Belediye Meclis toplantısında konuşma yapan Gökhan Arslan, 17 Ağustos 1999 yılında yaşanan depremi hatırlatarak, "Dünyanın dört bir yanında zaman zaman değişik tabii afetler yaşanmaktadır. Ancak, bir çok ülke, bu afete karşı hazırlıklı olmayı öğrenmiştir. Bu hazırlık, depremi önceden haber alma şeklinde değil, depreme dayanıklı binalar yapmak veya deprem bölgesi dışında iskan gerçekleştirmek şeklinde olmaktadır. Deprem hayatın bir gerçeğidir bundan kaçış ve kurtuluş yoktur. Öncelikle bunun kabulü ve depremle yaşanılmasını öğrenmek gerekir. Aslında insan canına kast eden deprem değil ihmallerdir. Deprem değil binalar öldürür" diye konuştu.  

Kentsel dönüşümü başlatalım

Beklenen büyük Marmara depreminin kaçınılmaz olduğunu hatırlatan Arslan, "Bugün tedbir almaz isek yarın bedel öderiz. Bugün şuurla hareket etmez isek gelecekte enkaz altında kalırız. Deprem gerçeği önümüzde durmaktadır. İlçemizin sosyal barışını sağlayacak, ekonomimizi çalıştıracak, daha sağlıklı sürdürülebilir ve yaşanabilir bir Güngören için dünyanın geldiği şehircilik anlayışından yararlanmalıyız. Güngören'de demokrasimi yükseltecek şekilde toplumsal uzlaşmayı sağlayacak şekilde şehirler tasarlayarak kentsel dönüşümü bir an önce başlatılması için raporlar ve halkı ikna etme şeklinde çalışmalıyız. 2010 yılında bir rapora göre Güngören'de 9 bin 538 binanın 7 bin 300'ü riskli durumdadır" ifadelerini kullandı.

Tüm mahallelerimiz risk altındadır

"Güngören'de bir çok bina bitişik nizam şeklinde konuşlandırılmıştır" diyen Arslan, "Bu binaların bir çoğunda bodrum kat yok, bir çoğu aynı gabaride değildir. Bir çoğunda yeterli derz boşluğu bulunmamaktadır. Yeni yapılan binalar da bitişik nizamdadır. Çekiçleme kuvvetiyle bu saydığım sebeplerden dolayı binalar yeni olsun eski olsun birbirlerine vurarak yıkılacaktır. Bunun önlemini almalıyız. İnsanlarımızı ölüme terk edemeyiz. Onlar huzursuz yatarken biz başımızı yastığa rahat koyamayız" değerlendirmesinde bulundu.


 

Editör: Haber Merkezi