Türkiye'nin önüne çıkarılan engelleri sıralayan Soylu, bu süreçte milletin ortaya koyduğu iradenin, gelecek nesillerce de bilineceğini aktardı.

Soylu, Marmaray ve bölünmüş yollar gibi büyük yatırımların her zaman yapılabileceğini, birlik ve beraberliğin önemli olduğunu anlatarak şunları söyledi:

"Gerçi ana muhalefet partisi belediyeleri aldı, 'Bu her şeyi yapabilirsiniz.' onlar için geçerli değil. Onlar hiçbir şey yapamaz. Onların eline dünyanın en büyük nimetlerini ver, onlar o nimetleri ters düz etmekte mahirdirler. Gerçi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yükü ağır değil mi? Hakikaten ağır. FETÖ'yü sırtında taşıyacaksın, onun sözcülüğünü yapacaksın. Doğru mu? Yükü ağır. PKK'yı sırtında taşıyacaksın, onun sözcülüğünü yapacaksın. Doğru mu? DHKP-C'yi sırtında taşıyacaksın, onun sözcülüğünü yapacaksın. Doğru mu? Bitmedi, Büyükelçileri sırtında taşıyacaksın, onların Türkiye'deki sözcülüğünü yapacaksın. Doğru mu? Bütün bunları anladım da LGBT'nin de sözcülüğünü yapacaksın. Yükü ağır, hakikaten yükü ağır."

Türkiye'de bugün herkesin kendisini ifade edebildiğini belirten Soylu, "Bugün Türkiye'ye dışarıdan kötülük biçmeye çalışanlara söylüyorum, onlar kötülük yaparken biz, bize dinimizin ve milliyetimizin vermiş olduğu anlayışla kardeşliğin ne olduğunu bütün dünyaya gösteriyoruz. Bu ülkede, bu zihniyet devrimlerinin her birini 21. yüzyılda AK Parti iktidarı ve Cumhur İttifakı çok net şekilde ortaya koymakta ve gerçekleştirmektedir" diye konuştu.

"ABD terör örgütüne alenen destek veriyor"

Soylu, Türkiye'nin teröre karşı yıllardır verdiği mücadeleyi örneklerle anlatarak şu değerlendirmede bulundu:

"Eğer biz kendi İHA'mızı, mühimmatımızı, ATAK helikopterlerimizi yapmamış olsaydık, Harput'tan ta Afrin'e kadar terör koridorunu Amerika ve Avrupa, PKK'ya kurdurmuş olacaktı. Tarihin en büyük desteğini vermektedir PKK'ya. Kim veriyor, YPG'ye, PYD'ye? Amerika. Son 3 yılda 2 milyar dolar destek verdiler. Nereden, Amerika Senatosundan. Bir tane terör örgütüyle hafif bir irtibatımızı bulsalar, bırakın desteği, bir sözümüzü bulsalar Türkiye'yi terör devleti ilan ederler. Kendileri terör örgütüne alenen destek veriyor. Oradaki adamlarını katlediyoruz, evet. Onları ila cehenneme zümera, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın dediği gibi cehenneme gönderiyoruz. Gidiyorlar, Amerikalı komutanlar onları ziyaret ediyor, başsağlığı mesajı veriyorlar."

"Karşımızda kökü dışarıda olan bir ana muhalefet partisi var"

Soylu, Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'nin gazetecilerin cezaevine en çok gönderildiği ülke olduğunu söylediğine işaret ederek şu sözleri kullandı:

"Kim var bunun içerisinde, 125 kişi var. Kim var bu 125 kişinin içerisinde. 91'i PKK/ KCK iltisaklı. Bomba atmış, İstanbul Emniyetine giderken, orada canlı bomba eylemine giderken ila cehenneme zümera olmuş. Kim var bunların içerisinde, 16 tane MLKP'li. Kim var bunların içerisinde, 9 tane DHKP-C'li. Kim var bunların içerisinde? Her türlü terör örgütüyle irtibatlı, iltisak içerisinde bunlar. Yetmedi. 2 tane DHKP-C'li o listenin içerisinde sarı torba. Nerede, kırsalda. Bir tane PKK'lı sarı torba. Nerede, kırsalda. 1 tane MLKP'li sarı torba. Nerede, kırsalda. Her türlü terör örgütü eylemi içerisinde bulunmuş, terör örgütünde bulunmuş, askerimizle, polisimizle çatışmaya girmiş, öldürülmüş, kırsalda PKK, MLKP, DHKP-C'nin örgüt üyesi olmuş, bizim kahramanlarımızca da öldürülmüş olanları kendi listene koy, kaç yıldır, tam 9 yıldır listende tut, ondan sonra dön de ki 'Hükümetin içişleri bakanı, hükümet, başsavcısı, o, bu yalan söylüyor.' Karşımızda kökü dışarıda olan bir ana muhalefet partisi var. Bu işin sonunu bırakacağımızı, bu işi takip etmeyeceğimizi hiçbir şekilde düşünmesinler."

"Görecekler, o liste, onların başına bela olacak sonuna kadar" ifadesini kullanan Soylu, şu değerlendirmede bulundu:

"Sonra, teröristi çok fazla bir yerde aramalarına gerek yok, Mecliste hemen yanı başlarına baktıklarında orada HDP milletvekillerine bakmaları yeterlidir, terörist görebilmek için. Onlara sahip çıkanlar, onlarla beraber olanlar, onların hapishaneden attığı mesajlara el çırpanlar ve bulunduğu kattan o mesajları tahrik etmeye çalışanlar elbette ki bu milletten gerekli cevabı alacaklardır. Olay oldu ilk önce kendi adamları, 'Bunu DEAŞ yaptı' dedi. Yetmedi o ilçedeki yöneticileri, gençlik kolları, partilileri, 'Bir kadın polis cinnet geçirdi, o taradı.' dediler. Çünkü PKK'ya kondurmak istemediler. Biz ne zaman 'PKK' dedik, ne zaman oraya gidip gecenin üçünde arkadaşlarımızın verdiği bilgilerle bir değerlendirme ortaya koyduk ve ondan sonra elbette ki şirazeleri şaşmış oldu. Bu kadar açık ve net. İşimiz zordur. Bu işin içerisinde kimlerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Buradan öyle kurtulmak kolay iş değildir."

Editör: Haber Merkezi