Antalya’daki Akdeniz Üniversitesi’nde sağlık camiasını sarsan bir disiplin soruşturması tamamlandı. Rektör yardımcılığı ve başhekimlik gibi önemli görevlerde bulunmuş olan, Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Polikliniği’nde görevli Prof. Dr. M.T. ile birlikte Prof. Dr. A.B.T., Prof. Dr. Ü.O. ve Öğr. Gör. Dr. M.A., kanser hastalarının tedavisini geciktirdikleri, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) nezdinde usulsüz işlemler yaptıkları ve araştırma görevlilerine sistematik mobbing uyguladıkları iddialarıyla yürütülen soruşturmada görevden uzaklaştırılmıştı. Söz konusu iddiaların ardından başlatılan kapsamlı disiplin soruşturması tamamlandı ve çarpıcı bulgular gün yüzüne çıktı.
Ameliyatlar Kağıt Üzerinde Tekrarlandı
Disiplin soruşturmasında en dikkat çeken bulgulardan biri, profesörlerin görev yaptığı klinikteki SGK usulsüzlükleri oldu. Raporlara göre, Prof. Dr. M.T., Prof. Dr. A.B.T., Prof. Dr. Ü.O. ve Dr. M.A., bazı ameliyatları hiç yapılmamış olmasına rağmen sisteme yapılmış gibi gösterdi. Ayrıca, ay sonunda yapılan bazı operasyonların, bir sonraki ay yeniden yapılmış gibi SGK sistemine girilerek kurumdan ikinci kez ücret alındı. SGK mevzuatına açıkça aykırı bu işlemlerin, sistematik bir tahsilat manipülasyonu olduğu vurgulandı.
Kanser Hastaları Bekletildi
Raporda, kanser veya kanser şüphesi taşıyan hastaların ameliyatlarının, yoğun bakım yetersizliği bahanesiyle ertelendiği, ancak aynı dönemde akademisyenlerin kendi özel hasta gruplarına öncelik tanıdığı belirtildi. “Robotik uyku apnesi ameliyatı gibi” daha az acil müdahaleler, yoğun bakım imkanları kullanılarak hızla gerçekleştirilirken, hayati öneme sahip kanser operasyonları haftalar sonrasına ötelenmiş. Bu durum, kamu sağlık hizmetlerinin etik ilkelerine gölge düşürdü.
Asistanlara Sistematik Mobbing
Akademik etik açısından bir diğer ciddi suçlama ise, araştırma görevlilerine uygulanan sistematik mobbing oldu. Soruşturma raporuna göre, dört akademisyen; asistanların eğitim planlarını kişisel çıkarlarına göre şekillendirdi, bazı asistanların ise temel cerrahi eğitimlerine erişimini engelledi.
Raporda yer verilen ifadelere göre, “Benim ekibimde olanlara öğretirim, diğerleri sadece iki bademcik ameliyatı yapar gider” gibi dışlayıcı söylemler kullanıldığı, bazı araştırma görevlilerinin angarya işlerde çalıştırılarak psikolojik baskı altına alındığı belirtildi. Hatta bir öğretim üyesinin, "Senin hakkında öyle iddialar çıkarırım ki, Ankara-İstanbul arasında koşturur durursun" diyerek tehditte bulunduğu da raporda yer aldı.
Yeni Bir Disiplin Dosyası Daha
Eski rektör yardımcısı Prof. Dr. M.T.’nin daha önce de üniversite güvenlik sistemine entegre olmayan gizli bir kamerayı odasının önüne kurarak personeli izlediği tespit edilmişti. Bu olay hakkında açılan ikinci bir disiplin soruşturması sonucunda da, "kişisel gizliliğin ihlali", "görevin kötüye kullanılması" ve "güvene dayalı ilişkiyi zedeleme" gibi gerekçelerle yine kamu görevinden çıkarılma cezası teklif edildi. Bu teklif de YÖK'e sunuldu.
Bazıları Görevden Ayrıldı: Süreç Devam Ediyor
Soruşturma sürecinde, Nisan ayında Dr. M.A.'nın görevinden istifa ettiği, Temmuz ayında ise Prof. Dr. Ü.O.'nun emeklilik talebinde bulunduğu öğrenildi. Diğer iki profesörün durumu ise YÖK’ün kararını bekliyor. Akademik camiada büyük yankı uyandıran bu olay, üniversite hastanelerindeki denetim ve şeffaflık ihtiyacını bir kez daha gündeme getirdi.
