Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, tv100 ekranlarında Kübra Par’ın sorularını yanıtladı. Vatandaşların merakla beklediği zam sorusuna net bir cevap verdi: "Elektrik ve doğal gazda bu yaz içerisinde bir zam planımız yok."
Enerji piyasasındaki dalgalanmalar, döviz kuru ve uluslararası emtia fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle kamuoyunda elektrik ve doğal gaz tarifelerine zam yapılacağına dair endişeler son günlerde artmıştı. Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, katıldığı canlı yayında bu söylentilere net bir yanıt verdi.
Alparslan Bayraktar'ın açıklamalarından önemli satır başları şu şekilde;
"Bugün bizim için Türk petrolcülüğünün çok önemli bir günü çünkü bir ilk oldu. Türkiye çok kısa bir süre önce başladığı petrol ve doğal gazını denizlerinde arama stratejisinde bugün ilk kez deniz üstünde doğal gazı işleme ile ilgili bir sürece giriyor. Bunu yapacak olan da yüzer arama platformumuz Osman Gazi. Türk petrol doğal gaz aramacılığında yeni bir çağ, dönem açılıyor diyebiliriz. 29 Mayıs olması da bir çağı kapatıp bir çağı açan Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un fethi yıl dönümüne denk geldi.
Bizim yüzen üretim platformu ile ilgili ilk çalışmalarımız 8 ay önce Çanakkale'de başladı. İlk faz tamamlandı ve bugün de boğazı geçerek 36 buçuk saat sonra Filyos'a ulaşacak. Orada da 1 yıllık önemli bir süreç bizi bekliyor ve sonrasında 20 yıl görev yapacağı Filyos gaz sahasında göreve başlayacak.
Sakarya gaz sahasında keşif sonrası çok hızlı bir şekilde üretimle ilgili planlamamızı yaptığımızda 1. Fazda üretim tesisini karada kurduk. Şu anda 9.5 milyon metreküp buradan günde gaz üretiliyor. Bu saha denizden 160 km mesafede Karadeniz'in ortasında bir lokasyon. Deniz derinliği 2 bin metrenin üzerinde olan bir yer. Deniz tabanından sonra da oradan çıkardığımız gazı borularla taşıyıp karaya getiriyoruz ve burada bazı işlemlere tabii tutuyoruz. Bu yeni dönemde deniz üstünde bu platform vasıtasıyla yapıp tekrar deniz tabanından karaya kadar ulaştırmış olacağız.
Bu yüzen üretim platformu 20 yıl boyunca şu anda yaptığımız keşifteki gazı üretmekle meşgul olacak. Bu platform 16 çelik halatla deniz altına sabitlenecek ve orada üretim yapmayı sürdürecek. Bir nevi denizin ortasına endüstriyel tesis kurduk.
Osman Gazi faaliyete geçtiğinde bizim 2'nci faz üretimimizi gerçekleştirecek. 1'nci fazdaki şu andaki 9.5 milyon metreküp günlük üretimimiz yaklaşık 4 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını kendi gazımızla karşılıyoruz. Bunu önümüzdeki 20-25 yıl boyunca karşılamaya devam edeceğiz.
2'nci faz olarak Osman Gazi, bu 9,5'un yanına 10,5 metreküplük bir üretim ekleyecek, 3'üncü fazda ise 2028'de gelen yeni bir yüzer üretim platformuyla 20'nin ardında bir o kadar daha ekleyerek 40 milyon metreküp doğal gaz üretimine Türkiye'yi çıkarmak istiyoruz.
2016 yılında petrol ve doğal gaz aramacılığında Türkiye yeni bir faza geçti. Orada hedefimiz şuydu: İktidarlarımız döneminde 2004'ten beri Türkiye'nin Karadeniz'de aramaları hep var. 6 tane derin deniz sondajı yapmışız. 2016'dan sonra ise kendi gemilerimizle, kendi mühendislerimizle bu işi yapmaya başladık ve 2020 Ağustos ayında da bu keşif geldi. Bu filo dünyanın 6'ncı büyük filosu. Yakın zamanda bu filo daha da genişleyebilir. Şu anda ama dünyanın en modern deniz filosuna sahip ülke Türkiye.
Filomuza ilk olarak sismik aramayla başladık. Bunlardan ilki Barbaros Hayrettin Paşa adını verdiğimiz Sismik Araştırma Gemimiz. 2'nci gemimiz Oruç Reis ve şu an Somali'de görev yapıyor. Oruç Reis, dizaynından yapımına kadar tamamen Türkiye'de tasarlanmış bir gemi. Bu gemiler 2 ve 3 boyutlu sismik aramalar yapıyorlar. 2 boyutlu sismiği yerin röntgenini çekmeye ve 3 boyutlu sismiği ise bir nevi tıbbi olarak MR çeken bir makineye benzetebiliriz.
Sondaj gemilerimiz ise Fatih, Yavuz ve Kanuni, son olarak ise Abdülhamit Han… Bunlar da 12 bin metreye kadar sondaj yapma kabiliyetine sahip dünyanın en modern sondaj gemileri. Bu gemilerimiz sondaj gemisi ve sismik destek gemileri ile birlikte geniş ve modern bir filoya sahibiz.
Bu haritada güneydeki beyaz noktalar Akdeniz'de arama yaptığımız noktalar. Kıbrıs'ın güneyinde dahi aramalarımız var. Türkiye Cumhuriyeti'nin kıta sahanlığı ve KKTC'nin bize verdiği ruhsat alanlarında da çalışmalarımız sürüyor.
Ayrıca Karadeniz'deki keşif kuyularımız da burada. Son olarak açıklanan Göktepe-3 keşfi de bu haritada var. Burada 75 milyar metreküplük bir rezerv keşfettik. Toplamda 710 milyar metreküpten 800 metreküpe geldik. Göktepe-3 rezervi 30 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklük demek ve bunu da üretime katacağız. Kırmızı ile gösterilen lokasyonlar da yeni kazmaya başladığımız alanlar.
Doğal gaz Türkiye'nin ekonomisinde çok önemli yeri olan bir yakıt. İlki hanelerdeki doğal gaz kullanımı, ikincisi doğal gaz sanayide kullanılıyor yoğun bir şekilde ve elektrik üretiminde kullanılıyor. Buradaki haritada sadece 5 kent doğal gaza sahipti, 2002 yılında. Şu anda ise Türkiye'nin 81 ilinde doğal gazımız var.
Şu anda en önemli ihtiyacımız olan doğal gazı da kendimiz karşılamaya başlıyoruz. Türkiye ihtiyacının yüzde 15'ini şu anda kendisi üretiyor. Bu da 2-3 sene gibi çok kısa bir süre içinde oldu. 2028 yılına geldiğimizde ise planladığımız 40 milyon metreküpe ulaşınca bugün 21 milyon hanede bulunan doğal gazın 17 milyon haneye kendi doğal gazımızı temin eder hale geleceğiz.
Türkiye'nin Somali'de 3 tane deniz sahasında faaliyeti var. Oruç Reis gemimiz şu anda orada. Artık çok kısa bir zaman sonra ilk aşamayı bitireceğiz ve bu 3 deniz bloğunda bir sonraki aşama olan sondaj aşamasına geçmeyi hedefliyoruz. Ayrıca son zamanda Somali'de kara sahalarında da lisanslar aldık.
Somali'de yaptığımız anlaşma çok önemli. Ülke için de çok önemli bir ekonomik kazanç olacak. Oraya çok büyük bir yatırım yapıyoruz. Orada ruhsatları olan ve yıllarca hiçbir faaliyet yapmayan şirketler var ama biz ruhsatı alınca orada çalışmalara başladık. Türkiye'nin ekonomisi için de Somali'nin tüm çehresini değiştirmesi açısından da çok önemli bir faaliyet bu.
2016 yılında Türkiye Petrolleri'nin günlük petrol üretimi 36 bin varildi. Bugün Gabar'dan tek başına 80 bin varil üretime çıktık. 2021 yılında burada çok büyük bir rezerv olduğunu keşfetmiştik.
'Gidilmedik hiçbir yer bırakmayacağız' anlayışıyla da Gabar'da faaliyetlerimizi sürdürdük ve terörle anılan bu bölgede üretimlere başladık."
