05 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi GENEL Siyasete dönmek için gün sayan Tansu Çiller'in geliniyle başı dertte

Siyasete dönmek için gün sayan Tansu Çiller'in geliniyle başı dertte

Siyasete dönüş sinyalleri vermesinin ardından son günlerde adı sıkça gündeme gelen eski başbakanlardan Tansu Çiller, bir taraftan da özel hayatındaki sorunlarla uğraşıyor.

Eski Başbakan Tansu Çiller, son dönemde yeniden siyasete döneceği iddiaları ve çarpıcı açıklamaları ile yeniden gündeme geldi. Kulislerde Çiller'in son dönemde parti kurmaya ilişkin görüşmeler yaptığı belirtilirken siyasete atılacağı partinin isminin ne olacağı hakkında da birçok görüş mevcut.

Sözcü'nün haberine göre siyaset dünyasına hızlı bir dönüş yapmak üzere olan Çiller'in özel hayatı da bir hayli çalkantılı. Çiller'in oğlu Mert Çiller, iki çocuğunun annesi Zeynep Çiller'i dövmekle suçlandı. Kaburgaları kırılıncaya kadar dayak yediğini iddia eden Zeynep Çiller, Mert Çiller'e boşanma davası açarak çocuklarının velayetini istedi. Şikayetinden vazgeçmediği için Tansu Çiller'in çocuklarıyla birlikte kendisini sokağa attığını iddia etti.

Zeynep Çiller, ayrıca velayeti kendisinde olan iki çocuğu hakkında düzenlenen raporun düzmece olduğunu ileri sürerek, boşanma sürecindeki eşi Mert Çiller'i, eski Başbakan Tansu Çiller ile raporu hazırlayan Prof. Dr. Tevfik Bedirhan Üstün ve Doç. Dr. Tuba Mutluer'i resmi belgede sahtecilik, bilerek sahte belgeyi kullanmak, görevi kötüye kullanmak, suça iştirak iddialarından yargılanmaları için savcılığa şikayet etmişti. Zeynep Çiller bunun eşi Mert Çiller'in velayet hakkını elde edebilmek için yaptığını iddia etti.

Savcılık soruşturma aşamasında iki hekimin ifadesine başvurdu. Mesleğini etik kurallara ve bilimsel yöntemlere göre yerine getirdiğini belirten Prof. Dr. Tevfik Bedirhan Üstün, Kasım 2019'da Özer Çiller'in doktorluğunu yaptığını ve Tansu Çiller'i tanımadığını belirtti. Mert Çiller'i de Şubat 2020 de babası vasıtasıyla tanıdığı söyleyen Prof. Dr. Tevfik Bedirhan Üstün, Mert Çiller'in evliliği konusundaki sorunları hasta-hekim ilişkisi çerçevesinde dinlediğini anlattı.

Çiftin boşanma sürecinde ve öncesinde Mert Çiller ve çocuklarını mesleki anlamda tahlil ettiğini belirten Prof. Dr. Tevfik Bedirhan Üstün, şunları söyledi: "Çocukların durumu için Doç. Dr. Tuba Mutluer'den konsültasyon istedim. Çocukların geçmişte görüştüğü doktorlardan tanı ve tedaviler hakkında bilgi aldım. Çocuklarla ilgili boşanma sürecinden önce hekim, psikolog, pedagog, bakıcı, eğitmen ve öğretmenleri ile Zeynep Çiller çifti şiddetli geçimsizlik ve kavga nedeniyle boşanma davası açtı. Bu süreçte Zeynep Çiller ile görüşmek istedim ancak kabul etmedi."

Doç. Dr. Tuba Mutluer de benzer şekilde savunma yaptı. Çalışmaları boyunca hem babayı hem çocukları gözlemleme fırsatı bulduğunu ifadesinde anlatan Prof. Dr. Tevfik Bedirhan Üstün, "Hazırladığım rapor uzman görüşündedir. Mahkemece doğrudan bilirkişi olarak görevlendirilmedim. Resmi bilirkişi raporu hazırlanması için görevlendirilen Sağlık Bilimleri Üniversitesi tarafından oluşturulan heyet, incelemek ve katkı sunulması için benden ve meslektaşlarımdan hazırladığım raporu istedi. Çiller Ailesiyle hasta-hekim ilişkisi içinde olup, asılsız suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.

Savcılık, bilirkişi raporlarının isabetli olup olmadığı konusunda savcılıkça bir değerlendirme yapılmasının yargıya müdahale anlamına gelebileceğini belirtti. Delillerin değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğunu belirten savcılık, bilirkişilerin raporlarında kasıt olmaksızın da hataya düşebileceğini, bilirkişi raporlarına tarafların itiraz edebileceğini hatırlattı.

Savcılığın yapılmakta olan bir yargılama ile mahkemenin yerine geçerek karar vermesinin hukuken mümkün olmadığını belirten savcılık, yargılama sırasında ve sonrasında suç işlendiği düşüncesi hasıl olduğunda savcılığa tarafların suç duyurunda bulunabileceğini belirtti.

Mahkemenin Prof. Dr. Tevfik Bedirhan Üstün ve Doç. Dr. Tuba Mutluer'i bilirkişi olarak görevlendirmediğini belirten savcılık, atılı suçların yasal anlamda oluşmadığını belirterek kovuşturmaya yer yok kararı verdi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *