Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu İstanbul’da 17 Ağustos Anma Etkinliği ve AFAD Eğitim Merkezi Açılış Töreni’ne katıldı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Afet Eğitim Merkezi" açılışında 7.2'lik Düzce depreminin simülasyonda yaşadı.

17 Ağustos 1999’da depreminde yaşadıklarını anlatan Bakan Soylu, şu ifadeleri kullandı:

- 17 Ağustos’ta ben İstanbul’daydım. Siyasi olarak da bir görevim vardı il başkanı idim. Çok dışarıda yatmayı sevmem. Çok sıcak bir geceydi. GOP’daki evimizde üst katta anneme ‘ben terasta yatayım’ dedim. O da üzerime bir şey örttü. Hanım da yoktu. 

- 17 Ağustos bambaşkaydı. Terasın önünde hemen demirler var. Bir büyük yer sarsıntısı meydana geldi. Ben uyku sersemi herhalde bir inşaat var sabahın erken saatinde biri kazı yapıyor sandım. Gözümü açınca karşımdaki demirlerin bir sağa bir sola gittiğini görünce ayağa kalktım. 

- Sonra hepimiz evin holünde buluşmuş olduk. Baktık sarsıntı devam ediyor. Hep beraber aşağı indik. Anladık büyük bir deprem var. İstanbul İl Başkanı olduğumuz için meseleye sadece vatandaş olarak ne yapacağımızdan ziyade İstanbul’da Türkiye’de durum nedir öğrenmeye çalıştık.

- Gölcük, Sakarya, Yalova, Avcılar’dan Arkadaşlarımız evleri yıkıldı eşleri çocukları elverin altında kaldı. Sabah ilk vakit oralara gittik Tansu hanım Genel Başkanımızdı. Avcılar’daki o hayatımız boyunca karşılaşmak istemeyeceğimiz manzara ile karşılaştık. Bizim neslimiz ilk kez böyle bir tablo ile karşı karşıyaydı. 

- Hakikaten çaresiz insanlar, enkaz altında seslenenler. ‘Yaşıyor musun diye bağırışlar. Orada yapabileceğimiz çok bir şey olmadı. Hakikaten bugün Allah öyle manzaralarla karşılaştırmasın. Kimsenin o saatte müdahale konusunda yapabileceği bir şey olmadığı için oradan ayrıldık maalesef Yalova’ya geçmek istedik. Yalova’ya geçtiğimizde bambaşka bir manzara vardı. Cesetler yerde. Onlarca yüzlerce herkes koşturuyor sanki kıyamet meydanı. Kimileri yardım etmeye çalışıyor. Büyük bir kaos olduğu ortadaydı. 

- Allah muhafaza İstanbul'da deprem olduğu zaman vatandaşlarımızın yapacağı ilk iş arabalarını alıp yollara çıkacak hem güvenli alana ulaşım, hem güvenli alanda araba içerisinde durmak için. 

- Eğer böyle olursa eğer İstanbul yola çıkarsa korku ve endişe şudur ki yollar tıkanacak, ambulanslar gidemeyecek, arama kurtarma ekiplerimiz arama kurtarma mahallerine ulaşamayacak, İstanbul kilit olacak. 

- Allahınızı severseniz deprem olduğu zaman cep telefonu ile konuşmayın, ya mesaj atın, ya internet tabanlı konuşun. Çünkü o hatlar arama kurtarma, ambulans, sağlık ekiplerine ve koordinasyon ekiplerine lazım. Kilitlendiği an adım atamayız. 

- Ne olur özel araçla yollara çıkmayın. Hemen toplanma merkezlerine gidin. Toplanma merkezlerinde buluşun sonrasında biz müdahale edeceğiz. Herkes aracıya çıkarsa yolların tıkanacağız siz de biz de biliyoruz. İstanbul gibi deprem olan mahallere dışarıdan kimseyi alacağımızı düşünmesin. Yolalı keseceğiz. Bizim vatandaşlarımıza getireceğiniz erzaktan ziyade yardım ve arama kurtarma ekiplerine ihtiyacımız var. Önce onları ulaştırmak lazım. Sağlık ekiplerimiz var. Tekirdağ, Kırklareli, Sakarya, Kocaeli, Bilecik bu ellerde planlamalarımız var. Hazır bekleyen ve İstanbul’da deprem olduğu zaman kendi görevini bilen ekiplerimiz var.

Simülasyonda bile olsa depremi yaşamanın ürkütücü olduğunu söyleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Belki hayatınızdaki tüm anlar bir şerit gibi gözünüzün önünde geçiyor Böyle bir depremde eğer sağlam bir binada iseniz çıkıp bundan sonraki süreçte yakınlarınızı ararsınız. Çok zor sıkıntılı. Deprem bölgesinde yer alan bir ülkeyiz. Son bir asırda 80 bin canımızı depremlerde yitirdik. Deprem ile yaşamı öğrenmez zorundayız" ifadelerini kullandı.