Peygamber Efendimiz (SAV)  bir gün ashabı ile birlikte iken “Müflis kimdir bilir misiniz?” diye sordu.
Ashabdan söz alan biri “Bizim aramızda müflis, malı mülkü olmayan kimsedir.” cevabını verdi. 
Bu cevap üzerine Resulullah (SAV) şöyle buyurdu: “Asıl müflis, kıyamet gününde kıldığı namaz, verdiği zekat, tuttuğu oruçla gelir.
Ancak dünyada iken şuna sövmüş, buna iftira atmış, ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, bir başkasını da dövmüştür.
Bunların karşılığı olarak iyiliklerinden alınıp hak sahiplerine verilir. 
Hesabı görülmeden iyilikleri biterse, mağdur ettiği insanların günahlarından alınır, kendisine verilir. 
Bunu üzerine yüklenir, sonra da cehenneme atılır.” (Müslim)
Allah katında mükâfat kazanmak ve azaptan kurtulmak için kul haklarından arınmış olmak gerekmektedir.
Peygamberimizin (SAV) “Allah'ın huzuruna, hiç kimseye haksızlık yapmadan çıkmayı umuyorum.” (Ebu Davud) şeklindeki sözleri, onun bu konudaki titizliğini göstermektedir.
BİR HADİS:
Mümin; günahını, altında otururken üzerine düşecek olan bir kaya gibi görür. 
Günaha dadanmış kişi ise günahını, burnuna konmuş, ona bir şey söylediğinde uçacak bir sinek gibi görür. (Buhari)
BİR AYET:
Allah'ın nimetini saymaya kalksanız başa çıkamazsınız. Allah gerçekten bağışlayıcıdır, merhametlidir. (Nahl, 16/ 18)
Öfkelendiği zaman sırrı ifşa edenler, aşağı kimselerdir. (Zünnuni Mısri)
Hasetçilerin en ehveni, haset ettiği kişinin elindeki nimetlerin yok olmasını ister. (Hz. Ali RA.)