İstanbul Maltepe'de Kemal Ayyıldız isimli şüpheli, eski sevgilisi olduğu iddia edilen Aylin Sözer'i katletti. Katilin Sözer'i önce boğazından bıçakladığı, daha sonra üzerine yanıcı madde döktükten sonra ateşe verdiği öğrenildi. Malatya'da çok sayıda suçtan sabıka kaydı bulunan Mehmet Taş, eşi Selda Taş’ı başından tabancayla vurarak, öldürüldü. Gaziantep'te İslahiye ilçesinde, şizofreni hastası Uğur Dönmez, evde tartıştığı annesi Vesile Dönmez'i pompalı tüfekle rehin aldı. Daha sonra polis ekiplerinin, ‘teslim ol’ çağrısına olumsuz yanıt veren Uğur Dönmez, annesi Vesile Dönmez'i başında ateş ederek öldürdü.
“KADINLARA SAHİP ÇIKIN”
Yaşanan bu kadın cinayetleriyle ilgili Avukat Devrim Nur Kayabalı tepki göstererek ‘’Bugün 3 kadın daha öldürüldü. Pardon, TCK bakımından ‘canavarca hislerle, eziyet çektirerek, tasarlayarak’ öldürüldü. Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez. Kasten Öldürme ve Canavarca Hislerle, eziyet çektirerek ve/veya eşe karşı kasten öldürme suçları arasındaki fark suçun cezası ‘yani ağırlaştırılmış, nitelikli hali olması’ Kasten öldürme suçunun cezası TCK Md. 81’de müebbet hapis cezası olarak tanımlanmıştır. Peki, madem bu suçun cezası müebbet neden yürekleri burkan bu kadar görüntünün bedeli, çok ucuz oluyor! Bu soruya hukukçu olarak yanıt vermek güç. Her somut dosya ayrı ayrı değerlendirilmekle birlikte, kanaatimce “iyi hal, haksız tahrik” gibi indirimler böyle dosyalarda uygulanmamalı. Bizim yasalarımız mı hafif? Hayır, bahsettiğimiz üzere yasalarımız ağır. Müebbet hapis cezası veya ağırlaştırılmış hapis cezası. Her cinayet, kadınların kalbinde yeni yaralar açıyor. Kadınlarımızı katleden canilerin en ağır cezayı almalarını bekliyoruz. Sorun nerede? Sorun, uygulamada. Hiçbir cinayet hele ki; eski eş, aile içi şiddet gibi vakıalar bir anda cereyan etmiyor. Bu bir süreç sonunda oluyor. Bu süreçte , kadınlar tehdit ediliyor, taciz ediliyor, koruma ve uzaklaştırma kararları alıyor. Ancak kararlar yalnızca A4 kağıdı üzerinde kalıyor! Uygulanmıyor. Tehdit aldıklarını emniyete bildirdiklerinde yeterince dikkate alınmıyorlar. Sorun, uygulamada. Uygulamacılarda. Onlara anlatılması gereken şu ki: Bu kadınlar sizin ananız, babanız, bacınız, kardeşiniz, eşiniz, dostunuz da olabilir. Kadınlara, sahip çıkın!’’ uyarısında bulundu.
AİLE İÇİ ŞİDDET GÖREN VE/VEYA TEHDİT EDİLEN KADINLAR NE YAPABİLİR?
Avukat Kayabalı kadınların kendilerini tehdit altında hissettikleri ani en yakınlarındaki adliyeye veya emniyete giderek şikayetçi olabileceklerini ifade ederek ”Uzaklaştırma veya koruma kararı talep edebilir. Ancak günümüzde kadınlar bunu yapmaktan da çekinebiliyorlar. Aile baskısı, kol kırılır yen içinde kalır gibi düşünceler, müşterek çocuklar gibi birçok baskı kurucu unsur kadınları yasal mercilere başvurudan korkutuyor” dedi.
‘KADES’ UYGULAMASI HAYAT KURTARIYOR
Avukat Devrim Nur Kayabalı, kadınların sadece fiziksel şiddet anında değil, cinsel saldırı, taciz, takip gibi diğer tehlikeli durumlarda da yardım çağrısında bulunabildikleri ‘KADES’ uygulamasından bahsederek “Bu uygulamayı telefonunuza indirip bilgilerinizi girdiğinizde emniyet ekipleri olduğunuz yere geliyor. Bunu uygulayın, ancak hukuken önerimiz özellikle darp edilen, şiddet gören kadınların hastaneye giderek darp raporu alması. Çünkü bazı yaralar zamanla iyileşebiliyor ve mahkemeye intikal ederse süreç ispat zorluğu yaşayabiliyorsunuz’’ dedi.
“ŞİDDETE SESSİZ KALMAYIN”
Avukat Kayabalı son olarak “Aile içi şiddetin yalnızca bedensel olmadığını; cinsel, psikolojik veya ekonomik de olabileceğini unutmayın. Size bu muameleyi yapanların tek ortak noktası Hastalıklı zihin yapılarıdır ve siz sessiz kaldıkça, şiddetin dozu artacaktır. Unutmayın” diyerek kadınların kendilerine uygulanan şiddete karşı sessiz kalmamaları çağrısında bulundu.
