İbrahim SARP

ABD ve müttefikleri, Türkiye'ye karşı kıyamet savaşına hazırlanıyor. Bir yandan Irak'ta, Suriye'de terör örgütü ve uzantılarına her türlü desteği veren Pentagon, bir yandan da bölgede askeri üsler kuruyor. Bunun yanında burnumuzun dibindeki Ege adalarında ve Trakya'da üsler kurdu, ağzına kadar silah ve cephane yığdı.

KISSINGER: BÜYÜK İSRAİL KURULACAK

ABD'nin eski dışişleri bakanlarından ve derin devletinin akıl hocası olan Henry Kissinger'ın 2013'te verdiği bir demeçte, "Arap Baharı ve BOP doğrultusunda yakın gelecekte o kadar acımasız bir savaş olacak ki bu savaştan yalnızca ABD gibi güçlü bir devlet galip çıkabilir. Kıyamet Savaşı olacak, İran'ın işgali ile Ortadoğu'da dengeler tamamen değişecek ve askeri kaynakların temini için 7 ülke işgal edilip Büyük İsrail Devleti kurulacak." demişti. Kissinger, bu 7 ülkeden birinin kesinlikle Türkiye olduğunu da söylemişti.

ABD derin devletinin gazetesi New York Times da 2016 yılında 28. ABD Başkanı Woodrow Wilson'un 1918'de çizdiği Türkiye'yi üç parçaya ayıran haritayı tekrar yayınlayarak, bu "kıyamet savaşı" operasyonunun ilk sinyalini verdi.

Haritada Marmara, İstanbul ve İzmir "Uluslararası Constantinopolitan Devleti" olarak gösteriliyor; Doğu Anadolu’da bir Ermenistan, Güneydoğu Anadolu’da Kürdistan devleti kurulmuş. Ortada ise Türkiye var.

CHP İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in geçen yıl "İzmir'in kendi bayrağı ve İzcoin adlı parası olmalı" çıkışı, Wilson haritasıyla birlikte değerlendirildiğinde anlamını buluyor. 

Türkiye'yi parçalama hevesinde olan ABD ve müttefiklerinin içimizdeki uzantıları, kendilerini gizleme ihtiyacı bile duymuyor artık.

Yine tam bir yıl önce Avrupa Parlamentosu'na ırkçı Altın Şafak partisinden seçilen Yunan milletvekili Yannis Lagos'un, kürsüde Türk bayrağını yırtması, bu bölünme operasyonunun başladığının bir göstergesiydi. 

ABD TÜRKİYE'Yİ ÇEMBERE ALIYOR

Etrafımızı çepeçevre kuşatan ABD, harekete geçmek için Türkiye'de lider, otorite ve yönetim boşluğu oluşmasını, iç kargaşa, belki de bir iç savaş çıkmasını bekliyor. 

Beklemekle de kalmıyor, içimizdeki uzantıları vasıtasıyla bunun için çaba sarf ediyor. 

7 Şubat MİT krizi, Gezi Parkı kalkışması, 17/25 Aralık polis/yargı darbe girişimi, 15 Temmuz vs. hep aynı planın uygulamalarıydı. 

Amaç belliydi.

Oluşturulacak otorite boşluğu ile Türkiye işgale açık hale getirilip Wilson haritasında gösterildiği üzere üçe bölünecek. 

İlk hedef olan otorite boşluğu için FETÖ harekete geçirildi, ancak başaramadılar. 

1960'lardan beri devşirme asker, devşirme siyasetçi, devşirme gazeteci, devşirme işadamı, devşirme STK’lar ve FETÖ, PKK gibi terör örgütleriyle Türkiye'de at koşturan ABD, 15 Temmuz'da yaşadığı hezimete rağmen vazgeçmedi.  

Bu işin peşini bırakmaya hiç niyetleri olmadığını ABD Başkanı Joe Biden, seçim sürecinde yine operasyon merkezi New York Times gazetesine verdiği demeçle gösterdi. 

Biden, "Türkiye'de muhalefeti destekleyerek AK Parti iktidarını değiştireceğini ve en son yapabileceği şeyin 'Kürtler' (terör örgütü PKK) hakkında Erdoğan'a 'taviz vermek' olacağını" söyleyerek yeni taktiklerinin ipucunu da vermiş oldu. 

New York Times'ın 16 Mayıs 2016 tarihinde hayali Türkiye haritasını yayınlanması ile 15  Temmuz hain darbe kalkışmasının zamanlaması tabii ki tesadüf değildi. 

Nitekim darbeye karışmış bazı üst düzey FETÖ'cü subaylardan, Türkiye'de bir iç karışıklık çıkartmaya yönelik hazırlanan planlar ele geçirildi. 

"HAÇLI'NIN ÜLKENİZİ İŞGAL ETMESİ ÇOK TEHLİKELİ DEĞİLDİR"

Hele FETÖ elebaşısının 20 Ağustos 2016 tarihinde yaptığı "Haçlı'nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiş Haçlılar." konuşması, sözde 'Hizmet Hareketi'nin kime ve neye hizmet ettiğini bir kez daha ortaya koymuş oldu. 

Ancak ne yapsalar olmadı. Tüm planları bozuldu.

GÜNEYDOĞU PETROL DENİZİ

Doğu Akdeniz'de, Suriye'de, Afrika'da ve Ortadoğu'da yeni bir paylaşım haritası çizmek isteyenlerin maddi çıkarlarından biri de Güneydoğu Anadolu Bölgemiz'de keşfedilen ancak gizlenen petrol yatakları. 

Kürdistan hayaliyle yanıp tutuşanları harekete geçirdikten sonra o petrol denizine çökecekler.

Arz-ı Mev'ud denilen Büyük İsrail'in sınırları içerisinde Nil'den Fırat'a kadar olan bölgeyi, yani Türkiye'yi bölmeden o petrole çökemezler; bu yüzden savaş en kirli haliyle devam ediyor.

Türkiye her ne kadar 2013-2021 arasında bütün hücumları, terör örgütlerini, devşirme kişi ve kurumları tasfiye ederek başarıyla savuşturmuş olsa da yine gelecekler. 

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ta, Suriye'de, Ege'de, Doğu Akdeniz'de, Libya'da gerçekleştirdiği operasyonlar hep bu kuşatma oyununu bozmaya, bir savunma kalkanı oluşturmaya yönelik. 

Milli silahlarla donatılmış, içindeki hainlerden ve devşirme subaylardan arındırılmış TSK, en büyük korkuları.

Dinleme ve sızmaların imkansız olduğu 'Kale'yi karargah yapan, yurt dışında başarılı operasyonlara imza atan MİT de korktukları diğer bir kurumumuz.

O yüzden saldırılarını bu iki gözbebeğimize yoğunlaştırdılar. Kaybettiklerini almak için yine gelecekler.

Kritik bir 4 yılın içindeyiz. Kissinger'in verdiği 2025 tarihine 4 yıl kaldı. 'Bir' olduğumuzda bizimle baş edemediklerini 15 Temmuz'da gördüler. O yüzden birliğimizi bozmak için gelecekler. 

Hepimiz uyanık olmak zorundayız. Kişisel çıkarlar ve politik kavgalar hep ikinci planda tutulmalı. İdeolojik saplantılarımızdan kurtulmalıyız. Tarihimizin en büyük tehdidini ancak böyle atlatabiliriz.

Yani yüz yıl önceki gibi yine "Mevzu vatan".

Bu 4 yılı atlatırsak, elbette buradaki hayallerinden vazgeçmeyecekler ancak erteleyecekler. 

Masa yeniden kurulacak, Türkiye orada yerini alacak.

Belki bir yüzyıl daha kazanmış olacağız.

Editör: Haber Merkezi