Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "(Katarlı öğrencilere sınavsız tıp eğitimi iddiası) Türkiye’nin uluslararası camiada itibarını bu denli yok etmeye çalışanlara inanıyorum ki milletim gereken dersi verecek." dedi.

Erdoğan, "Türkiye’de akademik özgürlüğün olmadığı herhangi bir üniversite söz konusu değil. Bizim herhangi bir üniversitede özgürlüğü kısıtlamak diye bir derdimiz yok. Üniversitelerdeki tüm akademik kadrolara baktığımız zaman kadın oranı yüzde 51'in üzerinde. Bu, Cumhuriyet tarihinde görülmüş bir durum değil." diye konuştu.

Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Üniversitelerdeki tüm akademik kadrolara baktığımız zaman kadın oranı yüzde 51'in üzerinde. Bu, Cumhuriyet tarihinde görülmüş bir durum değil. Üniversite ilmin merkezidir, üniversite irfanın merkezidir. İlmin ve irfanın merkezini eğer biz teröre kurban edersek yazık olur, buna fırsat vermememiz gerekir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "Kanal İstanbul" değerlendirmesi
Erdoğan, "Kanal İstanbul'la ilgili hedefimiz birinci derecede, çevre tehdidinin ortadan kaldırılması. İkincisi, İstanbul'da bugüne kadar yaşanmış bütün kazalardan büyük oranda kurtulmak. Üçüncüsü, çok daha sağlıklı bir deniz trafiğini sağlamak." dedi.

Kütüphane Söyleşileri'nin üçüncüsünde Millet Kütüphanesi'nde doktora öğrencileriyle bir araya gelen Erdoğan'ın bir gencin sorusu üzerine Kanal İstanbul'la ilgili yaptığı değerlendirme, sosyal medya hesabından paylaşıldı.

Projenin Türkiye için önemini gençlere anlatan Erdoğan, Kanal İstanbul'un 11 yıllık bir proje olduğunu, bunun adımının İstanbul Büyükşehir Başkanlığı döneminde atıldığını aktardı.

Erdoğan, Kanal İstanbul'la bir adım atılmasının şart olduğunu vurgulayarak, İstanbul Boğazı'nın bir çevre katliamı için her an bir tehdit oluşturabileceğine dikkati çekti.

İstanbul Boğazı'nın özellikle virajlarla ilgili özelliğinden dolayı gemilerin bazı yerlerde "dümen kilitlenmesi" denilen durumla karşı karşıya kalabildiğini, manevra yapamaz hale gelebildiğini belirten Erdoğan, İstanbul Boğazı'nda daha önce yaşanan kazalara işaret etti.

Geçmişte Romen tankerinin Selimiye'de günlerce yandığını, en son bir Rus savaş gemisinin de kaza ile karşı karşıya kaldığını, Kandilli'de kuru yük gemisinin karaya oturduğunu anımsatan Erdoğan, bu olaylardan ders çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu felaketlerden bizim de ders çıkarmamız lazım. Özellikle yılda 45 bin geminin geçiş yaptığı İstanbul Boğazı'nın bu trafiği daha fazla taşıması mümkün değil. Yapılan projeksiyonlar 2050 yılında bu rakamın 78 bini bulacağını gösteriyor, trafik devamlı artıyor. Oysa Boğaz'ın güvenlik gemi geçiş kapasitesi sadece 25 bin. Boğazı gemi geçişlerine kapatamayacağımıza göre, artan trafiği karşılamak için artık elimizde tek imkan vardı, o da Kanal İstanbul."

Kanal İstanbul Projesi kapsamında yer alan, 500 bin kişi kapasiteli yerleşim alanlarının da kurulmasına karar verdiklerini, bunun projesinin kaliteli bir şehircilik anlayışıyla ilerletildiğini dile getiren Erdoğan, İstanbul ve Türkiye genelinde de şehircilik planlaması adımlarının atıldığına dikkati çekti.

Erdoğan, İstanbul'da farklı ilçelerde deprem riski bulunan binalarda oturan vatandaşlara proje kapsamındaki yerleşim alanlarının çözüm olarak sunulacağını belirterek, böylelikle vatandaşların deprem riskinden uzaklaşacağını vurguladı.

Kanal İstanbul'un her iki tarafında oluşturulacak yerleşim alanlarının yatay mimari ile zemin artı 4 veya en fazla zemin artı 5 kat şeklinde inşa edileceğine işaret eden Erdoğan, projede 11 ayrı üniversiteden 51 bilim insanının yer aldığı toplam 204 uzmanın görev yaptığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu görevin neticesinde de kanalın uzunluğu Karadeniz'den Marmara'ya 45 kilometre, genişliği minimum 275 metre, derinliği 20,7 yani 21. Yapılan etütler, Kanal İstanbul'daki gemi trafiğinin Boğaz'a göre 13 kat daha güvenli gerçekleşeceğini bize gösterdi. Şimdi 13 kat daha güvenli bir durum söz konusu olduğuna göre, hala İstanbul Boğazı'nda direnmemizin bir anlamı var mı? Tanker, büyük yük gemileri... Artık bunlara İstanbul Boğazı'nı kapayıp, hepsini bizim Kanal İstanbul'a kaydırmamız gerekecek.

Bütün bunlarla beraber ülkemize çağ atlatacak böyle bir projeyi tabii muhalefetin insafına bırakamayız. Şu anda bizim Kanal İstanbul'la ilgili hedefimiz birinci derecede, çevre tehdidinin ortadan kaldırılması. İkincisi, İstanbul'da bugüne kadar yaşanmış bütün o kazalardan büyük oranda kurtulmak. Üçüncüsü, çok daha sağlıklı bir deniz trafiğini sağlamak."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Limanlarla, marinalarla bu projenin dünyada müstesna bir yeri olacak. Parmakla gösterilir hale getireceğiz inşallah. Bu konuda muhalefetin yaklaşım tarzı çok çirkin. Eğer biz bunlara eyvallah edersek hiçbir şeyi yapamayız." değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Haber Merkezi