Bakan Soylu: Sırtımızı kendimize, milletimize, bu coğrafyanın değerlerine yaslamaktan başka çare yok. Soylu, "Dünyaya beylik taslayanların da laf ebeliğinden başka bir şey yapmadıklarını da maalesef bir kere daha hep beraber görüyoruz" dedi.

Bakan Soylu, Mardin'in Kızıltepe ilçesinde bir düğün salonunda düzenlenen kanaat önderleri toplantısında olmaktan onur duyduğunu söyledi.

Çok farklı, önemli ve dikkatli olmaları gereken bir dönemden geçtiklerini vurgalayan Soylu, kimi oyunun hesabının nereye kurulduğunun görüldüğü gibi olamayabileceği bir dönemden geçtiklerini belirtti.

Hep beraber izlediklerini, takip ettiklerini, bilgileri güncellediklerini aktaran Soylu, yeni bir savaşla karşı karşıya olduklarını, savaşın dünyaya da coğrafyaya da ağır bedeller ödettiğini, bu bedellerin her birini toprak, insan, çocuk, yaşlı ve ülkelerin çektiğini kaydetti.

Savaşta insanın kazanan değil kaybeden olduğuna işaret eden Soylu, savaşın bütün duyguyu altüst ettiğini, bütün heyecanı söküp aldığını ve bütün değerleri zedelediğini vurguladı.

"Laf ebeliğinden başka bir şey yapmıyorlar"
Savaşın yüzünün soğuk, sonuçlarının ağır olduğuna dikkati çeken Soylu, bugün karşı karşıya kalınan bu hadiseyi tasvip etmenin mümkün olmadığını, reddetmenin doğru olduğunu anlattı.

"Ama dünyaya beylik taslayanların da laf ebeliğinden başka bir şey yapmadıklarını da maalesef bir kere daha hep beraber görüyoruz" diyen Soylu, bunun kendilerine bir sorumluluk daha yüklediğini aktardı.

Bakan Soylu, şu değerlendirmede bulundu:

"Birlik içerisinde olmak ve en önemlisi kendi göbeğimizi kendimiz kesebileceğimiz bir hali bu ülke için ve bu coğrafya için oluşturmak. Bu gördüğümüz tablodan elde ettiğimiz sonuç budur. Sırtımızı kendimize ve milletimize ve bu coğrafyanın değerlerine ve gücüne yaslamaktan başka herhangi bir çare söz konusu değildir. Bugünün fotoğrafın bize öğrettiği, anlattığı budur. Büyük özgürlük, savunma, silah hikayelerinin her birini kararsız ve iradesiz geldiği sonuç burada apaçık ortada durmaktadır. Bu kadar açık ve net. Sayın Cumhurbaşkanımız yıllardan beri söylediği bir cümlenin aslında neyi ifade ettiğini, neyi ortaya koyduğunu şimdi karşı karşıya kaldığımız şu tablo çerçevesinde bir kez daha görüyoruz. 'Dünya beşten büyüktür' derken yani sözün güzelliği açısından bunu ifade edip bir konuşma retoriği olarak değerlendirenler elbette bugünkü fotoğrafı gördükten sonra belki kafalarını ellerinin arasına alıp şöyle bir iki defa kafasına vurma kabiliyetine belki sahip olabilirler."

Bakan Soylu, kimsenin 21. asrı böyle beklemediğine işaret ederek, "20 yüzyılın sonunda dünya özgürleşiyor, sınırlar açılıyor, Avrupa'da neredeyse ülkeler birbirleriyle bütünleşiyor, her biri istediği yere pasaportsuz, kimliksiz bile gidebilmek kabiliyetine sahip olabilen bir dünyadan bugün cinnet hali geçirmiş bir dünya tablosuyla karşı karşıya kalacağımızı, bundan 20 yıl önce kimsenin aklına gelmezdi herhalde." değerlendirmesinde bulundu.

"Coğrafyada birlik, istikrar bizim en büyük gücümüzdür"
Kimsenin aklına Londra'da ağır makinalı silahlarla, meydanlarında metrolarında özel harekat polislerinin, özel kuvvetlerin olacağının kimsenin aklına gelmediğini dile getiren Soylu, şöyle dedi:

"Yine milyonlarca insanın hemen yanı başımızdaki Suriye'den yerlerinden edilerek başka topraklara gideceğini, her birinin kendi toprağına uzak ve hasret kalacağı bir dünya tablosu aklımıza gelmezdi. Herhalde hiçbirimizin aklına bize yukarıdan aşağıya beylik taslayan Amerika'nın Afganistan'dan kaçarken o uçak görüntüsünün altında sarılan insanlarla vermiş olduğu tarihin en garabet fotoğrafı hiç birimizin aklına gelmezdi. Libya'yı, Suriye'yi, Irak'ı karıştırırken, yıllarca İran'a ambargo uygularken, Balkanları karıştırırken kendisinin meselelere çaresiz kalabileceği bir fotoğrafla karşı karşıya kalacağı ve senatosunun basılıp teslim alınacağı kimsenin aklına gelmezdi. Bu fotoğrafların her birini değerlendirdiğinizi düşünüyorum. Bütün bunlar varken Türkiye'nin her türlü zorluğa karşı ayakları üzerinde durduğu, 10 yıldır 20 yıldır bu istikrarsızlık girdabı içerisinde kendi ülkesini istikrarsızlık yolculuğuna düşürmediği ve etrafında bir ateş çemberi, bir karmaşıklık cenderesi olmasına rağmen etkilenmemesi adına her türlü fedakarlığı ortaya koyduğu tablo herhalde kimsenin aklına gelmezdi. Dünyaya doğru telkini yapma kabiliyetini ve sağduyusunu hiçbir zaman kaybetmeyen bir Türkiye tablosu herhalde dünya beşten büyüktür sözüne direnenlerin de aklına gelmezdi. Bu coğrafyada birlik, istikrar bizim en büyük gücümüzdür, kendi göbeğimizi kendimiz kesebilme kabiliyeti gücümüzdür."

"Bir çaresizliğin dünya ölçeğinde nasıl olduğunu hep beraber net bir şekilde görüyoruz. Ağlayan insanları, kendi topraklarından kaçmak zorunda olan çocukları ve yaşlıları görüyoruz" ifadelerini kullanan Soylu, bunun ilk gördükleri fotoğraf olmadığını dile getirdi.

Lübnan'ın dünyanın en büyük krizlerinden birini yaşadığını, Cumhurbaşkanının talimatıyla hazırlıklarını yaptıklarını ve 650 ton gıda yardımı yaptıklarını bildiren Soylu, Afganistan'da da insani yardım ulaştırdıklarını söyledi.

LAF EBELİĞİ YAPIYORLAR
Cumhurbaşkanı ile Kongo'dan Senegal'e kadar bir coğrafyada bulunduklarını anımsatan Soylu, şöyle dedi:

"90 milyon insan yaşıyor Kongo'da. 2.5 milyon kilometrekare, her taraf sulak arazi, dümdüz. 500 dolar kişi başı gelir seviyesi var. Tabloyu bir görseydiniz, bu insanları bu hale kim getirdi. Bugün laf ebeliği yapan Batı getirdi. Laf ebeliği yapıyorlar. Başka hiçbir şey yapmıyorlar. Dünyanın en büyük maden yataklarına sahip olan bir ülkenin altı zengin üstü fakir. Batı'nın da üstü zengin altı fakir. Bu nasıl bir anlayıştır. Demek ki güzel bir söz vardır, lafla peynir gemisi yürümüyor. Fakir fukarayı sömürürsün ama orada aylardan beri senden destek isteyen Ukrayna'ya çare üretemezsin. Sadece laf ebesisin. Yapacak çok işimiz var. Hem etrafımızdaki coğrafya hem dünya hem kendi içimizde yapacak çok işimiz var."

Ülkede daha önce insanların "Ben Kürt'üm" demeye çekindiğini belirten Soylu, şu değerlendirmede bulundu:

"Tayyip Erdoğan sadece şehir hastanesi, insansız hava aracı, Yüksekova'dan Kızıltepe'ye kadar veya İstanbul Havalimanı'ndan ta ülkemizin en ücra noktalarına kadar havalimanları, yollar, köprüler, barajlar yapmadı. Zihin duvarlarımızı daraltmak isteyenlerin anlayışlarını kırdı ve bizi bir noktaya hapsetmek isteyenlere elinin tersiyle iterek bu ülkede sadece bugün atılan değil gelecek adına da bir zihniyet devrimi gerçekleştirdi. Bugün 'Kürt'üm', 'Ben Aleviyim' diyen rahat bir şekilde diyor. 40 yıl boyunca tanıdığım insanların Alevi olduğunu 2002'den sonra öğrendik. Cemevleri, dernekler vardı onlar söylerdi. Ama onun dışında normal hayatın içerisinde olan kimsenin böyle bir değerlendirme ortaya koyamazdı. Peki bu zihin duvarları nasıl yıkıldı, nasıl oldu bu işler?"

Ülkede 28 Şubat'ı yaşadıklarını, ülkede daha önce insanların "Ben dindarım" demeye çekindiklerini ifade eden Soylu, bir mahalle baskısı oluşturarak, insanları kendi kimliklerinden ve değerlerinden uzaklaştırmaya yönelik bir anlayışın oluşturulduğunu anımsattı.

"Bize biçtikleri gömleği biz giymeyeceğiz"
Bugün aynı anlayışın bu topraklar içerisinde oluşan bir anlayış olmadığını kaydeden Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsanımıza böyle bir anlayış da yakıştıramam zaten. Bu anlayış bize dışarıdan ithal edilmiş bir anlayıştır. Burada davul zurna çalarak bunu hakim kılmaya çalışanların onlara yardım ettiği dünü, bugünü ve yarınını da biliyoruz. Bu anlayış bugün Suriye'deki kardeşlerimize sıkıntı çıkaran bir anlayıştır. Bu anlayış bugün Ukrayna'ya ilk önce gaz verip daha sonra sessiz kalanların anlayışıdır. Onlar beyler paşalar gibi yaşayacaklar. Afganistan, Pakistan hattından Suriye, Irak hattına, Balkanlara kadar herkes diken üstünde yatacak. Kölelik sistemi değişmiş başka bir düzen gelmiş. Sonra Tayyip Erdoğan, 'Dünya beşten büyüktür.' dediği zaman 'Acaba nasıl diskalifiye ederiz?' diyen binlerce oyun, tezgahı ortaya koyacak. Arkadaş biz bu yönetimde bu coğrafyada yıllarca kalacak halimiz yok, ama bir iddiamız var. İddiamız şu, bize biçtikleri gömleği biz giymeyeceğiz. Bu itirazımıza ne kadar isyan ederlerse etsinler bize biçtikleri gömleği ne kadar yakıştırmaya çalıştırırlarsa çalıştırsınlar artık biz yakıştırmayacağız."

Zengin ve güçlü olacaklarını, kendi değerlerine sadık olacaklarını anlatan Soylu, iyilikleri anlatmak ve kötülüklerden sakındırmakla sorumlu olduklarını aktardı.

Büyük bir coğrafyanın çocukları olduklarını belirten Soylu, şunları kaydetti:

"Bu zihniyet kalıpların içerisinde bizi sıkıştırmak isteyenlere karşı Cumhurbaşkanımızın, partimizin ve ülkemizin koyduğu irade, ezberleri bozmuştur. Aynı istikamette yürüyoruz. Bugün Doğu ve Anadolu’daki vilayetlerimizin ve sanayi sitelerimizin batıdaki sanayi sitelerimizden herhangi bir farkı yoktur. Bambaşka bir tablo ile karşı karşıyayız ve daha başlangıcındayız işin. Bu bölgeye nasıl huzur getirmişsek hemen karşımıza altımıza, batımıza ve doğumuza aynı huzuru getireceğiz."

Ülkede ret ve inkar politikalarının ortadan kalktığını, sadece terörle mücadele etmediklerini, aynı zamanda terörizmle de mücadele ettiklerini söyleyen Soylu, "Kayyum meselesinde bize itiraz ederlerken esas itibarıyla şunu yaptık. Bu milletin parası yatırıma gitsin istedik. Sadece terörle mücadele etmiyoruz. Onu yaparken da bir zihniyet devrimi yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

Terör ve terör eylemlerinin etkisini azalttıkça zenginliği artıracaklarını vurgulayan Soylu, üretime, çocukların eğitimine ve huzura devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Mardin Valisi Mahmut Demirtaş, AK Parti Mardin Milletvekili Cengiz Demirkaya, Kızıltepe Kaymakamı Hüseyin Çam da birer konuşma yaptı.

Toplantıya, İçişleri Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Tayyip Sabri Erdil, AK Parti İl Başkanı Faruk Kılıç, AK Parti MKYK üyesi Orhan Miroğlu, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Coşkun Sel, İl Emniyet Müdürü Mahmut Karabulut, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile kanat önderleri katıldı.

Editör: Haber Merkezi