Geçmişte sosyal medyada adından sıkça söz ettiren ve yasa dışı bahis soruşturması sonrası kısa süreli tutuklanıp serbest bırakılan Kerimcan Durmaz, bu kez Bakü'deki Haydar Aliyev Şehitliği ziyareti sırasında yaşadığı bir olayla yeniden gündemde. Azerbaycan’a gerçekleştirdiği kültürel ziyaret kapsamında şehitliği ziyaret etmek isteyen Durmaz, pembe mini şortlu kıyafeti nedeniyle güvenlik görevlileri tarafından içeri alınmadı.
Ziyaretin gerçekleştiği sırada çekilen cep telefonu görüntülerine yansıyan diyaloglar, olayın kısa sürede sosyal medyada yayılmasına neden oldu. Görüntülerde güvenlik görevlisinin “Kıyafetiniz uygun değil” uyarısı üzerine, Kerimcan Durmaz'ın şaşkınlıkla, “Aa neden giremiyoruz, sizden icazet alalım, kimi arayalım?” şeklindeki sözleri yer alıyor. Görevli ise resmi kıyafet kurallarını hatırlatarak şehitliğe girişe izin vermedi.
Azerbaycan'da Şehitlik Alanlarında Kıyafet Hassasiyeti
Durmaz’ın yaşadığı bu olay, Azerbaycan’daki şehitlik ve dini alanlara yönelik toplumsal hassasiyetleri yeniden gündeme taşıdı. Resmi bir kıyafet yönetmeliği bulunmamasına rağmen, yerel gelenekler ve milli değerlere olan saygı gereği, bu gibi alanlara ziyaretlerde omuzları ve dizleri örten sade kıyafetlerin tercih edilmesi bekleniyor.
Azerbaycan halkı, şehitlikleri sadece tarihî değil, aynı zamanda ulusal onurun ve bağımsızlık mücadelesinin simgesi olarak görüyor. Bu nedenle yapılan ziyaretlerde, kültürel değerlere uygunluk büyük önem taşıyor. Kerimcan Durmaz’ın tercih ettiği kıyafet, bu bağlamda uygun bulunmadı ve olay, halk arasında saygı sınırlarının ne olması gerektiği yönünde hararetli tartışmalara yol açtı.
Tepkiler Büyüyor: “Milli Değerlere Saygı Göstermek Şart”
Sosyal medya kullanıcılarının büyük bir kısmı, güvenlik görevlisinin tutumunu destekledi. Yorumların çoğunda, “Her toprak, kendi değerlerini korur”, “Şehitlik saygı ister” ve “Kıyafet özgürlüğü başka, milli alanlara saygı başka” gibi ifadeler öne çıktı.
Azerbaycanlı yetkililerden resmi bir açıklama gelmese de, kamuoyunun bu tür kutsal mekânlarda ahlaki ve kültürel duyarlılık beklentisi bir kez daha güçlü bir şekilde ortaya konmuş oldu. Bu olay, aynı zamanda Türkiye’de de millî ve manevi değerlere sahip çıkma bilincini hatırlatan bir gündem maddesine dönüştü.
