Türkiye'nin gözde kış turizm merkezlerinden biri olan Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta meydana gelen ve 36’sı çocuk toplam 78 kişinin hayatını kaybetmesine, 133 kişinin de yaralanmasına yol açan feci yangına ilişkin dava süreci devam ediyor. Kamuoyunun büyük ilgiyle takip ettiği davada, otel yöneticileri ve çalışanlarının ifadeleri yürek burkan detayları bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
700 Kişilik Salonda Duruşma Yoğunluğu
Yangın faciasına ilişkin dava, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda özel olarak kurulan 700 kişilik duruşma salonunda görülüyor. Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, mağdurlar, hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları yoğun katılım sağladı.
Üçüncü gününde devam eden duruşmada, Grand Kartal Otel'in muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun ve otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz’ın savunmaları dinlendi. Ardından olayla ilgili önemli bir isim daha savunma yaptı: Otelin sahibi Halit Ergül’ün kızı ve şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu.
"Sesleri Eğlence Zannettim"
Olay gecesi otelde bulunduğunu söyleyen Ceyda Hacıbekiroğlu, yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. "En yakın arkadaşımı kaybettim. 6. katta kalıyordum. Gelen sesleri önce eğlence sanıp uyandım. Camı tahta bir çekiç yardımıyla kırmaya çalıştım. Yanımda bulunan bir müşteriye çekici verdim, camları kırarak önce çocuklarımı, sonra da beni kurtardı. Annemi sundurmaya çıkması için uyardım, sonra telefon kesildi" dedi.
Olay sırasında elleri ve yüzünde kesikler oluştuğunu, bunları sonradan fark ettiğini söyleyen Hacıbekiroğlu, binada yaşanan paniği şu sözlerle ifade etti:
“Benimle aynı katta kalan üç arkadaşımı gördüm. İnsanlar panik halindeydi, pencerelerden atlayanlar vardı. İlk gelen üç itfaiye aracından sadece birinde merdiven vardı. Yangının büyüklüğünü bildirerek sürekli arama yaptım. Daha fazla araç gelince onları otelin arka tarafına yönlendirdim. Orada durum daha kötüydü. İtfaiyenin branda açıp bazı kişileri aşağıya indirdiğini görünce herkesin bu şekilde kurtulabileceğini düşündüm. Ancak arkadaşlarıma bir daha ulaşamadım. İtfaiye aracı geri manevra yapıyordu. Sorduğumda lastiklerinin kış şartlarına uygun olmadığını, kara saplandığını ve bu yüzden ön cepheden müdahale edeceklerini söylediler.”
“Araçların Çekilmesini AFAD İstedi”
Bilirkişi raporunda otel çalışanlarının yangın sırasında müşterilere haber vermek yerine otoparka yöneldiği ve araçları çıkarmaya çalıştığı bilgisi dikkat çekmişti. Bu iddialara ise Ceyda Hacıbekiroğlu şöyle yanıt verdi:
“İtfaiye ve AFAD, yangının otoparka sıçraması durumunda araçların patlayabileceğini belirttiler. Bu yüzden araçların çekilmesi talimatı verildi. Olayın araç kurtarma gibi gösterilmesi doğru değil.”
“Yöneticiyim Ama Yetkim Yok”
Savunmasına devam eden Hacıbekiroğlu, yaşananlardan büyük üzüntü duyduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"Eşim İstanbul’dan gelip bizi Bolu merkeze götürdü. Ben o gece otelde sadece bir müşteri konumundaydım. Bu oteli dedem kurdu. Şirketin yönetim yapısı gereği beş kişi yönetimde bulunmak zorundaydı. Bu nedenle babam bizi yönetim kuruluna aldı. Ancak benim herhangi bir yetkim veya otel yönetiminde aktif bir görevim yok. İstanbul’da yaşıyorum, sadece tatil zamanlarında otele gidiyorum. Ablam Elif Aras da aynı şekilde sadece tatillerde otelde bulunur. Bizi yönetime dahil eden kişi babamdır."
