Her insanın bir ömrü var.

Tüm canlılar gibi insanlar da kendilerine biçilen süre içinde yaşamlarını sürdürürler ve sonra göç edip giderler bu dünyadan.

Herkes eşittir bu açıdan! Ölmeyen kimse yoktur!

Ama... Kimi öylesine geçip gider bu dünyadan... Kiminin ise giderken izi kalır arkasından.

Zeki Saraçoğlu iz bırakanlardandır işte; ölürken ölümsüzlüğe terfi edenlerdendir.

Ömrünü Türk dünyasına ve Türk milliyetçiliğine adamış, ülkesine ve insanlarına hizmet etmekten asla yorulmamıştır.

48 yıl önce kurduğu gazeteyi "kar amacıyla" değil, Türkiye'ye hizmet amacıyla çıkarmıştır.

Sık sık aldığı "Siyasete gir, gel milletvekili ol" teklifini her defasında geri çevirmiş, kendisini Türk insanına ve gençliğine adamıştır.

Bir oğlu vardır nüfus kayıtlarına göre.

Aslında binlercedir oğlu, kızı!

Kurduğu Saraçoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı'yla sıcak bir yuva açtığı kimsesiz çocukların, gençlerin de babası yerine koymuştur kendisini. 

Yetiştirdiği, okuttuğu, ülkelerine yararlı birer vatansever haline getirdiği gençleri "Evladı" yerine koymuş, şefkatini eksik etmemiştir.

2006 yılının sıcak Ağustos ayında terfi ederken ölümsüzlüğe... Arkasında gözü yaşlı ama onurlu bir eş, bir oğul, binlerce de evlat bırakmıştır.

Bir de ORTADOĞU'yu. 

Biricik eşi Belkıs Saraçoğlu'na ölümünden önce demiştir ki;
- Sana bir oğul bırakıyorum. Bir gazete ve bir de vakıf. Oğlumuzu ülkesi için kalbi atan, eğitimli bir vatansever olarak yetiştir.  Vakıftaki evlatlarımızdan sevgini esirgeme. Bir gün tekrar buluştuğumuzda başım dik, gururlu, mutlu ve umutlu olarak karşılayacağım seni. Sonsuza kadar yürüyeceğiz el ele birlikte, yetiştirdiğimiz çocuklarımızın onuruyla. Ve de ORTADOĞU. Bir meşaledir ORTADOĞU, sönmesine izin verme.

Zeki beyin ölümsüzlüğe göç etmesinden sonra aradan geçen 14 yılda ORTADOĞU; Zeki beyin hedeflediği gibi "kar amacıyla" değil, Türkiye'ye hizmet amacıyla çıkmaya devam etmiştir. 

Başbuğ Alparslan Türkeş'in verdiği ismi hala gururla taşımakta, her türlü badireye rağmen ülkülerinden taviz vermeden yoluna devam etmektedir.

48 yılda... İçeriden hainler, dışarıdan düşmanlar oldu, yoluna taş koymak isteyen. 
İhanetin en büyüğünü gördü ORTADOĞU.

Yazarları, yöneticileri kurşunlara hedef oldu.

Ama ne yıldı, ne yoruldu.

Rahmetli Zeki Saraçoğlu'ndan bayrağı devralan Belkıs Saraçoğlu önderliğinde bütün baskı, entrika ve ihanetlere rağmen dimdik ayaktadır.

Türkiye'nin Türk dünyasına dönük yüzü olarak, eğriye eğri, doğruya doğru, ülkesi için, milleti için, Türklük için varlığını sürdürmektedir.

48 yıl kısa bir zaman değildir.

Elbette bu süre içinde zaman zaman kurulan pusular yüzünden sarsılmıştır ama asla yıkılmamıştır.

Basın sektörünün de içinde bulunduğu koşullara her türlü ihaneti, sırtından hançerlenmeyi, ayak oyunlarını, yalancılığı, sahtekarlığı ekleyin... 

Onlar bile lekeyelememiştir tertemiz ORTADOĞU ismini.

Kağıt baskı yapmıyor ORTADOĞU artık.

Ama internette sürdürüyor varlığını. İlkelerini koruyor, kuruluş amacından sapmadan yoluna devam ediyor.

Yıkılmadı, başı yukarıda ilkeleri doğrultusuna yayın hayatını sürdürüyor. 

Yarım asıra 2 yıl kalan koca çınarı yıkacaklarını sananlar bilmiyorlar ki; aslında Tuğrul Kuşu'dur ORTADOĞU.

Türk mitolojisinin, şanlı geçmişinde doğaüstü nitelikleri olan devasa kuşu.

Hani Oğuz boylarının bayraklarında Oğuz Kaan Destanı'nda yer alan... 

Her gün yeniden doğan Tuğrul Kuşu.

ORTADOĞU da her gün yeniden doğar işte...

Hem de NE MUTLU TÜRK'ÜM diye diye...

Editör: Haber Merkezi