TBMM Depremlere Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu, akademisyen ve uzmanları dinlemeye devam ediyor. Komisyon, AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu başkanlığında toplandı. 

Toplu Konut İdaresi, Ankara Büyükşehir Belediyesi İnşaat, Emlak, Mimarlık ve Proje Anonim Şirketi (TOBAŞ) Genel Müdürü Ferhat Ertürk, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Nuray Karancı, Emekli Öğretim Üyesi ve ODTÜ Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sibel Kalaycıoğlu, Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Şahmaran, Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Aldemir ve Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdussamet Arslan komisyon üyelerine sunum yaptı.

TOBAŞ Genel Müdürü Ertürk, Kuzey Ankara Kent Girişi Kentsel Dönüşüm Projesine değinerek bu projenin Türkiye'de ilk defa özel kanunla yürütülen bir proje olduğunu belirtti.  

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Nuray Karancı da tüm afetzedelerin ve afet çalışanlarının ücretsiz olarak psikososyal destek ve hizmetlere ulaşma hakkı olduğunu söyledi. Psikososyal desteğin ulusal kanun ve yönetmeliklerde afet planlarının bir parçası olarak yer alması gerektiğine dikkati çeken Karancı, bu kapsamda halk eğitimini teşvik eden programların uygulanması gerektiğini kaydetti.

Emekli Öğretim Üyesi ve ODTÜ Sosyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sibel Kalaycıoğlu, deprem sonrasında meydana gelen sosyal kırılganlıklara işaret ederek, "Afetler; yoksulluk, eşitsizlik, çevrenin bozulması ve zayıf yönetişim gibi kırılganlıkların ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu nedenle kırılganlıkları azaltmaya yönelik politikaların geliştirilerek kırılganlığa neyin neden olduğu konusunda çalışmaların yapılması gerekir." ifadelerini kullandı.

Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alper Aldemir, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün olası İstanbul depremi üzerinde bir senaryo hazırladığını belirtti. 

Söz konusu senaryoda 1 milyon 166 bin 330 bina üzerinde analiz yapıldığını dile getiren Aldemir, "Bu senaryoya göre İstanbul'da 7.5 büyüklüğündeki bir depremde binaların yaklaşık yüzde 43'ü hasar görecek. Binaların yüzde 26'sı hafif, yüzde 13'ü orta, yüzde 3'ü ağır ve yüzde 1'i de çok ağır hasar görecek. İstanbul'daki binaların ortalama yüzde 17'si orta ve orta üstü seviyede hasar göreceği tahmin edilmektedir. Bu nedenle orta ve orta üstü hasarlı binaların güçlendirilmesi veya yeniden inşası gerekmektedir." diye konuştu.

İstanbul'daki olası depremde 25 milyon ton ağırlığında bir enkazın çıkacağını belirten Aldemir, yaklaşık 640 bin hanenin acil barınma ihtiyacının ortaya çıkacağını vurguladı.

Aldemir, "Hane başına 3 kişilik bir nüfus kabulüyle yaklaşık 2 milyon kişinin acil barınma ihtiyacının olacağı görülmektedir. Geçici barınakların ihtiyaç halinde bir seneye kadar barınma ihtiyacını karşılayabilecektir. Dolayısıyla barınakların, hızlı uygulamasının yanı sıra depremzedelerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olması gerekir." dedi.

Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Şahmaran, inşaat yıkıntı atıklarının geri dönüşümde kullanılmasını önererek afet sonrası kurulacak barınma evlerinin kalıpsız ve sadece betondan yapılabileceğini kaydetti.

Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Orta Anadolu'da meydana gelen depremlerle ilgili çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Türkiye'nin her yerinde diri fay hatlarının olduğunun altını çizen Arslan, "Bu faylardan birisi her an aktif hale gelebilir. Hepimizin hazırlıklı olması gerekiyor. Kullandığımız binaları depreme dayanaklı hale getirmek dışında bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. Depremleri önceden tahmin etmek ya da önlemek imkansız. Ancak alınacak önlemlerle ölü sayısını ve tahribatın çapını azaltmak mümkündür." değerlendirmesinde bulundu.

Arslan, evlerde kullanılan mobilyaların yasal olarak duvarlara sabitlenme zorunluluğu getirilmesi önerisinde bulundu.

Yeni bir yazılımla binaların depreme karşı dayanaklı olup olmadığına yönelik mobil uygulama sistemi geliştirdiklerini belirten Arslan, sistemde yapay zeka tekniklerini kullandıklarını ifade etti.