Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında güvenlik zirvesi toplandı. Toplantıda Türkiye'nin, Ukrayna'nın siyasi birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğini sürdüreceği vurgulandı. Zirvede, Rusya'nın Minsk mutabakatlarını ortadan kaldıran bu saldırısının uluslararası hukuku ihlal ettiği ve kabul edilemez olduğu ifade edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlık ettiği zirveye, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, TBMM AK Parti Grup Başkanı İsmet Yılmaz, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın katıldı.
Toplantı sonrasında Uluslararası Demokratlar Birliği Heyetini Kabul Töreni'nden konuşan Erdoğan, "Operasyon uluslararası hukuka aykırı. Türkiye, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü destekliyor, Rusya'nın harekatı kabul edilemez. Bu, bölgenin barış, huzur ve istikrarına vurulmuş ağır bir darbedir." ifadelerini kullandı.
"Rusya ve Ukrayna'nın karşı karşıya gelmiş olmasından samimi olarak üzüntü duyuyoruz." diyen Erdoğan, Minsk barış sürecine dönülmesini istediklerini ifade etti. Erdoğan, ayrıca Türkiye'nin üzerine düşeni yapacağını belirterek "Kendi vatandaşlarımız ile Tatar kardeşlerimiz başta olmak üzere Ukrayna'da yaşayan herkesin can güvenliğinin sağlanmasında üzerimize düşeni yapacağız." şeklinde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Avrupa'nın 17 ülkesinden külliyemize teşrif eden siz değerli kardeşlerimle hasbihal etmekten memnuniyet duyuyorum. Kendi köklerine, tarihlerine, medeniyet değerlerine sıkı sıkı sarılan vatandaşlarımızın yaşadıkları topraklarla aynı iradeyi göstermelerini önemli görüyorum. Türkiye, Osmanlı'nın ilk asrından itibaren bir Avrupa ülkesidir. Bugün de tarihi ve sosyal bağlarımızın ötesinde bölgemizle Avrupa kıtasının ayrılmaz bir kısmını oluşturuyoruz. Avrupa'da yaşayan vatanlarımızın siyasi, sosyal, ekonomik faaliyetlerine katılmaları kadar tabii bir durum yoktur. Kimi çevrelerin ülkemizi dışlama çabaları kesinlikle art niyetlidir.
Hiçbir Türk vatandaşını kendini dışlanmış, hele hele aşağılanmış hissedemez. Ana vatan, Anadolu ile gönül bağımızı sürdürürken Avrupa'yı tüm şehirleriyle kucaklamalı, benimsemeliyiz. Uluslararası demokrat birliği olarak çatınızı ne kadar genişletirseniz, vatandaşlarımızı bu mesajları ulaştırma, geleceğe hazırlama misyonunu da o derece yerine getirebilirsiniz. PKK ve FETÖ gibi yapıların köken ve mezhep ayrımcılığı üzerinden insanlarımızı bölmeye çalışanların oyunlarını hep beraber bozacak, tuzaklarını başlarına geçireceğiz.
Sizin arkanızda 85 milyon ferdiyle Türk milleti var, sizin arkanızda hak ve hakikat davasına gönül vermiş yüzlerce milyonluk dost ve kardeş halklar var. Bu gücü gerektiği gibi harekete geçirdiğimizde önümüzde hiçbir örgüt duramaz. Artık Türkiye de unutmayın eski Türkiye değildir. Artık herhangi bir vatandaşımızın, dünyanın neresinde olursa olsun yardıma ihtiyacı olursa yanında olan bir Türkiye var.
Türkiye'nin vatandaşlarına sahip çıkması konusunda en somut örneklerden biri sağlık hizmetleridir. Biz dünyanın dört bir yanında sağlık desteğine ihtiyaç duyan vatandaşlarımızın yardımına koşuyoruz."
