11 Eylül tiyatrosunun ardından Afganistan'ı işgal eden ABD, Saddam Hüseyin liderliğindeki Irak'a da demokrasi götürmek adına 20 Mart 2003'te saldırdı. 20 yıllık işgal boyunca Afganistan'da 2 trilyon dolar harcayan ABD'nin geri çekilmesi, terör örgütü PKK/YPG/SDG'yi korkuttu. ABD'nin Afganistan'ın ardından Irak ve Suriye'den de çekilme ihtimaline karşı terör örgütü, farklı ittifakların peşine düştü. 

'15 GÜN DAHİ TUTUNAMAYIZ'

Suriyeli Kürt araştırmacılardan Hüseyin İbrahim, tüm bu girişimlerin istihbarat düzeyinde kaldığını, Şam yönetiminin PKK'yı siyasi muhatap görmediğini söyledi. PKK'lı isimler yalnızca Mekteb el-Emin el-Vatani (Ulusal Güvenlik Ofisi) sorumlusu Ali Memlük ile görüştürülüyor. Suriye Muhalif Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Üyesi Yusuf Mahli'ye göre ise PKK'nın tek korkusu Türkiye'nin teröre karşı sürdürdüğü kararlı tutum... Yusuf Mahli, örgüt içerisinde ABD'nin çekilmesi durumunda bölgede 15 gün dahi tutunamayacakları konuşuluyor. Bu nedenle İran, Rusya ve Şam ile çok daha yoğun görüşme ve yakınlaşma kararı aldılar.

'HER ŞEYLERİNİ FEDA ETMEYE HAZIRLAR'

Haseke kökenli araştırmacı Hüseyin İbrahim "Kamışlı, Yarubiye, Ayn İsa, Aynel Arap, Menbiç ve Şeddadi başta olmak üzere o bölgedeki her köy ve kasaba artık bu vahşi yapılanmadan kurtulmak istiyor. Hepsi bir gün Türk askerlerinin o beldelere gireceği günü bekliyor. Bütün samimiyetimle söylüyorum böyle bir şey için her şeylerini feda etmeye hazırlar" ifadelerini kullandı.

İbrahim "PKK'nın tüm Kürtleri kalkan olarak kullandığını ve gözünü kırpmadan tüm Kürt beldelerini örgütün menfaatleri uğruna yakmaktan çekinmeyeceğini söyleyen İbrahim, Kürtler için en büyük şeref ve özgürlük mücadelesi bu küresel terör aparatı ile savaşmaktır" şeklinde konuştu.

PKK adına İlham Amed ve Riyad Dırar'ın katıldığı görüşmeleri Türkiye gazetesine değerlendiren SMDK üyesi Yusuf Mahli "Terör örgütü temsilcileri şu an âdeta Şam'a yalvarıyorlar. Rejimden daha âdem-i merkeziyetçi kararlar almasını ve tam özerklik olmasa da PKK terör koridoruna meşruiyet kazandıracak açılım beklentisi içerisindeler. Esed rejiminin bölgeye askerî operasyon gücü yok. Kuzey ve Doğu aksında işgal ettikleri tüm alanlara Türkiye'nin girme korkusu ile hareket ediyorlar ve bunu Esed'e karşı hem bir koz hem de müşterek hareket gerekçesi olarak dayatıyorlar" dedi.

PKK-ŞAM ARASINDA TEMSİLCİLİK KRİZİ

Öte yandan PKK-Şam arasında temsilcilik krizi yaşanıyor. Suriye krizinin ilk çıktığı dönemden bu yana PKK ile dolaylı ve doğrudan iş birliği hâlinde olan Baas yönetimi, örgütün Cenevre'de açtığı sözde temsilcilik ofisi Şam'ın tepkisini çekti. İsviçre Dışişleri Bakanlığına 24 Ağustos'ta bir nota veren Suriye Dışişleri Bakanlığı "Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi"ni, Suriye devletine ve bölgelerdeki sivillere karşı yasadışı silah taşıyan gayrimeşru bir oluşum olarak nitelendirdi. Rejim "Herhangi bir tüzel kişiliği veya hukuki ehliyeti yoktur, ayrılıkçı eğilimleri benimseyen ve ulusal Suriye yasalarına, halkına ve hükümetinin iradesine karşı hareket ediyor olarak' nitelemesinde bulundu ve kararı yeniden gözden geçirmelerini talep etti. İsviçre kanadı ise konuya ilişkin değerlendirmesinde olayın özerklik tanıma gibi bir boyutu olmadığını belirtti ve "Edinilen bilgilere göre SDG İsviçre'de İsviçre yasalarına uygun olarak dernek kurmuştur" açıklamasını yaptı.

Editör: Haber Merkezi