Tutuklu sanık Osman Kavala ve eski CIA danışmanı Henri Jak Barkey'in, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin "Anayasa'yı ihlal" ve "siyasal veya askeri casusluk" suçlarından yargılandığı davanın Gezi Parkı olaylarına ilişkin davayla birleştirilmesine karar verildi.
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık Osman Kavala tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Kavala'yı çok sayıda avukatın temsil ettiği duruşmaya, firari olan diğer sanık Barkey gelmedi.
Duruşmayı İsviçre'nin İstanbul Başkonsolosu Julien Thöni, Almanya'nın İstanbul Başkonsolosu Johannes Regenbrecht, Belçika'nın İstanbul Başkonsolosu Serge Dickschen, Hollanda'nın İstanbul Başkonsolosu Bart Van Bolhuis, Amerika ve Fransa konsolosluk temsilcileri ile İspanya, İsviçre, Almanya ve Fransa büyükelçiliğinden yetkililer de takip etti.


Duruşmada, tanık olarak dinlenilmesine karar verilen ve duruşmaya çağrılan iş insanı Leyla Alaton'un beyanına başvuruldu.
Tanık Alaton ifadesinde, sanıklar Osman Kavala ve Henri Barkey'i tanıdığını belirterek, bir önceki duruşmada tanık olarak dinlenilen Cem Fadıl Bozkurt'un ise şirketlerinde bir dönem genel müdür olarak çalıştığını ve hissedarları olduğunu söyledi.
Alaton, Mart 2015'te dolandırıldıklarını ve şirketlerde büyük bir soygun olduğunu fark etmeleri üzerine Bozkurt ile yollarını ayırdıklarını belirterek, "Kendisiyle darbe girişiminden önce iş ilişkimizi bitirdik. Ancak iftiralarına her fırsatta devam etmektedir. Kendisiyle hiçbir ilişkimiz kalmadı, ceza davamız sürmekte. Darbe girişiminin yaşandığı gün İstanbul'da, İngiliz Konsolosluğu'nda bir davetteydim. Bunu ispatlayabilirim." dedi.
Babası İshak Alaton'un, Osman Kavala'nın babasının yanında iş hayatına başladığını ifade eden Leyla Alaton, "Osman Kavala babamın çok sevdiği dostlarından biriydi. Açık Toplum Vakfı'nda beraber çalıştılar. Babam gençleri severdi, yurt dışından gelen iş adamları ve konsoloslar babamın ofisine uğrardı." diye konuştu.
Alaton, Anadolu Kültür AŞ'de yönetim kurulunda yer almadığını, babasının hatırasını yaşatmak için kısa bir süre Açık Toplum Vakfı'nda çalıştığını dile getirerek, "Babam öldükten sonra çok kısa ilgilendim, 2 kez toplantılarına gittim. Sanırım Suriyeli çocuklara kırtasiye malzemeleri teminiyle ilgiliydi. Bir fark yaratamayacağımı düşündüğüm için ayrıldım. Daha çok kadın derneklerine destek verdim." ifadelerini kullandı. 
Sanık avukatının "Osman Kavala ile Henri Barkey arasında nasıl bir ilişki vardı? Beraber gördünüz mü?" sorusu üzerine Alaton, "İkisi de ayrı ayrı babamın gördüğü genç insanlardı. İkisini hiç bir arada görmedim. İkisiyle de samimiyetim yoktur." yanıtını verdi.
Leyla Alaton, ifadesinin ardından avukatıyla birlikte adliyeden ayrıldı.

TANIK HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ

Duruşmada 4 kişinin daha ifadesine başvurulmasının ardından, sanık Osman Kavala'nın tanık beyanlarına karşı diyecekleri ve talepleri soruldu.
Kavala, üzerine atılı sanal suçlardan 39 aydır tutuklu olduğunu belirterek, "İddia makamı birtakım komplo teorileri ile algı yaratarak bu şekilde yargıyı yanıltmaya çalışmaktadır. Amaçlanan suçlu olduğum algısının canlı tutulması için tutukluluk halimin kesintisiz olarak devam etmesidir. Tahliye olmam halinde adaletten kaçacağımın düşünülmesi ölçüsüz ve ön yargılı bir düşüncedir." dedi.
Sanık avukatları da müvekkilinin tahliyesini talep ederken, tanık Cem Fadıl Bozkurt hakkında yalan beyanda bulunduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

İKİ DOSYA BİRLEŞTİRİLDİ

Mahkeme heyeti, dava dosyasının Gezi Parkı olaylarına ilişkin İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine, birlikte dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmetti.
Firari sanık Barkey hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama kararının infazının beklenmesine ve Kavala'nın tutukluluk halinin devamına hükmeden heyet, Kavala'nın avukatlarının, yalan beyanda bulunduğu gerekçesiyle tanık Cem Fadıl Bozkurt hakkındaki suç duyurusu taleplerinin ise dosyanın birleştirildiği İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendirilmesine karar verdi.

30. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN BERAAT KARARI BOZULMUŞTU

İstinaf mahkemesinin, Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın da arasında bulunduğu 9 sanık hakkında verilen beraat kararlarını bozduğu Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava dosyasının geldiği İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuksuz 8 sanık hakkında "yurt dışına çıkış yasağı" konulmasına hükmetmişti.
Hakkındaki beraat kararı bozulan sanıklardan Osman Kavala'nın başka suçtan tutuklu bulunması nedeniyle bu aşamada tedbirde bulunmaya yer olmadığına yönelik karar alan heyet, bozma kararında belirtilen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/201 esas sayılı Gezi davasıyla ilgili Yargıtay dosya bilgilerinin ve akıbetinin ilgili ceza dairesinden sorulmasını kararlaştırmıştı. 
Aynı şekilde bozma kararında belirtilen İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesindeki Osman Kavala'nın yargılandığı 2020/298 esas sayılı dosyasının da, bozma ilamındaki hususlar değerlendirilmek üzere incelenip iade edilmesi için mahkemeye gönderilmesinin istenmesine yönelik hüküm kuran heyet, bozma ilamında belirtilen "2911 Sayılı yasaya muhalefet" ve Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 214. maddesine ilişkin hususların da duruşmada değerlendirilmesini karara bağlamıştı.
Mahkeme heyeti, duruşmanın 21 Mayıs'ta İstanbul Adalet Sarayı bünyesinde bulunan duruşma salonunda yapılmasına karar vermişti.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan firari eski CIA danışmanı Henri Barkey'in FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde oluşturduğu yapılanmayla gerçekleştirme teşebbüsünde bulunduğu darbe girişimi sürecinde de rol aldıkları belirtiliyor.
Sanıkların, devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettiklerine dair bulgulara erişildiği ifade edilen iddianamede, tutuklu sanık Osman Kavala ve Henri Barkey'in, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" suçundan da 20'şer yıla kadar hapsi cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Sanıkların, darbe girişimini FETÖ adına sevk ve idare eden mahrem sorumlularıyla paralel bir kısım irtibatlarda bulunarak darbe girişimine hazırlık hareketlerinde bulundukları anlatılan iddianamede, sanıkların darbe girişiminin başarılı olması akabinde oluşturulacak yeni yönetim içerisinde legal veya illegal bir kısım görevler alması muhtemel olan kişi ve gruplarla bu yönde koordinasyon maksadıyla girişimde oldukları aktarılıyor.  
Bu kapsamda sanıkların yoğun olarak yurt içi ve yurt dışı seyahatlerine çıktıkları belirtilen iddianamede, sanıkların olağan dışı yoğunlukta gerçekleşen irtibatlarının darbe girişiminin hazırlığı kapsamında değerlendirildiği kaydediliyor.

"CUMHURBAŞKANI'NIN SEYAHAT BİLGİLERİNİ PAYLAŞMIŞTI"

İddianamede, Henri Jak Barkey'in darbe girişiminin gerçekleştirilmeye teşebbüs edildiği gün Türkiye'ye geldiği, bu kapsamda da faaliyetini gizlemek maksadıyla bir oturum tertip ettiği belirtilerek, "Dosya kapsamında tanık sıfatıyla beyanı alınanların ifadelerinde de belirtildiği üzere, Henri Jak Barkey'in kendisiyle birlikte kalan oturum katılımcısı diğer şahıslardan farklı biçimde gece boyunca darbe girişimine dair gelişmeleri yakından takip ederek gergin bir karakter yapısı ile sürece dair yönlendirme olarak kabul edilebilecek irtibatlarda bulunduğu, kendisiyle irtibatlı olan yabancı kişi ve kurumların Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın seyahat bilgilerini sosyal medya üzerinden paylaşmasının da bu kapsamda olduğu tespit edilmiştir." deniliyor. 
Sanıkların, darbe girişiminin yabancı devletler lehine koordinasyon ve sürdürülmesinde aktif görevlerde bulundukları, eylemlerin takibini yerinde gerçekleştirdikleri, kurmuş oldukları koordinasyon ve temaslarla sürece müdahalede bulundukları vurgulanan iddianamede, şu değerlendirmeler yer alıyor: 
"Sanık Henri Jak Barkey'in tanık beyanlarına yansıdığı üzere ülkemize ziyaretleri esnasında ülkemiz açısından kritik süreçlerin yaşanmasının bir tesadüfle açıklanamayacak olması ve Barkey'in süreci koordine ve takip ettiği otelden ayrılırken darbe girişiminin faillerinin imzası sayılabilecek bir nesneyi buraya bırakmasından da sanık Barkey'in vuku bulan darbe girişiminde rolü olduğunu ortaya koymaktadır.
Henri Jak Barkey'in casusluk eylemleri kapsamında yerel iş birlikçisi ve ülkemizdeki faaliyetlerinde iştirak halinde birlikte hareket ettiği Mehmet Osman Kavala'nın da darbe girişimi öncesinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü adına darbe girişimini sevk ve idare eden örgütün mahrem sorumluları ile birbirine paralel bir kısım irtibatlarda bulunarak darbe girişimine hazırlık hareketlerinde bulunduğu, bu kapsamdaki eylemlere katıldığı tespit edilmiştir."

 

Editör: Haber Merkezi