Çavuşoğlu, Kriter Dergi'de SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın sorularını yanıtladı.

Kıbrıs meselesiyle ilgili soruya yanıt veren Çavuşoğlu, yıllardır federasyon temelinde müzakerelerin götürüldüğünü ancak Rum tarafının Türk tarafını siyasi eşit kabul etmemesiyle bu müzakerelerin çöktüğünü söyledi.

Bu doğrultuda iki devletli çözümün masaya geldiğini aktaran Çavuşoğlu, "Öneri hem Kıbrıs Türklerinin müktesep haklarının, yani egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün teyidine hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında bir iş birliğinin tesisine dayanıyor. Biz de Türkiye olarak, Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüsünün teyit edilmesi noktasında her türlü girişimimizi yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Kıbrıs Türklerine yapılan çifte standarttan vazgeçilmeli"

Tüm muhataplara da adadaki gerçeklere odaklanması gerektiği mesajını verdiklerini ifade eden Çavuşoğlu, "Kıbrıs Türklerine yapılan çifte standartlardan vazgeçmeleri gerektiğini söylüyoruz. Sahadaki gerçeklerle uyumlu, iki devletli çözüm önerisinin muhataplarımızca değişen koşullar çerçevesinde daha dikkatli bir şekilde dikkate alınacağına inanıyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de kapsamlı bir iş birliği yapılması gerektiğine vurgu yaparak, Türkiye'nin ve KKTC'nin dışlandığı girişimlerin başarısız olmaya mahkum olduğunun altını çizdi.

Atılan tek taraflı adımların gerginliği tırmandırdığına dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Ülkemizin ve KKTC'nin hak ve çıkarlarını kararlılıkla korumaya devam edeceğiz. Doğu Akdeniz'de en uzun kıyı şeridine sahip ülke olarak bölgede kilit aktörüz. Bizim önceliğimiz her zaman olduğu gibi diplomasi, iş birliği ve eş güdüm. Sayın Cumhurbaşkanımız AB'ye 2020’de kapsamlı bir Doğu Akdeniz Konferansı yapılmasını önerdi. Bu önerimiz diğer aktörlerce de benimsenmeli ve artık hayata geçirilmeli. Ayrıca Kıbrıs Türkleri de hidrokarbon konusunda Rumlara 2011, 2012 ve 2019’da iş birliği önerilerinde bulundu. Biz bu önerileri de destekliyoruz."

"Yunanistan ile diyalog kanallarının bugün eskisinden daha açık olduğunu söyleyebiliriz." diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin sorunların çözümü için samimi bir diyalogdan yana olduğunu kaydetti.

Ekonomik ve ticari ilişkilerdeki olumlu gündemi daha da ileriye taşımak için çalıştıklarını belirten Çavuşoğlu, "Ekonomide iş birliğine odaklanan pozitif gündem, 2021'de ikili ticarette olumlu etkilerini göstermeye başladı ve 2020'ye kıyasla yüzde 70 artarak 5,2 milyar dolara ulaştı. Bu olumlu gündemin Yunanistan ile ikili meselelerimizi samimiyetle tartışabileceğimiz bir ortam oluşturmasını umuyoruz. Biz, bu doğrultuda üzerimize düşeni yapıyoruz. Yunanistan’dan da, bu süreçte aynı samimiyeti ve aynı siyasi iradeyi göstermesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

"Türkiye dünya için bir umut"

11-13 Mart'ta düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'na (ADF) ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çavuşoğlu, "17 devlet ve hükümet başkanı, 80 bakan, 39 uluslararası teşkilat üst düzey yetkilisi iştirak etti. 75 ülkeden 3 binden fazla katılımcı vardı. Dünyadaki ülkelerin yüzde 40’ı Antalya’da üst düzeylerde temsil edildi" dedi.

ADF'nin bir dünya markası haline geldiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "ADF’de Sayın Cumhurbaşkanımız 11, ben de 67 ikili görüşme gerçekleştirdik. Konuk ülke yetkilileri arasında 212 ikili görüşme oldu. ADF bu açıdan adeta küçük bir BM Genel Kurulu toplantısı gibiydi. Çok farklı aktörler, ADF şemsiyesi altında bir araya geldi. Örneğin Afganistan Geçici Hükümeti Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki ile ABD heyeti arasında bir görüşme oldu" ifadelerini kullandı.

"Türkiye'nin aktif, ilkeli ve adil tutumu takdir ediliyor"

Forumu, Türkiye'nin yürüttüğü dış politikanın bir parçası olarak nitelendiren Çavuşoğlu, "Bugün dünyada bir Türkiye profili var. Türkiye küresel bir aktör haline geldi. Türkiye'nin gücünü ve uluslararası alanda oynadığı rolü herkes kabul ediyor. Türkiye'nin aktif, ilkeli ve adil tutumu herkes tarafından takdir ediliyor" değerlendirmesini yaptı.

Rusya ve Ukrayna temsilcilerinin ADF ve İstanbul'da yaptığı toplantıları da hatırlatan Çavuşoğlu, "Bunu bize duyulan güven sayesinde yapabildik. Türkiye dünya için bir umut, Türkiye'den beklentiler büyük. Bunu farklı coğrafyalardaki mevkidaşlarımla yaptığım her temasta görüyorum" diye konuştu.

"Uluslararası örgütlerde reform ihtiyacının elzem olduğunu savunuyoruz"

Çavuşoğlu, Rusya-Ukrayna krizinin başından bu yana Türkiye'nin politikasının, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü, silahların susması ve insani drama son verilmesi olduğunu belirtti.

Kalıcı ateşkes için taraflar arasında kolaylaştırma faaliyetleri yürütüldüğünü anlatan Çavuşoğlu, ADF kapsamında gerçekleşen Ukrayna-Rusya dışişleri bakanları görüşmesi ardından ivmenin kaybedilmemesi için Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarını ziyaret ettiğini söyledi.

Bu görüşmelerde bazı konularda yakınlaşma gördüklerini belirten Çavuşoğlu, "İlkesel bir tutum izliyoruz. İki ülke de bize güven duyuyor. Biz, savaşın neden olduğu insani felaketin bir an önce durdurulmasına katkı sağlayacak her türlü girişimi olumlu karşılıyoruz. Öte yandan, her iki ülkeyle savaş öncesi yakın iş birliğimiz, ayrıca samimi ve açık konuşabilme kabiliyetimiz, bu süreçte ülkemize kendine özgü bir konum kazandırdı. Tüm dünya Türkiye’nin attığı adımları ve gayretlerini yakından izliyor ve takdir ediyor" dedi.

Burhanettin Duran'ın "Uluslararası sistemde bir dönüşüm olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna da yanıt veren Çavuşoğlu, dünyada ekonomik ve teknolojik alanda çok hızlı bir dönüşüm yaşandığını ifade etti.

Bu dönüşümün askeri ve siyasi etkileri olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Uluslararası teşkilatların ve küresel yönetişim mekanizmalarının mevcut sorunlara etkili çözümler üretemediği tespitine katılıyorum. Dolayısıyla uluslararası örgütlerde reform ihtiyacının elzem olduğunu savunuyoruz." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, çağın sınamaları karşısında yeni çözüm yöntemleri üretilmesi gerektiğini vurgulayarak, tüm ülkelerin, küresel tehditlere yanıt verebilen, kapsayıcı, adil ve etkin bir uluslararası sistem için gayret göstermesi gerektiğinin altını çizdi.

ABD ile ilişkiler

Türkiye'nin girişimci ve insani dış politikasının yalnızca ülke çıkarlarına değil dünya barışına da hizmet ettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin önceliklerinden birisinin bölgede ve diğer coğrafyalarda çok taraflı ve ikili iş birliklerini güçlendirmek olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, Güney Kafkasya ve Orta Doğu'da normalleşme çalışmalarının devam ettiğini hatırlatırken Türkiye-ABD ilişkilerine de değindi.

ABD ile birçok bölgesel ve küresel meselede ortak noktalar bulunduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Bununla birlikte ABD'nin ulusal güvenliğimizi doğrudan ilgilendiren, PKK/YPG, FETÖ ve yaptırımlar gibi meselelerde izlediği tutum müttefiklik ruhuyla bağdaşmıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden'ın kurulmasını kararlaştırdığı Stratejik Mekanizmaya da değinen Çavuşoğlu, "Mekanizma gerek görüş ayrılıklarımızın gerek iş birliği olanaklarımızın kapsamlı ve yapısal bir şekilde ele alınmasına imkan sağlayacak. Mekanizmanın faaliyete geçmesine yönelik ilk adımın yakında atılması öngörülüyor." dedi.

"AB'yle ayrıcalıklı ortaklık veya başka türlü iş birliği modelleri bizim gündemimizde yok"

Çavuşoğlu, son dönemdeki gelişmelerin Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) için önemini bir kere daha ortaya koyduğunu belirterek, "AB'nin küresel konularda Türkiye'yi yanında tutması ve artık bünyesine dahil etmesi kendi çıkarına." ifadesini kullandı.

AB üyeliğinin Türkiye için stratejik hedef olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "İlişkilerimizin belkemiğini de katılım süreci oluşturuyor. Bazı çevrelerce dile getirilen ayrıcalıklı ortaklık veya başka türlü iş birliği modelleri bizim gündemimizde yok." dedi.

Gümrük Birliği'nin güncellenmesi çalışmasına hemen başlanması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, vize serbestisi beklentisinin de güçlü olduğunu anlattı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin somut ve olumlu adımlar atmaya da hazır olduğunu belirtti.

"İdlib'te ateşkesin korunmasına önem veriyoruz"

Türkiye'nin Afrika ile ilişkilerine yönelik soruyu da yanıtlayan Çavuşoğlu, artan ilişkilerin sonucu olarak toplam ticaret hacminin 2003'te 5,4 milyar dolardan 2021 sonunda 35 milyar dolara ulaştığını kaydetti.

Afrika ile eşit bir iş birliği yapıldığına vurgu yapan Çavuşoğlu, "Türkiye'nin sömürgecilikten kaynaklanan bir kamburu yok, gizli amaçları ve gündemi de yok." diye konuştu.

Türk dünyasıyla ilişkilerin de Türkiye'nin dış politikasının önemli boyutlarından biri olduğuna değinen Çavuşoğlu, Türk Konseyi'nin Türk Devletleri Teşkilatı'na dönüşmesiyle tam teşekküllü bir uluslararası kuruluş olduğunu söyledi.

Bu kararın alındığı Kasım 2021'deki İstanbul Zirvesi'nde Türk Dünyası 2040 vizyon belgesinin de imzalandığını söyleyen Çavuşoğlu, teşkilatın yol haritası niteliği taşıyan bu belgenin Türk devletleri arasındaki ilişki ve iş birliğinin daha da geliştirilmesi ve derinleştirilmesi için atılacak adımları belirlediğini belirtti.

Çavuşoğlu, Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin de şu ifadeleri kullandı:

"İdlib'de ateşkesin korunmasına önem veriyoruz. Keza Astana garantörleriyle beraber kurulmasına ön ayak olduğumuz Anayasa Komitesi'nin çalışmalarının ivme kazanarak sürmesini ve somut sonuçlar doğurmasını önemsiyoruz. Suriye'deki bir diğer öncelikli meselemiz de terörle mücadele. DEAŞ ve PKK/YPG terör örgütlerine karşı mücadelemiz önümüzdeki dönemde de kararlılıkla devam edecek. Suriye ihtilafının askeri yöntemlerle çözülemeyeceğinin başta rejim olmak üzere ilgili taraflarca artık idrak edilmiş olduğunu düşünüyoruz. Ülkemiz siyasi çözüme yönelik çabalarını önümüzdeki dönemde de güçlü bir şekilde sürdürecek."

Türkiye'nin dünyada en çok temsilciliği bulunan beşinci ülke olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "2023'te Cumhuriyetimizin 100. yılının yanı sıra Türk Hariciye Teşkilatı'nın 500. yılını idrak edecek olmanın mutluluğunu yaşayacağız. İnşallah, teşkilatımız genişlemeye devam edecek. Milletimizin çıkarlarını dünyanın dört bir yanında korumaya devam edeceğiz" dedi.