TBMM (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Suriyelilerin terörden arındırdığımız yerlere güvenli bir şekilde geri dönüşlerini sağlıyoruz. Bu çerçevede, anılan bölgelere 411 bin civarında Suriyeli geri döndü. Bu yöndeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi. 

Bakan Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlarının 2021 bütçesinin sunumunu yaptı. 

Çavuşoğlu, Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek "Yaklaşık 10 yıldır devam eden bu süreçte, Suriye'nin çektiği acıları yanı başımızda bizler de gördük." ifadesini kullandı. 

Suriye'nin artık istikrara kavuşması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Bunun için de Suriye'nin teröristlerden arındırılması gerekiyor ve biz yaptığımız operasyonlarla bunu başardık. Yanı başımızda bir terör koridorunun oluşmasını engelledik." ifadelerini kullandı. 

Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diğer taraftan, Suriye'de Suriye halkının istediği şekilde bir siyasi sürece geçilmesi için de çaba sarf ediyoruz. Bu çerçevede, Astana Sürecinin garantörü sıfatıyla kuruluşuna öncülük ettiğimiz Anayasa Komitesi'nin çalışmalarına ve BM'nin çabalarına desteğimiz sürüyor. Bugüne kadar, 3,6 milyondan fazla Suriyeli'ye ev sahipliği yaptık. Şimdi de Suriyelilerin terörden arındırdığımız yerlere güvenli bir şekilde geri dönüşlerini sağlıyoruz. Bu çerçevede, anılan bölgelere 411 bin civarında Suriyeli geri döndü. Bu yöndeki çalışmalarımızı sürdüreceğiz."

Çavuşoğlu, Irak'ın da zorlu bir süreçten geçtiğine değinerek Irak’ın farklı ülkelerin rekabet alanı haline gelmesini istemediklerinin altını çizdi. 

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını günlerinde Irak'ı yalnız bırakmadıklarını, tıbbi malzemeleri ülkenin farklı bölgelerine ulaştırdıklarını söyleyen Çavuşoğlu, salgının, ikili ticaretteki olumsuz etkisini azaltmak amacıyla devreye sokulan "temassız ticaret" mekanizmasında başarı sağladıklarını bildirdi. 

Öte yandan, Türkiye'nin, Irak'taki PKK varlığına karşı mücadeleyi geçen yıl da aralıksız sürdürdüğünü söyleyen Çavuşoğlu, Pençe harekatları neticesinde Türkiye'ye terörist sızmaların azaltıldığını kaydetti. 

Çavuşoğlu, "PKK'nın asıl Kürt kardeşlerimizin düşmanı olduğunu hep vurguladık. Şimdi PKK Irak'taki Kürtlere saldırıyor, Yezidilere yönelik zulmünü de aynı şekilde sürdürüyor." değerlendirmesinde bulundu. 

Irak’ta ayrımcılık yapmaksızın tüm kesimlerle görüştüklerini belirten Çavuşoğlu, "Türkmen kardeşlerimize de elbette destek veriyoruz. Temennimiz, Iraklı kardeşlerimizin hak ettikleri istikrar ve refaha bir an evvel kavuşmaları." ifadelerini kullandı. 

Bakan Çavuşoğlu, Libya'daki durumun, bu yıl gündemi meşgul eden öncelikli konular arasında yer aldığını anımsatarak, Türkiye'nin başından beri krizin sadece siyasi diyalog yoluyla çözülebileceğini savunduğunu hatırlattı. 

Çavuşoğlu, "Ancak, destek ifadeleriyle yetinerek köklü bağlarımız bulunan bu ülkedeki gelişmeleri seyrine bırakma seçeneğimiz yoktu. İnisiyatif alarak, güvenlik ve istikrarın temini için harekete geçtik." dedi. 

TBMM'nin verdiği yetkiyle BM tarafından tanınan Milli Mutabakat Hükümeti'ne Türkiye'nin sağladığı eğitim ve danışmanlık desteğinin, bu ülkenin daha fazla iç savaşa sürüklenmesini engellediğini vurgulan Çavuşoğlu, ayrıca BM öncülüğündeki siyasi sürecin de önünü açtığını bildirdi. 

Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması konusunda imzaladığımız Mutabakat Muhtırası da Doğu Akdeniz'deki meşru çıkarlarımızın korunması yolunda önemli bir adım teşkil etti. Halen Libya'daki siyasi süreçte önemli bir dönemden geçiliyor. Siyasi Diyalog Forumu bu ay başında Tunus'ta toplandı. Bütün süreci tüm meşru taraflarla ve BM'yle yakın temas halinde destekliyor ve yönlendiriyoruz. Kardeş Libya'nın istikrara kavuşması ve kazanımların korunması için çabalarımız aralıksız sürecek."

Bakan Çavuşoğlu, İsrail-Filistin meselesinde iki devletli çözüm perspektifini ortadan kaldırmaya yönelik girişimlere karşı, Filistin davasını en güçlü şekilde desteklemeyi sürdürdüklerinin altını çizdi. 

Filistinliler arası uzlaşının sağlanması, Filistin Devleti'ni tanıyan ülkelerin sayısının artırılması ve Filistin'in uluslararası kuruluşlarla iş birliğinin güçlendirilmesi için Türkiye'nin çabalarına devam edeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, öte yandan, ABD’nin sözde barış planına, İsrail’in ilhak planlarına, Kudüs'ün hukuki statüsünü hiçe sayan adımlara ve Harem-i Şerif'e yönelik mütecaviz eylemlere karşı da sessiz kalmadıklarını anımsattı. 

Çavuşoğlu, "Çeşitli ülkelerin BM kararları hilafına Kudüs'te büyükelçilik açma teşebbüslerine karşı duruyoruz. Bizim itirazımız, İsrail'le normalleşme süreçlerinin Filistin'in menfaatlerinin pahasına olmasıdır." değerlendirmesinde bulundu. 

Çavuşoğlu, teröre karşı verilen mücadelenin sürdüğünü kaydederek "PKK/PYD/YPG'nin yurtdışındaki propaganda, eleman toplama, lobi, finansman gibi faaliyetlerinin engellenmesi çabalarımız sürüyor. Bu bağlamda, ikili ve çok taraflı platformlarda çalışmalarımız devam ediyor." dedi. 

Aynı şekilde, terör örgütü FETÖ'nün yurtdışı yapılanmasının çökertilmesi için de yoğun mesai içinde olduklarının altını çizen Çavuşoğlu, "Bugüne kadar, yurtdışı teşkilatımın, FETÖ'nün gerçek yüzünü ve bu örgütün bulunduğu ülke için de tehdit teşkil ettiğini anlatmak için yaptığı girişimlerin sayısı 16 bini geçti." ifadesini kullandı. 

ABD'de bu ay FETÖ okullarına verilen para cezası örneğinde olduğu gibi, bu konuda somut sonuçlar alınmaya devam edildiğini söyleyen Çavuşoğlu, FETÖ'nün arz ettiği tehlikenin bilincine varan bazı ülkelerin de örgüt mensuplarını topraklarından çıkardığına dikkati çekti.

Çavuşoğlu, Türk Maarif Vakfı (TMV) ile omuz omuza yürütülen çabalarla, 40 ülkede FETÖ iltisaklı okul ve dil kurslarının faaliyetlerinin kısmen veya tamamen sona ermesinin sağlandığını bilgisini paylaştı. 

Terör örgütü DEAŞ ile mücadele ve Yabancı Terörist Savaşçılardan (YTS) kaynaklanan tehditler konusunda da etkin tedbirleri sürdürdüklerinin altını çizen Çavuşoğlu, bu konuda uluslararası çabalarda öncü rol oynadıklarını kaydetti. 

Çavuşoğlu, 68 yıldır üyesi olduğu NATO'nun, Türkiye'nin savunma ve güvenlik politikasının temel unsuru olduğunu belirterek "Ulusal adımlarımızın yanı sıra, NATO kanalıyla da bölgemiz ve ötesinde barış, güvenlik ve istikrarın tesisine ciddi katkı sağlıyoruz." şeklinde konuştu. 

Türkiye'yi yakından ilgilendiren tüm güvenlik ve savunma gayretlerine, ulusal çıkarlar doğrultusunda, yerli imkan ve kabiliyetleri kullanmak suretiyle katkı sağlamayı sürdüreceklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Rusya ile ilişkilerimiz, dış politikamızın önemli bir boyutunu teşkil ediyor. İlişkilerimiz, ortak çıkar ve karşılıklı saygı temelinde, olumlu seyrini koruyor." dedi. 

Çavuşoğlu, Rusya ile ikili ilişkilerde öne çıkan başlıkların 8 Ocak'ta açılışı yapılan TürkAkım boru hattı ve Akkuyu Nükleer Santrali gibi projeler olduğunu söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen yılın ilk 9 ayında Rusya ile ikili ticaret hacminin 14 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi ve Rus turist sayısının Ekim itibarıyla 1,9 milyon seviyesine ulaşmasının ikili ilişkilerin düzeyini ortaya koyduğunu vurguladı. 

Son dönemde birçok bölgesel meselenin ortak gündeme taşındığını belirten Çavuşoğlu, Suriye ve Libya'ya dışında Yukarı Karabağ'ın da Rusya'yla yakın diyalog gerektiren bir konu olarak öne çıktığını vurguladı. 

Çavuşoğlu, bu konularda Rusya'yla anlaşamadıkları hususlar olması durumunda "diyaloğu canlı tutup" ortak paydalarda buluşmaya önem verdiklerini belirtti.

Ukrayna'yla ilişkilerin de 2011'de tesis edilen stratejik ortaklık temelinde geliştiğini kaydeden Çavuşoğlu, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediklerini vurguladı.

Bakan Çavuşoğlu, "Kırım’ın yasadışı ilhakını tanımadık, tanımayacağız. Ülkenin doğusundaki duruma uluslararası hukuk ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü temelinde çözüm bulunması için tüm uluslararası çabaları destekliyoruz. Kırım Tatarlarının hak ve çıkarlarının korunması için de ikili ve çok taraflı platformlarda çaba sarf ediyor, soydaşlarımızın yaşam koşullarının iyileştirilmesi için projeler hayata geçiriyoruz." ifadesini kullandı. 

Çavuşoğlu, Balkanlarda bölge ülkelerinin hiçbirini dışlamama ve sorunların çözümünde "bölgesel sahiplenme" anlayışıyla hareket ettiklerini belirtti. Bu çerçevede, Üçlü İstişare Mekanizmalar ile Türkiye'nin Dönem Başkanlığını 1 Temmuz'da devraldığı Güney Doğu Avrupa İşbirliği Süreci gibi platformlar yoluyla etkin rolünü sürdürdüğünü belirten Çavuşoğlu, bölgedeki temsil ağını da faaliyete geçirilen Banja Luka Başkonsolosluğu ve Yeni Pazar'da açılacak olan Başkonsolosluk ile genişleteceğini kaydetti. 

Çavuşoğlu, Türkiye'nin öncelikli milli politikasının "Balkanlar ve Kırım dahil dünyadaki soydaş/akraba toplulukların huzur ve refahının temini" olduğunun altını çizdi. Bu amaçla, TİKA, Türkiye Maarif Vakfı (TMV), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü (YEE), Diyanet İşleri Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, AFAD, Kızılay ve Türk Hava Yolları (THY) gibi kurumlarla yoğun mesai yaptıklarını kaydeden Çavuşoğlu, bu kurumlara teşekkür etti. 

Çavuşoğlu, ayrıca, bu kurumların faaliyetlerinin tüm insanlığa umut olduğunu, Türk milletinin merhametini temsil ettiğini ve Türkiye'nin yumuşak gücüne güç kattığını dile getirdi. 

Ortak dil, tarih ve kültür bağlarına sahip olunan Orta Asya Cumhuriyetleriyle iş birliğinin her alanda geliştirilmesinin, Türkiye'nin öncelikleri arasında olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, bölgedeki ülkelerin müreffeh ve istikrarlı olmalarını arzu ettiklerini dile getirdi.

Bakan Çavuşoğlu, öte yandan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin de (Türk Konseyi) her geçen gün büyüdüğünü ve güçlendiğini belirterek son zamanlarda Azerbaycan’a verdiği desteğin, birliği daha da güçlendirdiğini kaydetti. 

Çavuşoğlu, 40 yılı aşkın süredir çatışmaların sürdüğü Afganistan’da, barış ümitlerinin Afganlararası Müzakerelerin başlamasıyla yeniden canlandığını belirterek "Afganistan’ın hakettiği barışa kavuşması için çaba gösteriyor, müzakere çabalarına gerekli desteği veriyoruz. Temaslarımız sürüyor. Son olarak Milli Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Dr. Abdullah Abdullah ülkemizi ziyaret etti." dedi. 

Bakan Çavuşoğlu, 21. yüzyılı Asya'nın şekillendireceği anlayışıyla bölgeye bütüncül bakışı kuvvetlendirmek için geçen yıl Yeniden Asya girişimi başlattıklarını ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin bu girişimin de yarattığı sinerjiyle geliştiğini ifade etti. 

Çavuşoğlu, Türkiye'nin bu bölgedeki en büyük ticaret ortağı olan Çin’le bir yandan ikili iş birliğini geliştirirken, diğer yandan Uygur Türklerinin, Çin’in eşit vatandaşları olarak barış, huzur ve refah içinde yaşamlarını sürdürmeleri, temel insan haklarının gözetilmesi, dini özgürlüklerinin ve kültürel kimliklerinin korunmasına yönelik beklentilerini, Çin makamlarıyla her vesileyle ve her düzeyde ele aldıklarını vurguladı. 

Bu konudaki milli çizgiyi, BM başta olmak üzere uluslararası platformlarda da ulusal beyanlarla ve son olarak, 6 Ekim günü BM 75. Genel Kurulu 3. Komite toplantısında Uygur Türkleri konusunda beklentilerini kayda geçirdiklerini belirten Çavuşoğlu, "Soydaşlarımızın kültürel ve dini kimliklerine saygı gösterilmesini ve bunların garanti altına alınmasını istedik. Ayrıca, Uygur Türkleri ve diğer Müslüman Azınlıklara yönelik insan hakları uygulamalarından duyduğumuz endişeyi vurguladım." ifadesini kullandı. 

Çavuşoğlu, Japonya ile Ekonomik Ortaklık Anlaşması’nın en kısa zamanda imzalanması, Güney Kore ile ise Serbest Ticaret Anlaşması'nın gözden geçirilmesi için çalışmaların devam ettiğini belirtti.

Türkiye'ye yakın bölgenin ötesindeki coğrafyalara açılım politikasını ileri götürmek için salgın ortamında dahi Afrika ve Latin Amerika ülkeleriyle ziyaret ve temasları sürdürdüklerini kaydeden Çavuşoğlu, Haiti, Dominik Cumhuriyeti ve Venezuela’yı ziyaret ettiklerini ve Venezuela’da tüm taraflarla temas halindeki çabaların somut sonuçlar doğurduğunu dile getirdi. 

Çavuşoğlu, salgın döneminde 6 Afrika ülkesini ziyaret ettiklerini ve Ekvator Ginesi’nde Büyükelçilik binası açtıklarını belirterek, Togo ve Gine Bissau’da da büyükelçilikler açacaklarını kaydetti. 

Türkiye'nin 2002'de 163 olan dış temsilcilik sayısının, bugün itibarıyla 248'e ulaştığını kaydeden Çavuşoğlu, yakında bu rakamın 251'e çıkacağını belirterek "Dünyanın 5. büyük diplomatik ağı haline gelen teşkilatımız, dünyanın her köşesindeki vatandaşımıza hizmet götürüyor, ülkemizin görünürlük ve itibarına katkıda bulunuyor." dedi. 

Salgına rağmen kültürel diplomasiyi de ihmal etmediklerini belirten Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Patara ve Türk Mutfağı Yılı olarak ilan edilen 2020’de yurt dışında tanıtıcı etkinlikler düzenlediklerini belirtti. 

Çavuşoğlu, bu minvalde Türkiye-Ürdün Karşılıklı Kültür Yılı, Rusya Federasyonu’yla diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıl dönümü, Bazı Latin Amerika ülkeleriyle diplomatik ilişkilerin 70. yıl dönümü ve Endonezya’yla diplomatik ilişkilerin 70. yıl dönümü münasebetiyle etkinlikler düzenlediklerini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, "Nerede olurlarsa olsunlar insanımıza hizmeti temel misyonumuz olarak görüyoruz. Yurtdışındaki vatandaşlarımızın çıkarlarını korumak, onlara en etkin ve hızlı şekilde hizmet etmek için yılmadan çalışıyoruz." ifadesine yer verdi. Bu çerçevede, konsolosluk hizmetlerinin iyileştirilmesi için çalışmaların aralıksız sürdüğünü kaydeden Çavuşoğlu, Türkçe ve 5 dilde 7/24 esasında hizmet veren Konsolosluk Çağrı Merkezinin şimdiye dek 7 milyon talebe yanıt verdiğini açıkladı. 

Çavuşoğlu, yapay zeka temelli uygulamaları daha fazla kullanacaklarına işaret ederek "sanal sohbet robotu Hızır uygulamasını" başlatacaklarını da duyurdu.

Kovid-19 salgının olumsuz etkilerinden birinin de özellikle "Avrupa’da yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve İslam karşıtlığı gibi akımların güçlenmesi" olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, bu konudaki endişeleri BM, Avrupa Konseyi ve AGİT gibi çok taraflı platformlarda ve ikili planda dile getirdiklerini kaydetti. 

Bakan Çavuşoğlu, 2019 yılında Dışişleri Bakanlığına 4,6 milyar lira ödenek tahsis edildiğini, yıl içerisindeki toplam ödeneğin 5,1 milyar liraya ulaştığını ve 2019 yılı Kesin Hesabına göre yıl sonu harcamanın 4,7 milyar lira olarak gerçekleştiğini kaydetti. 

Dışişleri Bakanlığına 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 5 milyar 786 milyon lira ödenek tahsis edilmesinin öngörüldüğünü aktaran Çavuşoğlu, buna ilaveten yüklendiği görevler çerçevesinde 698 milyon lirası Ulusal Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere AB Başkanlığı için de toplam 787 milyon lira tutarında bütçe teklifini ve Türk Akreditasyon Kurumunun (TÜRKAK) 2021 yılı bütçe teklifi olan 42 milyon lira ödeneği de TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nun onayına sundu.

Çavuşoğlu, Bakanlık bütçesinin yaklaşık yüzde 57’sinin yurtdışı teşkilatının harcamaları için kullanıldığını, yüzde 35'inin katkı payı ödemeleri ve yurt dışındaki öğretmen, okutman ve din görevlileri maaşları için harcandığını da kaydetti

Editör: Haber Merkezi