İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen “Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum” programında, İsrail’in Gazze’de işlediği savaş suçlarının araştırılması ve uluslararası adaletin sağlanması için yürütülen sürecin önemi vurgulandı.
Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek ve uluslararası hukukun işletilmesini talep etmek amacıyla kurulan bağımsız girişim “Gazze Mahkemesi”, nihai kararını açıklamadan önce son oturumunu İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi.
Etkinliğe akademisyenler, hukukçular, sivil toplum temsilcileri ve uluslararası gözlemciler katıldı.
“Zulmün Sürmesine Bilim Dünyası Sessiz Kalmamalı”
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, konuşmasında zulmü “bir yanlışı bilinçli şekilde yapmak” olarak tanımlayarak, dünyanın herhangi bir yerinde haksızlık sürerken sessiz kalmanın kabul edilemez olduğunu söyledi.
Zülfikar, “Haksız yere insanları öldürmek, vatanlarından çıkarmak dün de vardı, bugün de var. Bunun yarın olmaması için tepki göstermemiz, bilim dünyasının sessiz kalmaması gerekiyor. Bu tür olayların tekrarlanmaması için neler yapılması gerektiği titizlikle anlatılmalı ve uygulanmalıdır.” dedi.
Gazze’ye yönelik saldırıların başlamasının ardından üniversite olarak bir protesto senato kararı yayımladıklarını belirten Zülfikar, duyarlılık gösteren tüm öğretim üyelerine ve öğrencilere teşekkür etti.
“Gazze Mahkemesi Küresel Vicdanın Sesi Oldu”
İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) Başkanı Taha Ayhan, Gazze Mahkemesi’nin İsrail’in saldırılarını belgelendiren ve uluslararası kamuoyuna sunan önemli bir girişim olduğunu vurguladı.
Ayhan, “Bu mahkeme, dünya genelinde milyonlarca insanın karşılıksız kalan adalet çağrısına bir cevap oldu. 2024 yılının ortalarında Prof. Richard Falk’un önerisiyle başlayan bu süreci ilk günden itibaren destekledik. Gazze Mahkemesi, tamamen bağımsız bir platform olarak siyasi veya mali otoritelerin etkisinden uzak bir şekilde çalıştı.” ifadelerini kullandı.
İsrail saldırılarında bugüne kadar 60 binden fazla sivilin hayatını kaybettiğini, 200 bine yakın kişinin yaralandığını ve 2 milyona yakın insanın yerinden edildiğini hatırlatan Ayhan, “Bu mahkeme, küresel kurumların sessizliğini gözler önüne sermiş, adaletin sesi olmuştur. Nihai kararın ardından bu davayı uluslararası arenada savunmayı sürdüreceğiz.” dedi.
Ayhan, ayrıca gençlik örgütlerinin, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının dayanışma içinde çalışmaya devam edeceğini belirtti.
