Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Hak-İş tarafından düzenlenen "11. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması"nda, Anadolu'daki çalışma kültüründe kadınların her zaman önemli roller üstlendiğini, önde olduğunu ve baş üstünde tutulduğunu söyledi.

Terken Hatun, Hayme Ana, Bacıyan-ı Rum'un incelenmeden bugün kadının statüsüne dair yapılan yorumların eksik kalacağını belirten Oktay, "Erzurum'da Nene Hatun'u, Adana'da Rahmiye Ana'yı, Kütahya'da Nezahat Onbaşı'yı, Kastamonu'da Şerife Bacı'yı hatırlatmadan hak mücadelesi için kurduğumuz her cümle yarımdır. 15 Temmuz'un kadın kahramanlarını, Diyarbakır analarını, şehit ve gazi annelerini anmadan bugün kadınlar için ne söylesek kifayetsizdir." ifadelerini kullandı.

Hak-İş'li kadınların emek ve ekmek mücadelesinde adil nimet-külfet bölüşümü için çaba harcadığını dile getiren Oktay, şöyle konuştu:

"Kadına dair her politika inancımızın, coğrafyamızın, kültürümüzün ve örfümüzün izlerini taşısın diyerek bir taraftan da dışarıdan dayatılan fikirlere karşı yerli ve milli hak arayışını temsil ediyorsunuz. İş-özel hayat dengesini kadın-erkek, genç-yaşlı toplumun tüm kesimleri için istiyor, mücadelenizi insanı eşref-i mahlukat olarak gören bir perspektifle yürütüyorsunuz. Çetin mücadelenizi, örnek sendikacılığınızı, birliğinizi, beraberliğinizi, dayanışmanızı takdirle izliyorum. Bugünden her birinizin 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü'nü tebrik ediyorum. Ancak siz gücümüze güç kattığınız müddetçe 8 Mart'lar anlamlı olacaktır."

"Kadınların haklarını koruyan mevzuat düzenlemeleri yapıldı"

Sendikacı kadınların desteğiyle kadınların toplumun hiçbir alanında çifte standart, ön yargı duvarları, haksızlık ve hukuksuzlukla karşılaşmayacağını vurgulayan Oktay, şunları kaydetti:

"Sizin dik duruşunuz ve azminiz olduğu müddetçe artık kimse bu milletin kadınlarına hiçbir yerde had bildirme hadsizliğini gösteremeyecektir. Bugün helalleşmeye çalışanların fırsat buldukları an aynı şeyleri tekrarlayacağından zerre kadar şüpheniz olmasın. Türkiye'de çalışma hayatını sizlerle daha adil hale getirmeye ve tüm dünyaya insan onurunu, adaleti haykırmaya devam edeceğiz."

Oktay, daha adil ve eşitlikçi bir çalışma hayatını hakim kılmak için her zaman sendikalar ile istişare içinde çalıştıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Sendikal örgütlenmenin kolaylaştırılmasından iş güvenliği düzenlemelerine, kayıt dışı istihdamın azaltılmasından kadınların çalışma hayatına katılımının teşvik edilmesine işçinin yıllarca çözülmeyen sorunları Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde çözülme kavuşturulmaktadır. Bu bir süreç, hiçbir zaman sürecin sonuna geldiğimizi söyleyemeyiz. AK Parti döneminde kadınların hakları çok çok arttı. Asgari ücret artırımı ve salgın döneminde istihdamın korunması gibi yakın zamanda atılan adımlar da her dönemde işçimizin yanında olduğumuzun göstergesidir. Her kesimden kadınlarımızın sahip olduğu potansiyeli hayata geçirebilmesini sağlayacak altyapı da hükümetlerimiz döneminde kurulmuştur. Kadınların haklarını korumaya, ayrımcı uygulamaları ortadan kaldırmaya yönelik çok ciddi mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır. Kadına yönelik şiddetin, haksızlığın, kötü muamelenin doğrudan doğruya insanı hedef aldığına inanarak bu olguyla da kararlı şekilde mücadele ettik ve etmeye de devam ediyoruz."

"Kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 34 civarında"

Kadına yönelik şiddetle mücadele araçlarını daha güçlü ve etkin hale getirmek için kapsamlı bir çalışma yürüttüklerinin altını çizen Oktay, şu ifadeleri kullandı:

"Mücadele altyapımızı güçlendirecek çalışmalarda son aşamaya gelmiş durumdayız. Bu paketi, en kısa sürede TBMM gündemine alacaktır. Diğer taraftan, sürdürülebilir kalkınma hamlemiz için kadınların çalışma hayatına katılımlarını ve konumlarını güçlendirmek yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2021 yılı 4. çeyrek itibarıyla kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 34, istihdam oranı yüzde 30 civarındadır. Kadın istihdamında ağırlığın özel sektörde olduğu görülmektedir. Sektörler dağılımına baktığımızda ise kadınlarımızın son yıllarda daha önce hiç bulunmadıkları pek çok sektörde çalışma hayatına katıldıklarını görmekteyiz. Bizim isteğimiz, kadınlarımızı çalışma hayatının her bir alanında, kapsayıcı istihdam politikalarının aktörü olarak görmektir. Kamuda istihdam politikamızı katılımcı bir perspektifle oluşturuyor, işveren sendikalarıyla bir araya geldiğimizde her vesileyle kadın iş gücünün güçlendirilmesi hususunu vurguluyoruz. İstihdama dahil olan, böylece hem ekonomik hem de sosyal olarak güçlenen her bir kadın kendi ailesinden başlayarak çarpan etkisi yüksek bir iyileşmeye de vesile olmaktadır. Kadınların çalışma hayatına katılımı arttıkça sendikalaşma oranlarının artacağına inanıyor, bu konuda sizlerin yönlendirici çalışmalarını bekliyoruz."

Oktay, sendikalar ve konfederasyon yönetiminde daha fazla kadın çalışanı görmek istediklerini dile getirerek, bundan sonrada kadınları önceleyerek hem işçi haklarına hem de insan onuruna yakışır daha iyi çalışma şartlarını sağlamak için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

"Kadınların, çocukların gözyaşları dinsin istiyoruz"

Bugün dünyada özellikle Müslüman kadınlara yönelik ayrımcılığın arttığını, dışlayıcı politikaların yaygınlaştığını, aile kavramının ise erozyona uğratıldığını belirten Oktay, "Ailesinden, değerlerinden kopararak savunmasız bıraktıkları kadını, emeği ve bedeniyle istismar etmenin adı ne yazık ki 'özgürlük' olarak anılır olmuştur. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü, kadınların mermilerin kurbanı olduğu, çocuk yaşta hayatlarının karartıldığı, zorla evlerinden, barklarından edildiği bir küresel gerçekliğin gölgesinde geçireceğiz." dedi.

Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin mağdurlarının tüm savaşlarda olduğu gibi kadınlar ve çocuklar olduğunu vurgulayan Oktay, şöyle devam etti:

"Suriye'de yaşanan insanlık trajedisinde milyonlarca kadın ve çocuk katledilirken kadın haklarını dillerine dolayan o büyük kuruluşların ellerini taşın altına koyduklarını görmedik. Filistin'de sokak ortasında her gün kadınlar öldürülürken 'Kadınlara özgürlük' naraları atanlar yine bu mazlum coğrafyalar için sessizliğe bürünmüştü. Yaşanan insani krize karşı gösterdikleri irade, kınamaktan öteye geçemiyor. Vicdanların çölleştiği günümüzde Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde Türkiye olarak yine hak, adalet ve barış odaklı bir politika benimsemiş durumdayız. Ukrayna'da ateşkesin sağlanması, insani koridorların açılması ve müzakerelerin barışla sonuçlanması için yoğun çaba veriyoruz. Kadınların, çocukların gözyaşları dinsin, aileler dağılmasın, yuvalar yıkılmasın istiyoruz. İnsanlığın öldüğü hiçbir savaşta kazanan yoktur ve asıl yaralayıcı olan kullanılan silahlar değil anaların gözyaşıdır. Çünkü o yaşlar arşı titretir. Ateşkes çağrımızı yinelemeye ve bölgemizde barış ve istikrar için çok yönlü diplomatik girişimlerimize devam edeceğiz."

Yeryüzünde insanın dişi tırnağı, yüreği, azmi ve kabiliyetiyle elde ettiği kadar değerli bir şeyin olmadığını vurgulayan Oktay, "Kadının merkezinde olduğu her mücadele, sürece açık ara farkla başlar. Sendikal çalışmalara daha çok sayıda kadının eli değsin diye oluşturacağınız önerileri ve açılımları yakından takip edeceğiz. Sadece Cumhurbaşkanı Yardımcısı değil kendi kızı da çalışma hayatında aktif bir baba olarak zorluklarınızı, aşmaya çalıştığınız engelleri yakinen biliyor çalışma hayatının kadınlarımız için daha kapsayıcı bir atmosfer kazanması için var gücümüzle çalışacağımızı yineliyorum." diye konuştu.