12 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi GÜNDEM Naci Bostancı'dan HDP davası değerlendirmesi: "Partiler hiç kapatılmasın" demedik

Naci Bostancı'dan HDP davası değerlendirmesi: "Partiler hiç kapatılmasın" demedik

AK Parti Grup Başkanı Bostancı, HDP'ye açılan kapatma davasını değerlendirdi: Hukuk, HDP'nin yürüttüğü siyasetin karmaşık ilişkiler ağına dair harekete geçmiş, buradaki mahiyeti hukukun ışığında değerlendirme ihtiyacı hissetmiştir. Söz hukuktadır. AK Parti, 'Kapatma hiç olmasın, nasıl ve hangi mahiyette kurulursa kurulsun partiler çalışsın' yaklaşımında hiç olmamıştır. Bu yönde bir hukuki ve siyasi yaklaşım düşünülemez, gerçekçi değildir

AK Parti TBMM Grup Başkanı Naci Bostancı, HDP'ye açılan kapatma davasıyla ilgili, "Hukuk, HDP'nin yürüttüğü siyasetin karmaşık ilişkiler ağına dair harekete geçmiş, buradaki mahiyeti hukukun ışığında değerlendirme ihtiyacı hissetmiştir. Söz hukuktadır." dedi.

Bostancı, siyasi parti kapatma davaları ve HDP hakkında değerlendirmelerde bulundu.

AK Parti'nin, tüm siyasi hayatında millet iradesini, demokrasinin en temel ilkesi olarak gördüğünü, esasen kendisinin de gücünü buradan alan bir siyasi hareket olduğunu belirten Bostancı, "Bizim temelde durduğumuz yer, partileri ancak milletin kapatacağı ya da milletin açacağıdır." diye konuştu.

Bostancı, geçmişe bakıldığında her zaman partilerin kapatılmasını zorlaştırma yolunda beyanlar ortaya koyulduğunu, hukuki düzenlemeler için teklifler sunulduğunu ancak yeterli desteğin sağlanamadığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Derdimiz, toplumsal ve politik alanda, hukuka görev düşmeksizin siyasetin imkanlarıyla karanlık yapıların ve halk iradesi üstünde tahakküm kurmak isteyen siyasetlerin ortadan kaldırılmasını sağlamaktı. 2010 referandumunda parti kapatmayı zorlaştıran maddenin reddedilmesinde, o dönem HDP'nin yerine siyaset yapanların, Meclis oturumlarına katılmayarak katkı verdikleri unutulmamalıdır. Keza bugün sanki parti kapatmaya karşılarmış gibi davranan CHP'nin de o dönemdeki reddetme istikametindeki tavrı hatırlanmalıdır.

Elbette AK Parti, 'Kapatma hiç olmasın, nasıl ve hangi mahiyette kurulursa kurulsun partiler çalışsın' yaklaşımında da hiç olmamıştır. Bu yönde bir hukuki ve siyasi yaklaşım düşünülemez, gerçekçi değildir. Hele Türkiye gibi tarihi terör örgütleriyle mücadele içinde geçen bir ülkede, siyaseti terörün lojistik bir desteği olarak kullanma yönündeki yol ve yöntemlere sessiz kalınması, 'Her şart ve durumda siyaset yolları açık kalmalı' şeklinde bir tavrın beklenmesi makul, haklı ve Türkiye siyaseti, halkı yararına değildir. O yüzden temelde partilerin kapatılması yönündeki hukuki mevzuatın zorlaştırılması esas olmakla birlikte kökten bir karşı duruş, bunu bütünüyle imkansız hale getirme şeklinde bir siyasi tavrımız söz konusu değildir."

"HDP'NİN KULLANDIĞI DİLE HER ZAMAN İTİRAZ ETTİK"

HDP'ye yönelik değerlendirmelerde bulunan Bostancı, şunları kaydetti:

"Öteden beri HDP'ye karşı, siyaseten bulunduğu yer, sahada ve Meclis'te kullandığı dil, terör konusunda sürekli devleti suçlayan yaklaşımı fakat olayların asli müsebbibi olan terör örgütünden bir kez dahi bahsetmemesinin işaret ettiği zımni konum dolayısıyla sürekli sert bir şekilde eleştirdik. HDP insan haklarına ilişkin duyarlılığı varmış gibi davranırken, konuyu sadece gerçek Kürtlerle ilgisiz özel bir tarzda ve ideolojik olarak yorumladığı etnik ırkçılığın dar kalıpları içinde kışkırtıcı bir tarzda ele alma yaklaşımı bakımından keza eleştirilerimizi sürdürdük. Halkların kardeşliği iddiasını, adeta bir süs derecesine düşürecek şekilde etnik ırkçılığın fay hatlarını toplumsal entegrasyonu zorlaştırma istikametinde sürekli yükseltme stratejisi dolayısıyla her zaman kullandığı dile itiraz ettik.

Siyaseten HDP'nin sorunlu olduğu alan, terör örgütüyle aynı toplumsal ve politik zeminde yer almasının getirdiği ilişkileri, demokratik bir irade istikametinde dönüştürememesi (ya da böyle bir gündem sadece kimilerinin zihninde soyut fikir olarak kalması), terör örgütünün hegemonik gücü karşısında maruz kaldığı, zorunlu gördüğü ya da meşru addettiği edilgen bir konumun ötesine geçememesidir. Mutlaka HDP'ye oy veren vatandaşlarımız Meclis'te siyaset yapılmasına, vatandaş ile siyaset arasındaki ilişkinin demokratik bir zeminde yürütülmesine destek vermektedirler. Onların oyu, sorun olarak gördükleri hususlara ilişkin Meclis'te, millet iradesinin temsil edildiği bu yerde kurallara uygun şekilde siyaset yapılmasına demokratik bir destektir."

"GÖREVİMİZ, HER ALANDA TERÖRE KARŞI MÜCADELE ETMEKTİR"

"AK Parti'nin, Türkiye'nin toplumsal bütünleşmesinin sağlanması, tüm meselelerin sadece ve sadece demokratik zeminlerde konuşulması, tartışılması, meşru siyasetin dışında yol ve yöntemlerin ortadan kalkması istikametinde hayati çabalar gösteren, bu yolda gerekirse baldıran zehrini içmekten de çekinmeyeceğini ortaya koyan bir parti" olduğunu vurgulayan Bostancı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ancak dertleri demokrasi olmayan, gayrimeşru zeminlerin varlığından beslenen, uluslararası bağlara ve güç ilişkilerine açık kirli yapılar bu samimi ve demokratik çabaları engellemiş, terör örgütüne ve onun lojistik destek sağlama girişimlerine alan açmaya devam etmişlerdir. Bizim her zaman görevimiz, teröre karşı her alanda mücadele etmek, onun varlığına ve her tür yöntemine karşı kararlı bir duruş sergilemektir. Bu ülkenin insanları hem yakın tarihimizden hem de çevredeki ülkelerdeki trajik gelişmelerden çıkarttıkları dersler ve ortak tarihin getirdiği kader birliği iradesi ile tüm farklılıkların ve siyasete ilişkin muhtelif değerlendirmelerin ötesinde, demokratik zeminin hassasiyetle korunması ve siyasi iradenin ancak ve sadece buradan hayat bulacağı hususunda tam bir mutabakat içindedirler."

"SÖZ HUKUKTA"

Yargıtay Başsavcılığının HDP'ye yönelik açtığı kapatma davasına değinen Bostancı, "HDP'nin yürüttüğü siyasetin karmaşık ilişkiler ağına dair hukuk harekete geçmiş, buradaki mahiyeti hukukun ışığında değerlendirme ihtiyacı hissetmiştir. Söz hukuktadır. Hukukun görevi, HDP'ye ilişkin delilleri hakkaniyet esasında ele almak, toplum vicdanında şüpheye yer bırakmayacak şekilde adaleti sağlamaktır. Bunda hiç kuşkumuz yoktur. Böylelikle hukuk görevini ifa ederken diğer yandan da bunun bir sonucu olarak demokratik zemin güçlenecektir." ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *