"Bugün resmi açılışını yapmakta olduğumuz Diyanet Bilim ve Kültür Merkezi’nin ama bunun yanında Büyük Ankara Camii’nin başkentimize hayırlı olmasını Allah'tan niyaz ediyorum. 80 dönümlük arazi üzerine inşa edilen bu külliye Ankara’ya yakışır bir eser olmuştur.

Bu eserin Ankara’ya kazandırılmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Önceki başkanlarımız Melih Gökçek ve Mustafa Tuna beyefendiye burada özellikle teşekkür ediyorum.

Camiler sadece taştan tuğladan ibaret binalar değildir. Tüm farklılıklarımızı bir tarafa bırakıp Hakkın karşısında eşitlendiğimiz mukaddes mekanlardır. Camilerimiz inşa edildikleri şehirlere kimlik, kişilik ve karakter kazandıran yapılardır

İstanbul’u Sultan Ahmet’siz, Süleymaniyesiz düşünemeyiz. Ankara’yı Hacı Bayram Veli Camii ve türbesi olmadan anlatmak mümkün değildir. Kocatepe Camii de yakın dönemde Ankara’yı anlatan sembol eserlerden biridir.

Geçen hafta hizmete açtığımız Büyük Çamlıca Camisi de şimdiden İstanbul’un abide eserlerinden biri haline geldi. 60 bini aşkın cemaati kubbenin altında ve avlusunda toparlayabiliyor. Bu abide eser Cumhuriyet’in Ankarasını Osmanlının Ankarası ile yeniden kucaklaştıracaktır.

İslam toplumlarında camiler hayatın merkezi olmuşlardır. Nasıl ki kalp ayakta tutan ana organsa mabetler de ilim, hikmet ve fazilet merkezi olarak toplumu ayakta tutar.

Camilerin süsü cemaatidir. Özellikle de gençlerdir. Çocukların gelmediği, gençlerin uğramadığı camiler ne kadar muhteşem olursa olsun boynu bükük kalmaya mecburdur. Cami merkezli bir hayatı özendirmemizi, teşvik etmemiz gerekiyor. Genç kuşaklar işle camiler arasında yapay duvarlar örmemeliyiz."