Elazığ depremini bilen Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, geçmişteki ve beklenen depremleri T24'ten Şirin Payzın'a değerlendirdi.

"Deprem çalışmalarında fazla yol alamadık" diyen Görür, "Deprem olmadığı zaman gündeme gelmiyor. Türkiye toprakları yüzde 90 boyutunda, dünyanın en tehlikeli aktif fay kuşaklarını içeriyor. Yani bizim ülkemizde yaşamak demek, her an depremle karşı karşıya olmak demektir. En az Japonya kadar tehlikeli bir ülkede yaşadığımıza göre, deprem gerçeğini göz ardı etmememiz gerektiğini düşünerek bir yaşam şekli oluşturmayı aslında planlıyorum. Ne yönetimde, ne halkta deprem kültürü yok" diye konuştu.

Görür, "Bir yerde meydana gelen depremin üstünden uzun zaman geçmişse orası deprem konusunda riskli hale gelir" dedi. Görür sözlerini şöyle sürdürdü;

"Bir yerde deprem olursa, çevresi de tehlikeye girer. Stres transferiyle orası daha da tehlikeli olur. 1999 depreminde yerbilimciler olarak bağırmaya başladık, 'İstanbul'a Marmara'ya dikkat, burası tehlike altına girdi' dedik. 99 depremi, enerjiyi Marmara'nın altına biriktirdi. Hatta normalde 250 senede birikmesi gereken enerjiyi 55 saniyede Marmara'nın altındaki kabuğa yükledi.

Böylece artık orası tehlikeli hale geldi. O depremden sonra 30 sene içinde İstanbul'da deprem olma olasılığı yüzde 60 olarak hesaplandı. ben 2005 yılından beri Elazığ'da deprem olacak diye bas bas bağırdım, 15 sene sonra 2020'de oldu. Korkuyu durdurmak mümkün değil, İstanbul'da bir deprem olacak. İstanbul'da tarihe bakarsak sürekli depremler olmuş. İstanbul depremi için son zaman dilimindeyiz, artık deprem ne zaman olacak diye sormaya gerek yok. Korkmamanın tek yolu oturduğu evden endişe etmemek."