Bozdağ, Adalet Bakanlığı iş birliğinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerine uygulamalı eğitimin verildiği "Hukuk Klinikleri"nin Batı Adliyesi'ndeki yeni eğitim ve öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, yılda yaklaşık 8 milyon davanın görüldüğünü, tartışılan kararların ve davaların iki elin parmağını geçmediğini belirtti.

Kararların adil tartışılmadığına, siyasi taraftarlık üzerinden tartışmalar yapıldığına işaret eden Bozdağ, çeşitli değerlendirmelerle hakim ve savcılara yapılan haksızlığın hakkaniyete uymadığını ifade etti.

Bakan Bozdağ, "Kendi siyasi görüşlerine uygun karar verilirse 'Ankara'da hakimler var', kendi siyasi görüşlerine aykırı karar verilirse 'Sarayın hakimleri var'. Nerede anayasa, nerede kanun, nerede hukuk, nerede vicdan, hepsini bir kenara koyuyorlar." diye konuştu.

"Ülkemizde herkes hakim, herkes savcı, herkes avukat"

Kararların anayasa, kanun ve hukuka bağlı vicdanla verileceğini vurgulayan Bozdağ, kimsenin buna bakmadığını, dosyadan ve delillerden kimsenin haberinin olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bize yakınsa ne yazarsa yazsın haksız, bizden uzaksa ne yazarsa yazsın haklı. Böyle değerlendirmelerle sübjektif yaklaşımlarla adalete hizmet edemeyiz, adaleti ayakta tutamayız. Sadece yargı sistemimiz ve özveriyle milyonlarca davayı karara bağlamak için gece gündüz fedakarca çalışan hakim ve savcılarımızı, yardımcı personeli, avukatlarımızı töhmet altında bırakmaktan başka hiçbir sonuç bırakmaz. Bütün Türkiye'ye diyorum ki 'dosyaları bilmeden konuşmayın, delillere vakıf olmadan değerlendirme yapmayın, siyasi taraftarlığa göre insanları haklı haksız terazisinde tartmayın'. Hiçbir şey bilmiyorsanız orada size düşen şey bilmiş bilmiş konuşmak değil, sukut etmek, bilen birisi varsa onun bilgisine müracaat etmektir ama maalesef ülkemizde herkes hakim, herkes savcı, herkes avukat, herkes her dosyayı, dosyaya bakan hakim ve savcıdan sanki daha iyi biliyormuş gibi bir edayla Türk yargısını yargılamaya ve onun hakkında haksız karar vermeye devam ediyor. Vicdanlı olmak lazım."

Dosyalar hakkında bilgi sahibi olunmadan, hakimlerin ve savcıların suçlandığının altını çizen Bozdağ, "Sosyal medya iftiracılarına, sosyal medya yalancılarına, sosyal medya yargıçlarına itibar edersek elbette bu ülkede adalete de hukuka da hakimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza da kendimize en büyük kötülüğü yapmış oluruz." ifadesini kullandı.

"Mahkemelere saldıranlar görülüyor"

"Türkiye'de adaletin terazisi bize örnek gösterilen Batı'dan da Amerika'dan da daha dosdoğru bir terazidir" diyen Bozdağ, hakim ve savcılara, avukatlara, adliye personeline karşı yapılan bütün haksızlıkları reddettiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Mahkemelere saldıranlar, hakimlere, savcılara hakaret edenler adeta birbiriyle yarışan nice nice unvanı, sıfatı çok yüksek insanlar görülüyor. Bir ülkede milletvekilleri veyahut üst düzey, çok nitelikli insanların bu kadar pervasızca yargıya saldırdığı bir yerde yargıya güven istediğimiz yerde olabilir mi? Herkesi yargıya karşı temiz bir dille konuşmaya, hukuka ve hukukun üstünlüğüne saygıyla yaklaşmaya, adaleti ve hakkı ayakta tutma bilinciyle titiz davranmaya davet ediyorum. Buna sadece Adalet Bakanı ve HSK Başkanı olarak benim, kürsüde görev yapan hakim ve savcılarımızın, savunma hakkını kullanan meslektaş avukatlarımızın değil bütün Türk milletinin ihtiyacı var. Güzel bir dille konuşmak, saygın yaklaşmak, bilinçli davranmak hem bize hem ülkemize hem de adalet sistemimize büyük güç katacaktır. Ben buna yürekten inanıyorum."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kabine Toplantısı'nın ardından sözleşmeli personelin kadroya alınmasına yönelik açıklamada bulunduğunu hatırlatan Bozdağ, Adalet Bakanlığında 3+1 yılı dolduran çok sayıda zabıt katibi, infaz ve koruma memuru, psikolog, sosyolog, sosyal çalışmacı, idari memur, icra katibi ve diğer unvanlardaki personelin de kadroya geçeceğini sözlerine ekledi.