14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi GÜNDEM Salı akşamı, saat 19.25'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sürpriz telefon: Kimi aradı, neler anlattı?

Salı akşamı, saat 19.25'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sürpriz telefon: Kimi aradı, neler anlattı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde gündeme damgasını vuran Ali Babacan olayı ile ilgili salı akşamı saat 19.25'te bir telefon görüşmesi yaptı. Peki Erdoğan kimi aradı, neler anlattı? İşte cevabı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ali Babacan’ın AK Parti milletvekiliyken bir yandan Erdoğan’ı cumhurbaşkanı adayı olarak öneren teklife imza atması, diğer yandan Abdullah Gül’ün Erdoğan’ın karşısına muhalefetin ortak adayı olarak çıkarma çabası hakkında konuştu.

Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, Erdoğan'ın kendisini aradığını bugünkü köşesinde okurlarıyla paylaşırken çarpıcı ifadeler de kullandı.

Selvi'nin yazısından öne çıkan bölümler şöyle:

- Ali Babacan’ın bir yandan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığına imza verip, diğer yandan Abdullah Gül’ün Erdoğan’ın karşısına ortak aday olarak çıkarılması projesinin mimarlarından biri olduğu yönündeki itirafını eleştirdim. Sadece eleştirmekle yetinmedim. Siyasi ikiyüzlülük örneği olarak hem Ali Babacan’ın hem Ahmet Davutoğlu’nun imzalarının örneklerini yayınladım.

- “Siyasi ikiyüzlülüğün belgesi” başlıklı yazımın yayınlandığı akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan aradı. Cumhurbaşkanı ile aramızda güzel bir konuşma gerçekleşti. Salı günü akşam 19.25’te yaptığımız görüşmenin özel bölümlerini kendime saklayacağım. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gönül diliyle konuştuk. Gezi olayları sürecinde, 17-25 Aralık döneminde ve “Kader Birliği” yaptığımız 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet Mitingleri’ne, 367 kararına ve 27 Nisan e-muhtırasına rağmen Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesini sağladı. Erdoğan’ın dirayetli duruşu olmasa, Gül cumhurbaşkanı olamazdı.

- AK Parti genel başkanı ve başbakan olarak Erdoğan “önce ben” demedi. Erdoğan’ın seçilmesi doğal olandı. Siyasi geleneğe uygundu. Sayısal gücü yeterliydi. Ama Erdoğan önce kendi nefsini değil, dava arkadaşını tercih etti. “Abdullah Gül kardeşim” dedi.

- Ama Gül, 7 yıl cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra, “Kardeşim Recep Tayyip Erdoğan” diyemedi. Erdoğan, Ahmet Davutoğlu’nu başbakan ve AK Parti genel başkanı, Ali Babacan’ı başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı yaptı. Ama onlar koltuk gittikten sonra Erdoğan’ı tasfiye planlarının içinde yer aldılar. Yok yok, tam göbeğinde. Siyasi vefasızlığın bir adım ilerisine geçip, Erdoğan’ı tasfiye planlarında rol üstlendiler. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın siyasi ikiyüzlülük ve ihanet örneği olan rollerine dikkat çekmeye çalıştım.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yazını okudum. Teşekkür etmek için aradım” diye söze başladı. Doğrusu İsrail’in Mescid-i Aksa’ya saldırılarının sürdüğü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail zulmünün engellenmesi için dünya liderleriyle görüşmeler yaptığı bir sırada aramasına şaşırmıştım. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan telefonu bağlarken, Cumhurbaşkanı’nın bir görüşmesi nedeniyle kısa bir süre beklemek zorunda kaldım. Erdoğan, yoğun bir diplomasi trafiğinin tam ortasında aramıştı.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Filistinlilere sahip çıktığı, Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıların durması için gayret gösterdiği için teşekkür ettim. Erdoğan, “Tabii ki yapacağız” dedi. Bu benim misyonum dercesine bir hava içindeydi.

- Kısa konuşmamız sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir cümleyi iki kez kullanması dikkatimi çekti. Mescid-i Aksa’ya saldırıları konuşurken Cumhurbaşkanı “İçimizdeki Mescid-i Aksa’ları yıkmak isteyenlere karşı yazınız çok güzel oldu” dedi.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşmamız sona ermeden siyasi ikiyüzlülük ve ihanet konusu gündeme geldi. Osman Bölükbaşı, partisinden milletvekili seçilip, ilk fırsatta Demokrat Parti’ye geçen milletvekilleri için, “O kadar ihanet gördüm ki, gönlüm Karacaahmet Mezarlığı’na döndü” demişti.

- Elinden tutup cumhurbaşkanı, başbakan ve bakan yaptığı kişilerin ihaneti karşısında Erdoğan’ın ne düşündüğünü merak ettim. Kişisel bir şey söylemedi. Şahsını değil, davayı ön plana çıkardı. “Bunlar da içimizdeki Mescid-i Aksa’ları yıkmak istiyorlar” dedi.

- Peki uluslararası sistem Erdoğan’ı neden yıkmak istiyor, Erdoğan’ı tasfiye planında yer alanlar neye hizmet ediyor? Erdoğan bir cümle ile yanıtını verdi. “Bunlar da içimizdeki Mescid-i Aksa’ları yıkmak istiyorlar” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *