Bayburt Üniversitesi, tıbbi aromatik meyvelerle tarımda katma değeri artırmak için harekete geçti. Aronya ve goji berry gibi yüksek getirili ürünlerle çiftçiye yeni gelir kapıları açılıyor.
Türkiye'nin sağlık odaklı tarım ürünlerine ilgisi artarken, Bayburt Üniversitesi öncülüğünde yürütülen çalışmalarla bölge çiftçisine yüksek kazanç sağlayabilecek yeni meyve türleri tanıtılıyor. Özellikle tıbbi aromatik meyveler arasında "süper meyve" olarak tanımlanan aronya ve hızla popülerleşen goji berry üretimi için üniversite sahasında yapılan bilimsel denemeler olumlu sonuçlar veriyor.
Aronya ile Başlayan Yolculuk, Goji Berry ile Genişliyor
Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mutlu Türkmen, şehrin tarımsal kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla uzun süredir bilimsel araştırmalar yürüttüklerini belirtti. Üniversitenin tarım uygulama ve araştırma alanında yapılan deneme ekimlerinin sonuç verdiğini vurgulayan Türkmen, özellikle aronya üretiminde dikkat çekici bir başarı yakalandığını açıkladı.
“Aronya, tıbbi aromatik ürünler içinde ticari değeri en yüksek olanlardan biri. 4 yıl önce başlattığımız denemelerde bu rakımda oldukça olumlu sonuçlar elde ettik. Verimlilik seviyesi çok yüksek. Şu anda üretimimizi genişleterek bölgeye yaymak için çalışıyoruz.”
Türkmen, sadece aronya ile sınırlı kalmadıklarını belirterek, goji berry gibi diğer potansiyel ürünler üzerinde de ciddi çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Hedeflerinin, bu tür katma değeri yüksek meyveleri Bayburt tarımına kazandırmak olduğunu ifade etti.
Bilimsel Veriler, Çiftçiye Yol Gösteriyor
Yürütülen bu projelerin yalnızca akademik yayınlarla sınırlı kalmadığını vurgulayan Prof. Dr. Türkmen, elde edilen sonuçların sahaya aktarıldığını da sözlerine ekledi. Üniversitedeki uzman akademik kadronun, belli dönemlerde bölge çiftçileriyle bir araya gelerek bilgilendirme toplantıları düzenlediğini belirtti.
“Yaptığımız çalışmaları sadece makale olarak yayınlamakla kalmıyoruz. Çiftçimizle birebir temas kurarak, üretim sahalarını artırmaları için onları yönlendiriyoruz. Bu da tarımsal kalkınmayı tabana yayıyor.”
