Her hafta salı günü yapılan MHP grup toplantısı, bu hafta Ukrayna-Rusya savaşı gündemi nedeniyle perşembeye ertelenmişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, haftalık değerlendirmesini yapmak üzere kürsüye geldi.
Bahçeli, konuşmasında şunları söyledi:
Beşeriyetin her zamankinden fazla huzura, sakinliğe ve uzlaşmaya ihtiyacının olduğu bir dönemden geçiyoruz. Çatışmanın yaygınlaşması, hakimiyet mücadelelerinin ileri bir aşamaya ve tehlikeli bir evreye sıçraması bu düşünceme temel teşkil etmektedir.
Şayet bugünkü güvenlik çabaları geleceğin dünyasına hizmet etmiyorsa ahlaken ve manen yok hükmündedir. Tarih geçmişe dönerek anlatılır, geleceğe bakarak anlaşılır.
UKRAYNA-RUSYA SAVAŞI
24 Şubat 2022 Perşembe günü sabahın erken saatlerinde Rusya Federasyonu komşu ülkesi Ukrayna'ya karşı haksız hukuksuz, hiçbir şekilde tasvip edilemeyecek bir işgal harekatı başlatmıştır. Bu uluslararası hukuka, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne, bağımsızlığına ve Minsk sürecine tamamen terstir. Ukrayna'nın sınırlarını güvence altına alan anlaşmaları aleni olarak çiğnemiştir.
Birleşmiş Milletler üyesi bir devletin toprakları, sınır güvenliği, insan varlığı, siyasi birliği ve egemenlik hakları çok tehlikeli şekilde saldırıya uğramıştır. 8. gününe giren bu saldırı bütün vahametiyle sürmektedir. Aynı BM yasadışı ve gayrimeşru askeri harekat karşısında kınama mesajlarından başka hiçbir şey yapamamış, suya sabuna dokunan bir irade gösterememiştir. Tarih nehrinde kan akarken dünya utanç verici bir seyre dalmış ekonomik ve finansal yaptırım kararlarıyla oyalanmıştır.
Putin'in tarihe yalancı şahitlik yaptırarak kanlı işgali haklı çıkarmaya kalkışması çelişki içinde bocaladığının örneğidir. Yine Putin'in 19. yüzyıl jeopolitiğini diriltme gayesi çok tehlikeli bir Rus ruleti oynama girişiminden başka bir manaya gelmeyecektir. Daha düne kadar Karadeniz bir Türk gölüydü. Karadeniz'in kuzeyi bir zamanlar Türk yurduydu. Kavimler Göçü diye bilinen topraklardaki hatıralarımız Türklüğün vicdanında hala kor gibi yanmaktadır. Şayet tarihin şahitliğine müracaat edersek bırakınız Putin'i Türk milletinin karşısında konuşmaya, ahkam kesmeye, tarih hatırlatmasına hiçbir devletin ne yüzü ne cüreti yetecektir.
Etnik ve kültürel yakınlıktan bir ülkenin işgal bahanesi çıkartılıyorsa o zaman üç kıta bize söyleyecek, üç kıta bize anlatacak ve coğrafyalar durmaksızın bizi çağıracaktır. Donbas'ı koparmaya çalışmak bölücülüktür.
Söz konusu işgalin iki amacı olduğu anlaşılmaktadır. İlki NATO desteği olan Ukrayna'nın Rusya tehdit eden halden çıkarılması, ikincisi de Ukrayna'nın Rus nüfusun güvenliğinin sağlanmasıdır. Rusya, Ukrayna'nın NATO'ya alınmaması hususunda yazılı güvence talep etmiş ancak alamamıştır. Esasen Ukrayna arada kalmış, güç blokları çemberinde sıkışmış, deyim yerinde filler tepinirken çimenler ezilmiştir. Putin'in NATO'dan duyduğu rahatsızlık sır değildir.
Dün kanlı gündemin üst sıralarında Bosna, Bağdat, Kabil, Şam vardı, bugün Kiev girmiştir. Putin'in muhataplarıyla ters düşmesinden dolayı Ukrayna işgaline mecbur kaldıklarını söylemesi çok yenidir. Ukrayna madem NATO üyesi yapılmayacaktı bunda yıldır ABD tarafından boş vaatlerle avutulmuştur. Bu kapsamda Ukrayna'yı ateş çukuruna çeken bir yanda Rusya iken diğer yanda Batılı ülkeler değil midir? ABD ile AB ülkeleri küresel sahnenin ön tarafında yaptırım kararları açıklarken arka planda müzakere zemini aradıklarını kimse inkar edemeyecek, bize de yutturamayacaktır.
Ekonomik, finansal ve siyasi yaptırımların artırılması, Rusya'nın saldırganlığına engel olamamıştır. Batı sürekli top çevirmiş, otomatik pilota bağlanmış kınama mesajlarıyla durumu kurtarmayı zannetmiştir. Bize göre Ukrayna'nın bugüne kadarki talihsizliği bağımsız kararlar alamamış olmasıdır. 2014 yılından itibaren sistematik bir kuşatma, ele geçirme süreci bu ülkeyi rehin almış, felç etmiştir. Donbass bölgesi 8 yıldır kaynayan kazan, patlamaya hazır bombadır. Rusya, Ukrayna üzerinden eski hakimiyet havzalarına tutunmayı hedeflerken ABD de Rus tehlikesine dayanarak ortak tehdit mimarisi etrafında toplamaktadır.
Türkiye'de çatışma haritasının tam ortasındadır. Karşımızda yeni bir dünya düzeninden ziyade yeni sömürgecilik akımının formatlanan, zaman zaman forma değiştiren yepyeni bir emperyalist dayatmanın karanlık oyunları sahnelenmektedir.
Ekonomik, finansal ve siyasi yaptırımların artırılması, Rusya'nın saldırganlığına engel olamamıştır. Batı sürekli top çevirmiş, otomatik pilota bağlanmış kınama mesajlarıyla durumu kurtarmayı zannetmiştir. Bize göre Ukrayna'nın bugüne kadarki talihsizliği bağımsız kararlar alamamış olmasıdır. 2014 yılından itibaren sistematik bir kuşatma, ele geçirme süreci bu ülkeyi rehin almış, felç etmiştir. Donbass bölgesi 8 yıldır kaynayan kazan, patlamaya hazır bombadır. Rusya, Ukrayna üzerinden eski hakimiyet havzalarına tutunmayı hedeflerken ABD de Rus tehlikesine dayanarak ortak tehdit mimarisi etrafında toplamaktadır.
Türkiye'de çatışma haritasının tam ortasındadır. Karşımızda yeni bir dünya düzeninden ziyade yeni sömürgecilik akımının formatlanan, zaman zaman forma değiştiren yepyeni bir emperyalist dayatmanın karanlık oyunları sahnelenmektedir.
DÜNYA VE TÜRKİYE İLE PAYLAŞILAN GÖRÜŞLER
Geldiğimiz bu aşamada MHP olarak Rusya-Ukrayna arasındaki silahlı çatışmaların ivme kaybetmesi, süren yüksek gerilimin hafifletilmesi, barış için güçlü bir adım atılabilmesi maksadıyla Türkiye ve Dünya kamuoyu ile paylaşmak istediğimiz görüş ve düşüncelerimiz şunlardan ibarettir.
1. Ukrayna'nın siyasi ve toprak bütünlüğüyle, egemenlik haklarına mutlak suretle saygı duyulmalıdır.
2. Rusya ve Ukrayna arasında çok acil ateşkes rejimi tesis edilmelidir.
3. Rusya işgalden derhal ve ön şartsız vazgeçmeli, askeri unsurlarını geri çekmelidir.
4. NATO, doğuya genişleme stratejisini gözden geçirmeli, sanal korkular üreterek gücünü ve üye ülkeleri devamlı bir arada tutma anlayışından vazgeçmelidir.
5. Krizin çözülmesi için tek seçenek diplomasi ve diyalogtur. Müzakere arayışları memnuniyet vericidir. Ancak barış için yüreklere su serpen bir karar alınamamıştır.
Gelişmeler göstermiştir ki hem Rusya hem de Ukrayna ile temas kuracak, etki edecek ve doğrudan katılacak tek ülke Türkiye'dir. Sayın Cumhurbaşkanımızın samimi barış arayışları, istikrarın, huzurun anahtarıdır. Türkiye'nin hakemliğinde bir müzakere iklimi oluşturulması çok önemlidir.
Türkiye cephe ülkesi olmayacaktır. Milli çıkarlarımız neyi gerektiriyorsa adresimiz ve konumumuz orasıdır. Dış politika hassas bir alandır, milli beka her zaman önceliğimizdir. Putin haksızdır, fakat bu durum ekonomik ve ticari ilişkilerimizi zedelememelidir. Biz ondan bundan medet ummayız, savaşın karşısındayız, kalıcı ve köklü barışın yanındayız. Küreselci, eyyamcı değiliz, Türk milliyetçileriyiz. Haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytanlık olduğunu çok iyi biliriz.
Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması sonucunda Batı'nın ikiyüzlülüğü kanıtlanmıştır.
Türkiye Ukrayna krizinde milli bir duruş sergilemiş. Uyarılarını yeri ve zamanında yapmıştır. Zillet ittifakı ise vatandaşlarımızı büyük bir özveriyle savaş bölgesinden ülkeye getiren hükümete kara çalanlar İstanbul'a kar yağdığında iki sokağı temizlemekten aciz kaldığını unutmuştur.
