Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik açılan davada aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 78'i tutuklu 236 sanığın yargılandığı davada duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını hazırladı. 

Milliyet'ten Elif Altın'ın haberine göre; savcı mütalaasında Adnan Oktar silahlı suç örgütünün, Adnan Oktar’ın mehdiyeti inancı etrafında, lüks ve eğlenceyi merkezine alan modern bir İslamiyet yorumu iddiasında bulunan ve mehdiyet inancının gereği olarak küresel bir güç olmayı amaçlayan, amaçlarını gerçekleştirmek, maddi, manevi ve beşeri güç elde etmek için ahlaki ve hukuki normları hiçe sayan, kırk yıla yakın süredir her dönem ve şarta göre amaçları doğrultusunda şekil alan kendine özgü yapıda bir örgüt olduğu anlaşılmıştır” denildi.

Örgütün, tasavvur ettiği aşırı lüks ve hazza dayalı din anlayışı ve yaşam tarzını bir yandan üyelerine temin ettiği belirtilen mütalaada, diğer yandan da temin ettiği bu koşulları kendi medya kuruluşları ve sosyal medya üzerinden örgüte üye ve nüfuz temin etmek için kullanıldığı belirtildi. Mütalaada, “Böylece örgüt bir yandan maddi varlığa sahip kent elitlerine, ılımlı bir islam tasavvurunda bulunarak onların hayatlarında hiçbir değişikliğe gerek kalmadan inanç ihtiyaçlarını karşılayacağı ve dünyayı kurtacak “mehdi”nin elit cemaati olma vaadinde bulunup devşirmekte, örgüte mali katkı sağlamakta, ayrıca bu elitlerin statüleri ve sosyal ağlarından yararlanılmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

Örgütün FETÖ silahlı terör örgütü benzeri biçimde, imam, bacılar, imam erkek kardeşler ve düz bacılar, kız kardeşler şeklinde birbirleri içerisinde keskin bir astlık-üstlük ilişkisinin ve örgüt lideri Adnan Oktar’a mutlak itaatin bulunduğu hiyerarşik yapılanmaya sahip olduğu belirtilen mütalaada, “Bu hiyerarşik yapılanma içerisinde bulunan yönetici ve üyeler, örgütün amaçlarına, emir ve talimatlarına tam bir teslimiyet içerisindedir” denildi.

Adnan Oktar’ın karşılıksız ve tartışmasız lider, örgüt içerisinde sözde “Mehdi” olduğuna inanıldığı belirtilen mütalaada, “emirleri sorgulanmadan yerine getirilen, sözde sahip olduğu “Ledun İlmi” sayesinde, yaptığı her işte anlaşılamayan bir hikmet olduğuna inanılan, tüm peygamberlerin niteliklerini şahsında topladığı düşünülen örgüt lider olduğu anlaşılmıştır” denildi.

Mütalaada şu ifadelere yer verildi; “AOSSÖ’nün tüm bu dini telkin içerikli temel hedefleri, sık dokulu örgüt yapısı, amaçları uğruna her türlü hukuka aykırılığı gerçekleştirmesi, üyelerinin lider Adnan Oktar’a koşulsuz teslimiyet ve sadakati, örgütün amaçları ve buna yönelik emirlerine kendini tamamıyla hazır hale getirmesi, gerçekleştirdikleri istihbarat toplama ve casusluk faaliyetleri, esasen yapının nicelik açısından daha dar bir yapıda olsa da nitelik bakımından gizliliğe önem veren ve buna yönelik her türlü imkanı kullanan FETÖ yapılanmasıyla çok benzer yapıda olduğunu göstermektedir”

Mütalaada, aralarında sanıklar Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Merve Büyükbayrak, Aylin atmaca, Alev Babuna ve Ulviye Didem Ürer’in de bulunduğu örgüt yöneticisi konumunda bulunan 13 sanığın “silahlı örgüt yöneticisi olmak” suçundan 5’er yıldan 12’şer yıla kadar hapisleri ve örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen tüm suçlardan cezalandırılmaları talep edildi.

Sanık Tarkan Yavaş’ın, “birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı”, “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” “gerçeğe aykırı bildirimde bulunma” ve “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçlarından 239 yıla kadar hapsi istendi.

Mütalaada, tutuklu sanıklardan Mehmet Noyan Orcan’ın, 3 kişiye karşı. “Birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı”, “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” ve “silahla, birden fala kişiyle birlikte cinsel saldırı” suçlarından 62 yıla kadar hapsi istendi. Sanık İbrahim Tuncer’in 2 kişiye karşı “birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı” suçundan 63 yıla kadar hapsi talep edildi. Sanık Halil Hilmi Müftüoğlu’nun, 6 kişiye karşı “birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı” ve “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” suçlarından 231 yıla kadar hapsi istendi. Sanık Bora Yıldız’ın, ”cinsel saldırı”, “birden fazla kişiyle birlikte ve silahla, organ sokmak suretiyle cinsel saldırı” ve “birden fazla kişiyle birlikte cebir ve tehdit ile organ sokmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı” suçlarından 396 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istendi. Mütalaada, 222 sanığın “örgüt üyeliği” veya “örgüte üye olmamakla birlikte yardım” suçlarından cezalandırılması istendi.
 

Editör: Haber Merkezi