İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, koronavirüs nedeniyle şu anda Türkiye'de 38 bin kişinin karantinada olduğunu belirtirken, terör olaylarıyla ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon programında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Soylu'nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

- Şu anda 180 ayrı yerleşim yerinde 122 bin 500 vatandaşımız karantina içerisinde. Siz buna 15 bin 500 yurtlarda, yurt dışından gelen vatandaşlarımızı da ilave ettiğinizde 38 bin karantina içinde şu anda vatandaşımız var.

- Koronavirüsle mücadele ederken terörle mücadeleyi de bırakmadık. Yılbaşından bugüne kadar 22 bin operasyon gerçekleştirdik. Türkiye içerisindeki Kapan operasyonlarıyla terör örgütü fellik fellik aranıyor.

- Kulp'taki terör saldırısı herkesi derinden üzdü. 6-7 ay önce de yine Kulp'ta böyle bir tabloyla karşılaşılmıştı. Yine ormana odun kesmeye giden işçilere acımasız saldırı yapmışlardı.

- Gittikleri yol bizim güvenlik güçlerimizin, jandarmamızın, Jandarma Özel Harekatımızın veya kolluk devriyelerimizin gezdiği bir yol değil. Yani bir yan yol ve tamamen bir orman yolu. Burada bir ayın çeşitli zaman dilimlerinde gidip ormandan kesiyorlar ve geçimlerini de bunun üzerinden temin etmeye çalışıyorlar

- Masum insanlara yönelik eylem PKK'nın bir karakteri. Ama şunu emin bir şekilde söylüyorum bir, önce Kulp'ta bunu yaptıklarında, o masum insanları, genç insanları katlettiklerinde gittik ve orada Sayın Cumhurbaşkanımız da biz de 'kanları yerde kalmaz' dedik ve 2 ay geçmeden o eylemleri kim gerçekleştirmişse hepsi cehennemi boyladı.

- Dünyada, Türkiye'de insanlık farklı bir meseleyle mücadele ederken, bu eylemi gerçekleştirenlerin sonu kötü olacak.

- Biz genel olarak bu ölen teröristlerin fotoğraflarını göstermekten imtina ederiz ama bunlar öldüğü zaman bunları kamuoyuyla paylaşacağız. Çünkü ibret olması lazım gelir ki masumiyeti olan, rızkına ve ekmeğine giden insanları bir sapkın terör örgütünün talimatıyla öldürenler, katledenler hem hak ettiklerini bulmuş olacaklar hem de o insanlar, orada yaşayanlar da ve bizler de bileceğiz ki bu devlet güçlü bir devlettir, yapanın yanına kar bırakmıyor.

- Türkiye'nin koronavirüsle mücadeledea milletiyle beraber güçlü bir zemin yakaladı.

-  Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade, talimatları, dünyayı iyi okuyup, Türkiye'nin bu mücadelede hangi zeminde adım atması lazım geldiğini iyi bir şekilde tespiti ile hükümetimizin, sağlık çalışanlarımızın ve sağlık perspektifimizin ortaya koyduğu tabloyla ve milletimizin de buna uyan davranışlarıyla bir taraftan Avrupa, diğer taraftan Amerika, Çin ve diğer ülkelerin karşı karşıya kaldığı süreçlerden, sürecimizi çok daha iyi yöneten bir noktadayız. İlk günden itibaren böyleyiz. Onlardan önce aldığımız tedbirler."

- Türkiye'de şu anda asayiş konusunda en ufak bir problem, üretim ve tedarik zincirinde en ufak bir aksama söz konusu değil.

- Mümkün olduğunca, özellikle hayatın hareketliliğini, mobilizasyonunu durduracağız. O 4 temel maddeye uyarak, bu dengeyi yol haritası içerisinde götürmeye çalışacağız. Büyükşehirlerde hayat hafta içinde yüzde 85-90 oranında şu anda tam anlamıyla kendisini evine çekmiş durumda. Hafta sonları da bu rakam yüzde 95'lerde. Birçok ölçümüz var. Özellikle toplu taşıma araçlarına binişi her gün sabah itibarıyla ölçüyoruz. Hafta içi her geçen gün artıyor. Bu hafta 84'lerde başladı, şu anda 86,5-87 seviyesinde. Her 100 yolcudan 87'si toplu taşıma kullanmıyor artık. Buna riayet ediliyor.

- Belli periyotlarda araştırmalar yapıyoruz. Bu araştırmalarda vatandaşımızın hangi kurallara ne kadar uyduğunu, Kovid-19 karşısında hangi tedbirleri aldığını, mesajlara uyup uymadığını ve ne beklediğini periyodik bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. 18 büyükşehir belediyesine ait toplam yolcu sayısı yüzde 86'nın neredeyse üzerine gelmiş bir durumda.

- Bugüne kadar toplam 26 bin kişiye adli ve idari ceza kesildi. Hem idari para cezası hem adli para cezası kesildi. Kim bunlar? 65 yaş kuralını ihlal edenler. Gençler biraz hızlı çıktı. 65 yaş onlardan 10 gün önce olmasına, 65 yaş grubunu çok çabuk zamanda geçtiler. Özellikle sosyal mesafeye riayet etmeyenler de var. Kavga edenler, kumar oynayanlar, toplu bir şekilde bir birliktelik içerisinde olanlar.

-  Başından beri almış olduğumuz tedbirler de kendi adına bir denge ile beraber yürüyor. Bu, bütün dünyanın hep birlikte yeni yaşadığı bir süreç. Bugün Güney Kore'de, Çin'de yeni bir şey tartışılıyor, 'acaba bu ikinci salgını, ikinci tetiklemeyi meydana getirecek mi?' diye bir endişe var ve bir takip söz konusu. Bütün bunları yeni yaşıyoruz. Onun için bunun ne kadar süreceğini ve bunun hızının, süratinin, etkisinin nasıl zayıflayacağını esas itibarıyla dünya da bilmiyor. Onun için Türkiye daha rasyonel ve daha sürdürülebilir tedbirler aldı. Bu tedbirler çerçevesinde de adım atıyor ama mesele Türkiye'de çok farklı boyutlara doğru gider ise elbetteki vatandaşımız da şunu gördü ki hem 20 yaş altı ve hem 65 yaş üstü sınırlandırmamızdan hem şehir izolasyonlarımızdan, şehir sınırlandırmalarımızdan hem iş yerleriyle ilgili almış olduğumuz tedbirlerden biz burada herhangi bir çekince içinde değiliz ama şu anda hem sistemimizi devam ettirebilen hem de bu tedbirleri tam anlamıyla sıkı sıkıya uygulayan bir anlayış yürütüyoruz.

- İstanbul'da bir sokağa çıkma yasağı söz konusu olur mu? Hafta sonunda yüzde 95 Türkiye eve çekiliyor ancak çok zorunlu üretimler yapılıyor ama ihtiyaç duyulduğu zaman bunu sadece belirli, kısıtlı günler için değil, her türlü adım atılabilme kabiliyetine sahip olduğunu ilk kez söylüyor değiliz, Sayın Cumhurbaşkanımız da defalarca söyledi. Bunun dinamik, takip ettiğimiz bir süreç olduğunu söylüyoruz. Bazı illerimizde vakaların artış hızı epey yavaşladı. Bazı illerimizde, ilk baştaki gibi böyle katlayarak gittiği bir noktada değil. Bütün bunları da görüyoruz.

- Buradaki güvenilirlik katsayımızı zedelemek isteyenler de var. Ben üzülüyorum. Şundan üzülüyorum, bu zamanda amiyane tabirle ifade etmek isterim, çelme atmak isteyen, bunu siyasal bir malzeme haline getirmek isteyenler var. Oysa içinde bulunduğumuz mesele, elbette ki yönetimin ve siyasetin ana konusudur ama bu millet, devlet siyasetidir. Bu, hepimizin ortak bir siyasetidir. Buna bakmak ve bunun üzerinden bir süreç yürütmemiz lazım geldiğini de buradan ifade etmek isterim.

- Biz toplam 52 vilayette 180 alanda karantina yapıyoruz. Bunun bir tanesi ilçe merkezi Artvin Borçka, bir tanesi ilçenin tamamı, tüm sınırları, köyleriyle beraber. Yine geri kalanı da yaklaşık 10 belde, 100 köy var. Geri kalanı da mezra. Bu karantina kararı, il hıfzıssıhha kurulunun kararıyla alınıyor ama il hıfzıssıhha kuruluna gelene kadar sağlık müdürlüğümüz aynı zamanda valiliğimiz, kaymakamlığımız alanındaysa kaymakamlığımız, olayın nerden çıktığı, kimin kiminle temas ettiği, bu bulaşımın ne kadar yayılma riski olduğu, bütün bunları değerlendirdikten sonra burayla ilgili bir karantina kararı alınıyor.

- Bu rakamı da ilk kez paylaşıyorum. Şu anda 180 ayrı yerleşim yerinde 122 bin 500 vatandaşımız karantina içerisinde. Siz buna 15 bin 500 yurtlarda, yurt dışından gelen vatandaşlarımızı da ilave ettiğinizde şu anda 38 bin karantina içinde vatandaşımız var.

- Türkiye'de bazı kamu sektörlerinde elbette ki izin var, adalet mekanizması dahil olmak üzere ama Türk Polis teşkilatı, Jandarma teşkilatımız, Sahil Güvenliğimiz, Göç teşkilatımız, AFAD teşkilatımız, ful mesaisinin başında. Herhangi bir izin de söz konusu değil. Buradan başta polis teşkilatımız olmak üzere tüm Türkiye'deki kamu çalışanlarını minnetle ve şükranla selamlıyorum. Allah onlardan razı olsun. Zor zamanın insanı olduklarını bir kez daha gösterdiler.

- Şunu memnuniyetle ifade etmek istiyorum ki bugün de Sağlık Bakanımızla konuştuk, bakan yardıcılarımızla konuştuk. Şu anda Türkiye'de günde 10 milyon maske dağıtılıyor. Çok yakın zamanda inşallah bu sayı 20 milyona ve üzerinde bir sayıya çıkacak. Bunu Sağlık Bakanımız net bir şekilde ifade eder ama bugün 10 milyon üretildiğini ve her gün dağıtıldığını hem sağlık teşkilatlarımız dahil olmak üzere söyleyebilirim.