21 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi GÜNDEM MHP Lideri Devlet Bahçeli'den yağ izdihamı açıklaması: Gerekirse kendi yağımızı eritiriz

MHP Lideri Devlet Bahçeli'den yağ izdihamı açıklaması: Gerekirse kendi yağımızı eritiriz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuşuyor

MHP grup toplantısında açıklamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Rusya ve Ukrayna'daki duruma ilişkin Putin'in müzakere masasına oturmasına rağmen saldırıya devam etmesini 'ikircikli bir tutum' olarak niteledi.

Yağ stoklarının tükendiği iddialarının yalan olduğunu söyleyen Bahçeli, "Ucuz yağ alabilmek için marketlere yığınak yapılması, insanlarımızın telaşlanması bize yakışmayan köhne görüntülerdir. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Patlıcanın, patatesin, domatesin yerini yağ mı almıştır. Gerekirse kendi yağımızda kavurulur, gerekirse kendi yağımızı eritiriz. Bir eli yağda, bir eli balda olan çapulcuların siyasi rant elde etme niyetleri yüzsüzlüktür. Marketlerde yağ kuyruğu olmasına kim sebep olmuşsa bunun bedelini Türk mahkemeleri önünde ödemelidir, en ağır şekilde ödemelidir. Yağımıza kıymazsak çöreğimizi kuru yeriz. Biz yağ değil, kana bakarız, o kan ki tertemiz millet iradesidir" dedi.

Bahçeli'nin açıklamalarından satırbaşları;

Türkiye, siyasi ve stratejik konumu gereği Rusya ile Ukrayna arasındaki vahim çatışmaları yatıştıracak, arabuluculuk yapacak tek ülke olarak öne çıkmıştır. Rusya'nın operasyonları son bulmalı, ateşkes ortamı tesis edilmelidir. Savaşın ekonomik, ticari ve insani faturanının gittikçe ağırlaştığı görülmektedir. Masumlar hedef alınıyor, can kayıpları fazlalaşıyor.

Sadece Türkiye'ye gelen Ukraynalı sayısı 20 bini bulmuştur. Putin'in müzakere çağrılarına olumlu cevap verip, masalara heyetlerini gönderirken; diğer yanda askeri operasyonların belirlenen planlara uygun devam ettiğini söylemesi ikircikli bir tutumdur. Görüşmeler bugüne kadar sonuç vermemiştir. Hatta ikinci görüşmede üzerinde anlaşılan geçici ateşkes kararı bile ihlal edilmiştir. Dün, Rusya'nın geçici ateşkes kararı alması, pek çok kentte insani koridorun açılacağını duyurması ilk bakışta iyimser değerlendirmelere nefes aldırmış olsa da, bu gelişme daha şiddetli çatışmaların habercisi niteliğini taşımaktadır.

Rusya'nın hem diyaloga açık olduğunu söylemesi hem de saldırılarına devam etmesi stratejik oyalamadan başka anlama gelmemiştir. Rusya'nın iddia ettiği gibi iki taraflı bir anlaşmazlık değil, tek taraflı işgal durumu söz konusudur. Ukrayna topraklarına musallat olan Rusya'dır"

"Buğday ithalatımızın yüzde 87'si Rusya ve Ukrayna'dan, doğalgazın yüzde 40'ı, petrolün yüzde 25'i Rusya'dan temin ediliyor. Bu ülkeden gelen 7 milyon turist ağırlanıyor. Savaşın sürmesi, uzaması, ticaret kanallarını tıkayacak, ülke ekonomilerini koronadan sonra öngörülmesi zor olan şiddetli bir türbülans sokacak.

Bugünkü riskli ve sisli gündem akışı içinde, bilhassa stokçuluk ve spekülasyon yaparak haksız kazancına haysiyetsiz kazanç eklemenin hesabını yapan damgalı ahlaksızların bitleri kanlanmıştır. Bunlarda vatan sevgisi, Allah korkusu, utanmaları yoktur. İnsanımızın refahına, gıda güvenliğine ket vuranların gözünün yaşına bakılmamalıdır.

Stokçuluk ve spekülasyon yaparak haksız kazancına haysiyetsiz kazanç eklemenin hesabını yapan damgalı ahlaksızların tekrar bitleri kanlanmıştır. Bunlarda vatan sevgisi yoktur. Bunlarda Allah korkusu yoktur, bunların utanmaları kalmamıştır. Talebi kamçılayarak ayçiçek yağının fiyat artışını tetikleyen fırsatçılar rafların boşalmasıyla birlikte internette oluşan kara borsada sanki altın satar gibi yağ satanlar onurlarını satmışlardır.

5 litrelik yağın fiyatı 1 gün içinde 150 liraya dayanmıştır. Ankara ve İstanbul'da kaydedilen ilkel görüntüler vicdanları sızlatmıştır. Sosyal medya üzerinden yaş stoklarının tükeneceği yalanı pompalanmıştır. Bakanlık bu yalanı tekkzip etse de marketlerde izdiham oluşmuştur. Çok hassas dönemlerden geçtiğimiz şu günlerde iç işgal şebekesinin toplumsal panik halini körüklemesi en hafif tabiriyle şerefsizliktir.

"CHP yönetiminin bu yalana sarılarak, 'Yönetemiyorsunuz sebep yağ fiyatları' bühtandır, alçak bir kumpastır. Siyaset yapmak soysuzluğa hizmet etmek demek değildir. Sanal ve sipariş yağ krizinin orkestra şefi yine CHP olmuştur. Bu kadar mı nefret dolusunuz, bu kadar mı öfkenize yenildiniz. CHP'liler diyor ki, millet evine yağ alamaz hale gelmiş.

Bugünkü CHP varken, düşmana gerek yoktur. Zalimlerin vekaleti CHP'dedir. Küresel emperyalizmin eli CHP'nin üzerindedir. Dünyanın bu zorlu döneminde ülkemizde fitneye muhafızlık yapmak adamlık, mertlik, insanlık değildir. Kılıçdaroğlu sorun çözme konusunda iddialıyım demeyi bıraksın, CHP'nin ağırlaşan sorunlarını çözmeye çalışsın. Ucuz yağ alabilmek için marketlere yığınak yapılması, insanlarımızın telaşlanması bize yakışmayan köhne görüntülerdir. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Ucuz yağ alabilmek için marketlere yığınak yapılması, insanlarımızın telaşlanması bize yakışmayan köhne görüntülerdir. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Patlıcanın, patatesin, domatesin yerini yağ mı almıştır. Gerekirse kendi yağımızda kavurulur, gerekirse kendi yağımızı eritiriz. Bir eli yağda, bir eli balda olan çapulcuların siyasi rant elde etme niyetleri yüzsüzlüktür.

Marketlerde yağ kuyruğu olmasına kim sebep olmuşsa bunun bedelini Türk mahkemeleri önünde ödemelidir, en ağır şekilde ödemelidir. Yağımıza kıymazsak çöreğimizi kuru yeriz. Biz yağ değil, kana bakarız, o kan ki tertemiz millet iradesidir. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeni çatlamaktadır. Türkiye her ihtimali göz önüne alarak geleceğe hazırlanmak durumundadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki, 'Milletlerin siyasetinde menfaatler vardır, kimsenin dost olmayacağını bilmek lazım.' Kim bize dost ise tavrımız dostanedir, kim düşmanlık yapıyorsa pozisyonumuz ona göre olmalıdır. Bir tarafın geri adım attığı, taviz verdiği dostluğun ne komşulukla ne ittifaklıkla konusu olacaktır. Biz bağımsızlığa düşkün bir milletiz.

Türkiye'nin dış politikası gerçekçidir, dinamiktir. Takip edilen milli siyasetimiz devlet ve millet yapımıza uygundur. Hürriyete, demokrasiye, milli iradeye dayanmaktadır. Tam bağımsızlıktan başka ikinci bir tercihimiz söz konusu değildir. Ya bağımsız ve onurlu yaşayacağız ya da vahdet ateşinin içine atlayıp şahadeti kucaklayacağız.

Parlamenter sistem miadını doldurmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yönetim hayatımıza kalıcı bir soluk kazandırmıştır. İkinci 28 Şubat bildirisiyle açıklanan Güçlendirilmiştir Parlementer Sistem taslağının esas itibarıyla omurgası kırık, hedefleri döküktür. Yani hiçbir şey söylenmemiştir. 6 partinin kuru gürültüsü tamamıyla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşıtlık üzerine bina edilmiştir. Yani etki tepki üzerine inşa edilmiştir. Zillet ittifakı şuursuzdur. Eski çamlar bardak olmuştur.

Sayın Kılıçdaroğlu sen rahat ol ağılda oğlak doğsa dere boyunda otu biter. Ekmeğini kendi yapan yükünü de kendi kaldırır. Eğer bu sözlerimden bir şey anlamadıysan, kafan almadıysa demek istediğim şudur: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni Türk milleti kurmuş ve kabul etmiştir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin gerçek ismi 'Güçlendirilmiş Palavra Sistemi'dir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *