Diyanet İşleri Başkanlığının düzenlediği 2. Gençlik Çalıştayı, Ankara'da başladı. Burada bir konuşma yapan Erbaş, şunları söyledi:

- Gençlik, geleceğe uzanan bir köprü gibidir. Bu köprü, eğitimle, kültürle ve sanatla inşa edilecektir. Bu köprünün mimarları, aileler, ebeveynler, öğretmenler, hocalar, ustalar ve sanatkârlardır. Bu köprünün aynası, özgün bir medeniyet birikimidir; milletlerin zaman içinde yetiştirdikleri kahramanları, ilim ve fikir öncüleri, düşünürleri, yazarları, şairleri, kâşifleri ve rehberleridir. Kuşkusuz bu köprüyü sağlam bir zemin üzerinde, doğru malzemelerle, uygun bir imarla ve yetenekli ustaların elinde inşa eden toplumlar, kendileri için umut dolu bir yarın hazırlamış olacaklardır.

- Yaşanmakta olan küresel ve toplumsal süreçlerle birlikte gençliğin problemleri de her geçen gün artarak büyümektedir. Gelinen noktada, toplumsal hayatı tüm veçheleriyle etkisi altına alan bireysellik, dünyevileşme, sanal hayat, popüler kültür ve hayatın temel gayesi olan kulluktan vareste gündelik anlayışlar, gençliği her taraftan kuşatmıştır. Gence adeta kul olduğunu unutturan bir etkileşim var. 

- Son iki asırdır, bir yanda tüketim ve gösteriş sektörü diğer tarafta tefrika ve anarşi üreten terör örgütleri, gençliğin saf duygularını alabildiğine istismar etmektedir. Her ikisi de derin hesapların, kirli planların ve çıkar tutkularının ucuz ve masum kurbanları olarak gençleri seçmektedir.

- Bir değerler yozlaşması ve medeniyet krizi yaşanıyor. Modern dünyanın bilişim araçları sınır tanımadan tüm coğrafyalara yeni bir kültür endüstrisi, yeni imajlar, düşünceler, tutumlar, yeni davranış biçimleri ve alışkanlıklar pazarlıyor. Maruz kalınan bu meydan okumanın travmatik tezahürleri, İslam dünyasında da değişik şekillerde kendini gösteriyor

- Acilen fert, cemiyet, sivil toplum kuruluşları ve bütün Müslümanlar olarak, varlığı anlamlı, insanı ahlâklı kılan değerleri yeniden güçlü şekilde ikame etmenin yollarını bulunması gerekliliğine vurgu yapan Erbaş, “Bugünün insanları için, gelecek nesiller için, gençler için yaşanabilir bir dünya tasavvuruna; bireysel, toplumsal ve küresel boyutta bir ahlâk inşasına ihtiyacımız var.

- Burada bizleri buluşturan temel etken, hiç şüphesiz, yüreğimizde büyüttüğümüz ideal bir nesil özlemidir. Bilgi ile hikmeti bütünleştiren, hayatın gayesini idrak eden, kendine, topluma, çevreye ve rabbine karşı sorumluluklarının farkında olan bir nesil yetiştirme arzumuz var. Güven veren, sevgiyi, adaleti, merhameti, nezaketi kuşanan, şiddetin ve anarşinin uzağında, zulmün karşısında, mazlumun yanında durabilen bir nesil yetiştirme gayesidir. Bizi burada buluşturan husus.

- Elbette gençlik, istediğimiz şekli verebileceğimiz bir hamur parçası değildir. Bu açıdan, nebevî bir metot ile yaklaşarak, yargılamadan, dikte etmeden onlarla dost olmak, vakit geçirmek, hayatı paylaşmak, onlara yetki ve sorumluluk vermek ve en önemlisi onlara ufuk açmak, gençliğin ideal konumunu tahkim edecek zaruri bir yaklaşımdır.

- Gençlerimizin dine, hayata, yaşadığımız çağa ve çağın getirdiği problemlere ilişkin düşüncelerini almak ve onlardan istifade etmek durumundayız. Onları dinlemek durumundayız. Bu bağlamda onların birikim ve enerjilerini insanlık için faydalı hâle getirebilmek büyük önem arz etmektedir. Ayrıca gençlerimizle sağlıklı bir iletişim kurmak, yeni bir dil ve üslup oluşturmak suretiyle geleceğe yönelik ortaya koyacağımız plan, proje ve çalışmalarımızda onların fikirlerine yer vermek ve onlara güvenmek önceliğimiz olmalıdır.

Editör: Haber Merkezi