Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclis'e geldi. Tbmm Başkanvekili Celal Adan tarafından törenle karşılanan Erdoğan, daha sonra TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve beraberindeki bakanlarla Genel Kurul Salonuna geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un ardından Genel Kurul'da 27. Dönem 5. Yasama Yılı açılış konuşmasını gerçekleştiriyor.

"YENİ ANAYASA, MİLLETİMİZE EN GÜZEL 2023 HEDİYESİ OLACAK"

"Milletimiz şunu artık çok iyi biliyor; TBMM'nin ışıkları açık ise, milletvekilleri çalışıyor ise Allah'ın izni ile bu milletin sırtı yere gelmez. Son yıllarda üretkenliği daha da artan Meclis'imizin 2023 hedefleri ve 2053 vizyonu için elinden geleni yapacağından şüphe duymuyorum." diyen Erdoğan şöyle devam etti: "Yeni anayasanın başarı ile hayata geçirileceğini umut ediyorum. Yeni anayasa milletimize verebileceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır. Biz hazırlıklarımızı yapıyoruz, neticede karar ve takdir yüce Meclis'indir. İlk anayasa teklifimize katkı verecek herkese şimdiden teşekkür ediyorum."

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"Malazgirt Zaferi'nden beri bu topraklardaki varlığımızın sürmesi için emek veren şehitlerimizi, gazilerimi rahmetle anıyorum. Meclis'imiz iki defa gazilik unvanı ile müşerref olmuştur. 15 Temmuz'da Meclisimiz kirli ellerin bu kutlu çatıya değmesine izin vermemiştir. Her biri diğerinden daha yoğun geçen yasama yıllarında ülkelerine hizmet eden vekillerimizin gayretleri hürmetle tarihe kaydedilmiştir.

"HER YERE ALNIMIZ AK ŞEKİLDE GÖĞSÜMÜZÜ GEREREK GİRİYORUZ"

30 yıldır işgal altında olan Azerbaycan toprakları ve Karabağ yeniden özgürlüğüne kavuştu. İnşallah önümüzdeki haftalarda Azerbaycanlı kardeşlerimizle yeniden bir araya geleceğiz. İşgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesi veren bir ülkeye ve Türkiye'ye buram buram kin kokan tutumları asla unutmayacağız. Akdeniz'deki hak ve menfaatlerimizi korurken Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iki devletli çözüm kapsamındaki çalışmalarına destek olduk.Her yere alnımız ak bir şekilde göğsümüzü gere gere gidiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde açılışını yaptığımız Türk Evi, tarihteki yerini almıştır. Çok sayıda misafirimizin katılımıyla hizmete giren Türk Evimiz, tüm dost ve kardeşlerimize de hizmet verecektir."

DEAŞ bahanesi ile bölgenin altını üstüne getirenlerin hiçbiri de bu örgüt ile fiilen mücadele etmemiştir. Sadece Türkiye DEAŞ denen karanlık örgüt ile sahada karşı karşıya gelmiş, şişirilen balonu patlatmıştır."

Artık siyasi olmaktan çıkıp milli hedefler haline dönen vizyonu TBMM'den başlayarak ülkemizin tüm fertleriyle sahiplenmeliyiz. Hiç birimiz için başka Türkiye, vatan, devlet, gelecek yok. Aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki bölünerek büyüyemeyiz, parçalanarak güçlenemeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz.

Ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri de güvenlik stratejimizi değiştirmektir. Sınırlarımızın dibinde bir veya bir kaç terör koridoru oluşturulmasının önüne geçtik. Adına Kürt sorunu denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla biz çözdük. Diyarbakır'daki vatandaşlarımıza söz verdiğimiz şekilde ret, inkar politikalarını nasıl ortadan kaldırdıysak bu meseleyi hala istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini de aynı şekilde düşüreceğiz. Diyarbakır Anneleri'nin şanlı direnişleri ile terör örgütünü tir tir titrettikleri bir dönemi başlattık.

Ekonominin sorumluluğu da bize aittir. Birilerinin sürekli nerede diye sordukları Merkez Bankası rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı. Artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesini de hak teslimi babından bekliyoruz. İşsizlik küresel sorun olarak varlığını devam ettirirken pek çok ülkede borçluluk oranları tarihi seviyelere ulaştı. IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar ciddi bir yönetim krizi içindeler.Böylesine kritik bir dönemde iktidar ve muhalefet ile bazı hakikatleri açık yüreklilikle ortaya koymak zorundayız. Bu salgının Türkiye'de çıkmadığı, ülkemizin dünyanın maruz kaldığı krizin etkilerine maruz kaldığını kabul etmemiz gerekiyor.

Son 8 yılda yaşadığımız teker teker her olumlu ve olumsuz sürecin ekonomiye de yansımaları olmuştur. Salgınla da böyle bir süreçte karşı karşıya kaldık. Türkiye ekonomisinin ayakta kalması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İhtiyaç halinde her kesimin yanında yer almaya devam edeceğiz. Geçen seneyi büyüme ile kapattık. İnşallah 2021'i yüzde 9'luk bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Büyümeye istihdam artışı da eşlik ediyor. Türkiye, OECD ülkeleri arasında salgın öncesi dönemine göre istihdamını arttıran sayılı ülkelerden bir tanesi..."

Editör: Haber Merkezi