Gözaltına alınan müvekkilinin işlemleri için Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü binasına giden avukat Sancar Dalman, kimliğini göstermesine rağmen bir polis memuru tarafından ayrıntılı aramaya tabii tutuldu

Yapılan arama üzerine Dalman, polis memuruna Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesindeki "Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz" ifadesini hatırlattı. Buna rağmen aramada ısrarcı olan polis memuru, Dalman'ın tutanak tutma talebi üzerine, avukatlık kimliğinin fotoğrafını cep telefonuyla çekti.

15 Ocak'ta gerçekleşen bu olay üzerine avukat Dalman, haksız aramanın avukatlık onurunu zedeleyici bir hakaret olduğunu, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun nitelikli halinin işlendiğini belirterek, bir daha böyle bir hak ihlali yaşanmaması için caydırıcılık unsuru olması talebiyle İçişleri Bakanlığı aleyhine manevi tazminat davası açtı. 

10 BİN LİRA MANEVİ TAZMİNAT

Sakarya 2. İdare Mahkemesi'nde görülen davada 25 Kasım'da karar çıktı. Mahkeme, İçişleri Bakanlığı'nın avukat Sancar Dalman'a 10 bin lira manevi tazminat ödemesine hükmetti. 

Mahkemenin kararında şu ifadeler yer aldı:

Adaletin tam tecellisi olarak önem ve öncelik kazanan manevi tazminatın sadece kişinin şeref ve haysiyeti gibi manevi değerlerin değil, yaşam, beden tümlüğü, sağlık gibi kişilik haklarına dahil olan bedensel değerlerin ihlali halinde de ilgilinin duyduğu elem ve üzüntünün kısmen giderilmesini sağlayan manevi bir tatmin aracı olduğu, demokratik hukuk devletinin işlemesinde, yargılamanın ve hak arama özgürlüğünün sağlanmasında temel unsurlardan olan ve bu hususların gerçekleşmesinde emeği geçen avukatlık mesleğinin mensubu olan davacının, müvekkilinin eşinin önünde eşya aramasına maruz kalmasının meslek onurunu zedelediği, meydana gelen üzüntüsünün karşılanabilmesi maksadıyla sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak miktarda; günün ekonomik koşulları, davacının sosyal ve ekonomik durumu, paranın satın alma gücü, olayın ağırlığı, gerçekleşme biçimi, psikolojik etkisi, yıpranma durumu gibi hususlar göz önünde bulundurularak davacının maruz kaldığı acı, elem ve üzüntünün bir nebze hafifletilmesi amacıyla 10 bin Türk Lirası tazminatın davalı idare tarafından davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Kaynak: Independent Turkish 

Editör: Haber Merkezi