"İnsan Haklarının Korunması ve Tanıtımında Kamu Denetçiliği Kurumunun Rolünün Güçlendirilmesi için Teknik Destek Projesi" çerçevesinde dün Şişli'de bir otelde "Göç ve İnsan Hakları" konulu konferans gerçekleştirildi. Kamu Denetçiliği Kurumu ev sahipliğinde saat 10.00'da başlayan konferansa, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Kamu Baş Denetçisi Şeref Malkoç, Avrupa Birliği Delegasyonu Siyasi Bölüm Başkanı Elçi Müsteşar Stefano Fantaroni ve çok sayıda kişi katıldı. Üç gün sürecek konferansın açılışında konuşan Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, göç konusunda açıklamalarda bulunarak, göçün her zaman kötü sonuçlar doğurmadığını, önemli olanın göçün yönetilmesi ve kontrolünün sağlanması olduğunu ifade etti.

AVRUPA, ORTA ÇAĞ'DAKİ İLE AYNI ŞEYİ YAPIYOR

Avrupa'da Orta Çağ zihniyetinin hala hüküm sürdüğünü söyleyen İsmail Çataklı, "Neydi Orta Çağ? Orta Çağ'da şehirlerin etrafında kaleler, surlar vardı. Ya da elit, varlıklı insanlar kalelerde yaşıyorlardı ama insanların büyük kısmı bu surların dışındaydı. Kalelerin içerisindeki varlıklı kesim, dışarının nimetlerinden istifade ediyorlardı ama diğer kısmı surların dışında tutmaya devam ediyorlardı. Bugün Avrupa'nın aynı şeyi yapmaya çalıştığını görüyoruz. Bütün dünyayı bu surların dışı olarak gördüğünü, kıtanın etrafını bir şekilde setlerle, sınırlarla, duvarlarla çevirerek dışarıdaki nimetlerden istifade edip, onun külfetine yaklaşmadığını görüyoruz. Üstelik bunu sağlamak için bütün değerlerini ayaklar altına aldığını görüyoruz. Bugün ne yapılıyor Afganistan'da? Afganistan'daki sorunun kaynağı biz miyiz? Suriye'deki sorunun kaynağı biz miyiz? Yani dünyanın bütün kaynaklarına, bütün stratejik noktalarına konuşlanacaksınız, enerji dahil bütün kaynaklarını bir şekilde kontrol altında tutacaksınız ama oralarda ortaya çıkarttığınız ya da ortaya çıkmış olan sorunlarla yüzleşmeyeceksiniz, onları başkalarına havale edeceksiniz. Er ya da geç bunlarla yüzleşirsiniz. Çünkü problem orada duruyor. Bir şekilde gelecek ve sizi bulacak. O sebeple biz diyoruz ki sorunların kaynağında çözümüne öncelikli olarak odaklanmak lazım" dedi.

ÜLKESİNE DÖNEN SURİYELİ SAYISI 530 BİN

Suriye'de yürütülen faaliyetler sayesinde Türkiye'den Suriye'ye dönenlerin sayısının her geçen gün arttığını belirten Çataklı, "Eğer Türkiye operasyon yapmasaydı, Türkiye'deki Suriyeli sayısından daha fazla Suriyeli bugün Türkiye'ye gelmiş olacaktı. Sadece operasyon yapmakla mı yetindik, hayır. Yoğun şekilde insani yardım faaliyetlerini sürdürüyoruz. İlk önce 10 bin ile başlamıştık, Sayın Cumhurbaşkanımız 20 bine çıkarttı, sonra 50 bin, sonra 100 bin yapın dedi. Şu an 103 bin briket evin projelendirmesini tamamladık. Bunlardan 74 binden fazlasını bitirdik, 66 bin 300'üne de aileleri yerleştirdik. Yani çadırlardan aldık, briket evlere yerleştirdik. Yani bizim Suriye'de yürüttüğümüz faaliyetlerle 6 milyon insan şu anda kendi yerinde, en azından evinde olmasa bile evine yakın bir coğrafyada tutunmuş oldu ki bu sayede Türkiye'den güvenli şekilde geri dönen sayısı 530 bine yaklaştı" diye konuştu.

"118 GÖÇMEN DENİZE ATILMIŞ"

İsmail Çataklı göçmen konusuyla ilgili olarak geri itme politikası hakkında da konuştu. 2020-2022 yıllarında, geri itmelerden kaynaklı, denizde 90, karada 137 olmak üzere 227 kişinin öldüğünü ifade eden Çataklı, "Bunlardan denizde 32, karada 137 yani toplam 169'u geri itmelerden kaynaklı. Bizim tespitlerimize göre 118 göçmen hiçbir deniz vasıtası olmaksızın denize atılmış. Ortada tekne falan bir şey yok, denize atılmışlar. Bunlardan 14'ü de öldü. Diğerlerini sahil güvenlik kurtardı. Kayıp olan insanlar da var. Bizim bildiğimiz 8 kayıp var. Biz onun için diyoruz ki hukuka uygun iş yapılsın, taahhütlere herkes uysun ve insani boyutta kontrolü kaybetmeyelim. Kendi ilan ettiğimiz değerleri kendimiz çiğnemeyelim, inandırıcılığımız kalmaz, sonra size kimse inanmaz" dedi.

“İNSANLIK BİR SINAVDAN GEÇİYOR"

Toplantıda konuşan bir diğer isim Kamu Baş Denetçisi Şeref Malkoç ise, “Göçmenler konusunda bütün insan hakları savunucuları, bütün ülkelerin yöneticileri, insanlık bir sınavdan geçiyor. Umut ediyorum ki, iyi insanlar kötülük yapmak isteyen insanlardan daha çoktur ve daha gayretli olurlar, bunu hep beraber başarırız. İstanbul’daki bu toplantı, umut ediyorum ki, insanlığa ışık olur, yol gösterici olur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Son söz olarak İslam Peygamberi Hazreti Muhammed’in bir sözü ile tamamlamak istiyorum. İnsanların hayırlısı insanlara faydası olandır” ifadelerini kullandı.