Türkiye, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü geniş çaplı kara harekâtına sert bir dille tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail'in saldırılarının barış girişimlerini zayıflattığı vurgulanarak, kalıcı bir çözüme yönelik umutların hedef alındığı belirtildi. Türkiye, yaşanan gelişmeleri bölgede istikrarı tehdit eden bir adım olarak değerlendirdi.
İsrail Gerçek Niyetini Gözler Önüne Serdi
Açıklamada dikkat çekici ifadeler kullanıldı. "Müzakerelerin devam ettiği bir dönemde, İsrail'in Gazze'deki saldırılarını genişletmesi, huzur ve istikrarın sağlanmasına yönelik tüm girişimleri zayıflatmaktadır" denildi. Türkiye, bu askeri operasyonun İsrail'in barışa yönelik samimi bir irade taşımadığını ortaya koyduğunu vurguladı.
Türkiye’nin mesajı netti: Kalıcı bir barışa ulaşmak isteyen bir ülke, sivilleri hedef alan bu denli kapsamlı bir kara harekatına girişmez. Gazze’deki masum halkın yaşam hakkı bir kez daha yok sayılırken, barışın zemini daha da aşındırıldı.
"Acil Ateşkes Çağrımızı Yinelemekteyiz"
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Gazze’nin farklı bölgelerinde sürdürülen askeri operasyonların acilen sona erdirilmesi gerektiği ifade edilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Bu durum, İsrail'in kalıcı bir barışa ulaşma niyetinde olmadığını bir kez daha göstermiştir. Gazze'nin farklı bölgelerinde yürütülen operasyonların derhal sona erdirilmesi, Gazze'ye insani yardımların girişine izin verilmesi ve acil ateşkes sağlanmasına yönelik çağrımızı yineliyoruz."
Bu çağrı, Türkiye’nin Filistin halkıyla dayanışmasını bir kez daha net bir şekilde ortaya koyarken, milli vicdanın sesi olarak yankı buldu.
Uluslararası Camia Sessizliğini Bozmalı
Türkiye, sadece sözlü kınamalarla yetinilmemesi gerektiğini vurgulayarak uluslararası toplumu da göreve çağırdı. Açıklamada, barış ve güvenliğin yeniden tesis edilebilmesi için İsrail’e karşı kararlı ve somut adımların atılması gerektiği belirtildi:
"Bölgesel barış ve güvenliğin tesis edilmesi adına uluslararası toplumun İsrail'e karşı etkili ve kararlı adımlar atması büyük önem arz etmektedir. Uluslararası camiayı hukuki ve insani yükümlülükleri doğrultusunda harekete geçmeye davet ediyoruz."