AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni, Meclis Başkanlığına sunduklarını bildirdi. 

Özkan, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin bilgi verdi. 

Baroların demokratikleşmesinin sadece bugünün değil, tarih boyunca dünden bugüne her zaman var olageldiğini söyleyen Özkan, Türkiye'de yaklaşık 150 yıllık geçmişe sahip olan baroların dünden bugüne bir dizi düzenlemeyle değişikliğe uğradığını anımsattı. Barolarla ilgili düzenlemelerin Anayasa'nın 135. maddesi başta olmak üzere 1969 tarihli Avukatlık Kanunu'na dayandığını dile getiren Özkan, "Avukatlık Kanunu'nda baroların kuruluş ve nitelikleri kenar başlıklı düzenlemede, baroların, avukatlık mesleğini geliştirmek, mesleki düzen ve disiplini sağlamak, avukatlık mesleğinin ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini savunmak olarak ana hatlarıyla ifade edilmiştir." diye konuştu.

Anayasa'da ve Avukatlık Kanunu'nda yer alan bu düzenlemelerin farklı tarihlerde pek çok kez değişikliğe uğradığını belirten Özkan, şöyle devam etti:

"Bu düzenlemeyi niçin yaptık? Herkesin kafasında bu soru yer almaktadır. Öncelikle baroların, Anayasa'da ve yasada belirtilen bu görevleri dikkate alındığı zaman bu ihtiyaçları günümüz koşullarında karşılayamadıkları ve hakkıyla yerine getirmediklerini tespit etmiş bulunmaktayız. İkinci olarak, özellikle son 20 yılık süre zarfında hızla artan avukat sayısı, artan bu avukat sayısının özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir illerinde yoğunlaşmış olması, barolar ile meslek üyeleri arasında rabıtanın maalesef tamamen kopmasına neden olmuştur. Kanunun, yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 10 bin civarında olan avukat sayısı, aradan geçen süre zarfında 130 binleri aşmış bulunmaktadır. Artan bu avukat sayısı özellikle İstanbul'da 50 bini, Ankara'da 20 bini, İzmir'de 10 bin rakamını zorlamaktadır. Artan bu sayı nedeniyle başta avukat stajyerlerinin mesleğe hazırlanması ve eğitim konusunda baroların, görevlerini gerektiği gibi yerine getirmemelerine, avukat stajının sembolik ve şekli anlamda prosedürel bir işleme dönüşmesine neden olmuştur.

Avukatların yine mesleğe kabulünden sonra baroların, gelişen hukuki konularda avukat meslektaşlarımızı, meslek içi eğitimle onları, gelişen hukuki konulara hazırlayamadıkları görülmüştür. Tabii özellikle bu durumun İstanbul, Ankara ve İzmir barolarında böylesi bir durumun söz konusu olduğunun da altını çizmek gerekir. Artan bu sayı, baroların demokratik temsilini de maalesef tamamen ortadan kaldırmıştır. Avukatların seçimlerde sandıktan uzaklaşmalarına neden olmuştur. Baro ile irtibatlarını koparmıştır. Bu kopuş, barolar ve barolar birliğinde demokratik temsile büyük zarar vermiştir."