Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gittiği Almanya'da Dışişleri Bakanı Heiko Maas'la bir araya geldi.

Görüşmenin ardından Çavuşoğlu şu açıklamaları yaptı:

- Almanya'nın AB dönem başkanlığını tebrik ediyorum. Üye olmasak da bu önceliklerin hayata geçirilmesi konusunda müzakere eden bir ülke olarak biz de elimizden gelen desteği vereceğiz. 

- Heiko'nun da söylediği gibi Almanya'nın dönem başkanlığı sürece Türkiye-AB ilişkilerini daha sağlıklı şekilde geliştirmek istiyoruz.

- Üye ülkelerin de Almanya'dan beklentisi çok. Müzakere eden ülkelerin de Almanya'dan beklentileri var. Birlikte çalışırsak önemli mesafeler kat edebiliriz.

- Bugünkü toplantımızda AB ile olan ilişkilerimizi samimi bir ortamda dile getirdik, konuştuk. Gümrük birliği anlaşmasının güncellenmesi her iki tarafın yararına, vize serbestisinin hayata geçmesi, göç ve mülteci konusunda işbirliğimizin geliştirilmesi gibi konuları ele aldık.

- Daha pozitif bir ortamda bu konularda ilerleme kat etmek istiyoruz. Bu ilişkileri zehirleyen konular var mı? Var. Doğu Akdeniz, Ege, Kıbrıs konusu...

- Biz kimsenin hakkını hukukunu inkar etmiyoruz. Kimse de Türkiye'yi dışlamaya çalışmasın, her zaman bu yaklaşımı savunuyoruz.

- Suriye'de kalıcı bir barış önemli. AB'nin insani yardımlar başta olmak üzere oynayabileceği roller var.

- BM çatısı altında, AB'nin de destekleriyle Suriye'de kalıcı barışı getirmeye çalışıyoruz.

- Libya'da da tek çözüm siyasi çözümdür. Bugüne kadar tüm çabalarımıza rağmen ateşkese yanaşmayan bir Hafter'i gördük. Net bir şekilde Berlin'de gördük. Türkiye olarak ateşkesin tesis edilmesi konusunda Sarrac yönetiminin ikna edilmesi konusunda çok önemli roller üstlendik.

- Berlin konferansında neler olduğunu Heiko ve Merkel gördüler. En iyi çözüm siyasi çözümdür. Bir an önce ateşkesin tesis edilmesi gerekiyor. Kalıcı, bağlayıcı olması gerekiyor. Bunun için de meşru yönetimin tabi bazı şartları var.

- İşte tüm bu konularda, biraz önce de söyledim. Almanya ile Heiko ile, diğer ülkelerle çalışmak isteriz. Buna Fransa da dahil. Yeter ki darbecileri desteklemeyelim. NATO'nun endişelerini de bizim iyi anlamamız lazım. Bunu da karşılayacak bir istikrara, huzura Libya'yı kavuşturmamız gerekiyor.

- Turizm önemli bir sektör. Bugün bunu da enine boyuna ele aldık. Biz güvenli bir ortamda sağlıklı bir ortamda Almanya'dan ve diğer ülkelerden gelecek misafirlerimizi ağırlamaya hazırız. 

- Tüm tedbirlerimizi aldık. Ve tüm tesislerimiz; havaalanları, oteller, transferler dahil hepsinin sertifikasyonu yapıldı. Almanya'dan uzmanlardan oluşan heyeti de davet etmiştik.

- Zaten uçuşlar başladı, 8 şehre THY uçuyor. Özel şirketlerimiz uçmaya başladı. Turistler de yavaş yavaş gelmeye başladı.

- Önemli olan Almanya'nın seyahat uyarısını gözden geçirmesi gerekiyor. Alman dostlarımız da Türkiye'ye tatile gelmek istiyor. Almanya turizm sektörü için de çok önemli.

- DSÖ de hakkını teslim ediyor. Herkes Türkiye'nin başarısını takdir ediyor. AB'nin listesinin de objektif olması gerekiyor. Şimdi ismini vermeyeceğim. Hiçbir verinin, şeffaflığın olmadığı bazı ülkeler bu listede var. Türkiye yok. 

- Burada görüyoruz ki siyasi saiklerle karar alınmış. Geçen sene 5 milyondan fazla Alman turisti ülkemizde ağırladık. Hepsi de büyük bir memnuniyetle Almanya'ya geri döndüler. Ben inanıyorum ki bugün faydalı görüşmemizden sonra, verilerimiz şeffaf, AB ile de paylaşıyoruz. Bu konudaki kararları birlikte alacağız.

- Evet turizm önemli, sektör önemli, gelir de elde etmemiz lazım. Ama hepimiz için en önemli şey insanımızın sağlığıdır. Bizim için başka ülkelerin vatandaşları arasında bir ayrım olamaz. Hepsinin sağlığı önemli. Tedbirlerimizi aldık, hazırız. İnşallah yakın zamanda turistleri ülkemizde ağırlayacağız.

- Biz düşüncelerimizi samimi olarak söylüyoruz. Hayal kırıklığı yaşadıysak söylüyoruz. Alman gazeteciler de sordu "Almanya'ya küsecek misiniz?" Hayır, daha fazla diyaloğa ihtiyacımız var dedim. Bugün yeni verileri de paylaştık. Tüm, daha önce sorulan sorular vardı, onlarla ilgili soruları cevapladık. Sağlık Bakanlığımız yine mektup gönderdi muhataplarına. Bugün de nasıl çözebilir, ne yapmamız gerektiğini de konuştuk. Bugünkü görüşmelerimizin olumlu netice getireceğine inanıyorum ve umut ediyorum.

Almanya Dışişleri Bakanı Maas'ın açıklamaları şöyle:

- Suriye'de söz konusu ateşkesin İdlib'de geniş bağlamda sürdüğünü görüyoruz. Ama yine de askeri çatışmalar var. Bunun gerçek anlamda bunun yeni bir taarruza dönüşmemek için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor.

- Almanya olarak biz mağdurlara 8 milyar avro sunmuş bulunuyoruz. Bu yardımın gerçekten Suriye'ye erişebilmesi için BM Güvenlik Konseyi'ndeki bu kararın kapsam alanını daha da sürdürmemiz gerekiyor. Amacımız da budur.

- Suriye'deki bu sorunun çözümü tabi ki büyük önem taşımaktadır. Siyasi süreçteki ilerlemelerin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Sorunun sona ermesinin şartı siyasi çözümdür. Bunu ele almamız da çok iyi oldu bugün.

- Libya'da ateşkesin sağlanması için prensip olarak aynı görüşleri taşıyoruz. Çalışma taraflarının sadece genel açıklamalarda bulunmayıp somut olarak da uygulaması gerekiyor. Silah ambargosunun yerine getirilmesi gerekiyor. Bunun için Berlin - Libya konferansında kararlaştırdığımız gibi ele alınması gerekiyor.

- Birçok konuyu ele aldık. Turizm konusunu ele aldık. Güvenli bir turizmin, korona krizi kapsamında nasıl sağlanabileceğini ele aldık. Bu konunun ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.

- Birçok insanın bunu kaldırılmasını istediğini biliyoruz. Almanya bunu AB kapsamında ele almak istiyor. Ancak Avrupa genelinde görüş birliği sağlayabilirsek, virüsün yayılmasını kontrol altına alabiliriz.

- Seyahat kısıtlamalarının kaldırılması açısından önemli bir adım atıldı. Bir liste hazırlandı, bu bir adımdır. Daha başka adımlar da olacaktır. Brüksel'in ve Almanya'nın tabi hep verilere bakarak, enfeksiyon verilerine bakıyoruz. Her bir ülkenin hangi tedbirleri aldığına bakıyoruz. Bugün bu konuda birçok bilgiyi edindik.

- Bölgesel rakamların gelecekte çok önemli olacağından hareket ediyoruz. Yeni vakalar nerede, nerede hiç yok, bunların dikkate alınması gerekiyor. Avrupa genelinde bir çerçeve oluşturmuş bulunuyoruz. Karantina şartları da bu şekilde belirleniyor. Yani Almanya'da hem içe hem dışa yönelik risk bölgeleri kategorisi de dikkate alınmak zorundadır. İki haftalık aralarla olmak üzere AB'de bu konu sürekli yeniden incelenecektir.

- Burada tabi ki belli açılımların olmasını istiyoruz. Bugün bu açıdan bu kadar bilgiyi edinmiş olmamız da bizi çok mutlu etti.

- Ailelerini, yakınlarını ziyaret etmek isteyen insanların tabi ki Dışişleri Bakanlığının seyahat uyarısı bu insanlar için geçerli değildir. Onlar rahatlıkla gidip gelebilirler. Ama biz daha fazla imkan sağlamak istiyoruz. Yakın irtibatta bulunacağız. Uzmanlar düzeyinde de bunu yapacağız.

Daha sonra gazetecilerin bir sorusu üzerine Mevlüt Çavuşoğlu Fransa ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:

- Libya konusunda bizim tutumumuz net. Bizim ilişkilerimiz de anlaşma da meşru olan hükümetle. Hafter'in bir meşruiyeti yok. BM de diyor ki Sarrac ile çalışın, diğerleriyle bağınızı kesin.

- Ayrıca silah veriyorsunuz dediniz. Askeri anlaşma çerçevesinde danışmanlık. İrini operasyonu konusunda düşüncemi söyledim. Suriye'den uçakalr geliyor, Abu Dabi'den uçaklar geliyor, silah geliyor. Fransa, meşru olmayan Hafter'e silah veriyor. Türkiye'nin meşru yönetimle ilişkileri konuşuluyor. Burada bir çelişki var gerçekten. Her şeyden önce dürüst ve samimi olmamız lazım.

- Aynı dürüstlüğü Fransa'nın Doğu Akdeniz'de iddiasında da söylemek gerekiyor. Fransa gerek AB'ye gerek NATO'ya doğruyu söylememiştir. Türkiye'nin gemileri kilit atmamıştır. Raporlarla belgelerle biz bunu kanıtladık.

- Fransa'nın yanlış bilgilerle Türkiye aleyhtarlığı yapacağı yerden samimi bir itirafta bulunması lazım. Bizim de Fransa'dan beklentimiz doğru bilgi vermemesinden dolayı amasız mamasız net bir şekilde özür dilemesidir. Birisi yanıltmış olabilir yönetimi. Bu yönetimin Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor.

- Fransa'nın kaybettiği zeminden dolayı bir Türkiye karşıtlığını görüyoruz. Suriye'de terör devleti kurma projesi vardı, bu ortadan kalktı. Libya'da da darbeciyi desteklediler. Bunun agresifliğini Türkiye'den çıkartmaması lazım.