Bolu’nun Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın faciasına ilişkin davanın üçüncü duruşması devam ediyor. Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, “Bu dava Türk adaletinin yüz akı bir karar olmalı” ifadelerini kullandı.
“Kamu vicdanını tatmin edecek bir karar bekliyoruz”
Mahkeme salonu dışında basın mensuplarına konuşan Yüksel Gültekin, hem ailelerin hem de kamuoyunun bu davadan çıkacak karara büyük umut bağladığını belirtti: “Verilecek karar yalnızca bizim için değil, Türk adaleti için de bir sınav olacak. Dünyada en fazla can kaybının yaşandığı altıncı büyük otel yangını bu. Artık kamu vicdanını tatmin edecek, emsal teşkil edecek bir karar bekliyoruz.”
Gültekin, mahkemenin sanıkları dikkatle dinlediğini ve kararın 31 Ekim sabahı açıklanmasını beklediklerini ifade etti.
“Soruşturma izni verilen 9 personel hâlâ görevde”
Gültekin, Turizm Bakanlığı personeliyle ilgili devam eden sürece de tepki gösterdi. Danıştay 1. Dairesi’nin 9 bakanlık personeli hakkında soruşturma izni verdiğini, buna rağmen hiçbirinin görevden alınmadığını belirtti: “Birinci derece kusurlu olarak tespit edilen bu kişilerin hâlâ görevde olması kabul edilemez. Ne gözaltı ne de tutuklama kararı çıktı. Bu, hukukun yüz karası bir durumdur. 78 canın hesabını kim verecek?”
“Adalet yerini bulsun, bırakın koparsa kıyamet kopsun”
Avukat Gültekin, Bolu genelinde asılan “Adalet yerini bulsun, bırakın koparsa kıyamet kopsun” yazılı afişlerle toplumsal farkındalık oluşturmaya çalıştığını belirtti: “Kıyamet, adalet yerini bulmadığında kopar. Biz bu davada sadece adaletin tecelli etmesini istiyoruz. Gazze’deki adaletsizlik nasıl yürek yakıyorsa, burada da adaletin sağlanması aynı derecede önemli. Evlatlarımızın ruhu, ancak adil bir kararla huzur bulacak.”
“Sorumlular tek tek yargı önüne çıkarılmalı”
Gültekin, eski valilerden bakanlık personeline kadar tüm sorumluların yargı önüne çıkarılmasını talep ettiklerini dile getirdi: “Bu dava, Türkiye’nin adalet tarihinde önemli bir yer edinecek. Bağımsız mahkemelerin vereceği karar, yalnızca bizim değil, bu ülkenin vicdanını da onaracak.”
