İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanarak uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu hakkında, bu kez “sahte diploma” iddiasıyla açılan davada ilk duruşma görüldü. İddianamede, İmamoğlu’nun resmi belgede sahtecilik suçundan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Bu dava, hem siyasi hem de hukuki boyutuyla Türkiye gündeminin en sıcak başlıklarından biri haline geldi.
Duruşma Silivri’de Yapıldı
İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülen dava, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları yerleşkesindeki duruşma salonunda yapıldı. Başka bir dosyadan tutuklu bulunan İmamoğlu, jandarma eşliğinde salona getirildi. Duruşmayı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu, babası Hasan İmamoğlu ve çok sayıda partili ile milletvekili de takip etti. Salonda sık sık “Hak, hukuk, adalet” ve “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganları yükseldi.
Kimlik Tespiti ve Gelir Beyanı
Duruşmada kimlik tespiti yapılan Ekrem İmamoğlu, evli ve üç çocuk babası olduğunu, eğitim durumunun ise “yüksek lisans” olduğunu belirtti. Hakimin “Sabıkanız var mı?” sorusuna “Çok şükür yok” yanıtını veren İmamoğlu, aylık gelirini ise 220 bin TL olarak beyan etti. Bu ayrıntılar, kamuoyunda tartışma konusu olmaya devam ediyor.
İddianamedeki Suçlamalar
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İmamoğlu’nun öğrenim gördüğü “University College of Northern Cyprus”un (UCNC), YÖK tarafından tanınan üniversiteler arasında bulunmadığı vurgulandı. YÖK’ün 1988 ve 1992 tarihli resmi yazılarında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yalnızca Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin tanındığına dikkat çekildi.
Ayrıca iddianamede, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz şekilde artırıldığı, 3 kişilik kontenjana 54 öğrencinin kabul edildiği ve bazı öğrencilerin listeden çıkarılıp yerlerine yeni isimlerin eklendiği ileri sürüldü. Bu iddialar, davanın yalnızca İmamoğlu’nu değil, yükseköğretim sistemindeki denetim mekanizmalarını da tartışmaya açtı.
Hapis Cezası Talebi
Savcılık, İmamoğlu’nun “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçundan 8 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti, delillerin toplanması ve tanıkların dinlenmesi için davayı ileri bir tarihe erteledi.
