon görüşmesinin tamamen gazetecilik refleksiyle gerçekleştiğini belirterek şöyle konuştu:
"İddianamenin yarısı bu iki konuşma tutanaklarıyla dolu. Evet, bu iddianamede her şey var ama 14 yıla kadar hapis cezası istenen, iddia edilen 'suç delilinin' tutanağı yok. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısına davet edilen gazetecilerden biriydim. Müsaittim, gittim. Giderken basın toplantısının konusunu bilmiyordum. Giderken Halk TV ile, yani Suat Toktaş ile de, Kürşad Oğuz ile de bir ön görüşmem ya da planım olmadı. Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısı bitti. Ben de ilgili bilirkişiye hakkındaki iddiaları sormak istedim. Bunun için kendisine ulaştım ve sorularımı sordum. Tamamen gazetecilik refleksi ve haber atlatmak için yapılan bir görüşmeydi. Eminim ki Kürşad Oğuz da Suat Toktaş da 'Yaptığım görüşmenin bir kelimesi bile eksiksiz aktarılmasın, iddialara karşı objektif durmak için yanıt hakkı da verelim ve iyi bir gazetecilik yapalım' şeklinde davrandı. İddiaya göre bilirkişi konuşmak istememiş. Telefon görüşmesinde benimle konuşmak istemediğine dair bir cümle yok. Aksine, ben kendisine yaşını sorunca espri yaparak 'Geceleri katma, 36 buçuk' diye yanıt veriyor. İnsan konuşmak istemediği bir kişiye, görüşmenin ortasında bu espriyi yapar mı?"
Mahkeme Kararı: Tüm Sanıklar Beraat Etti, Suat Toktaş Tahliye Edildi
Mahkeme, tüm sanıkların gazetecilik faaliyetini yerine getirdiği sonucuna vararak beraat kararı verdi. Tutuklu bulunan Suat Toktaş için de tahliye kararı çıktı. Ancak savcılık, Toktaş’ın tahliyesine itiraz edeceğini açıkladı.
